Aleko Bacanos (1888-1950)

Aleko Bacanos (1888-1950)

Rum asıllı piyasa sazendesi ve bestekârıdır. 1888 yılında Silivri’de doğdu. Lavtacı Lambo’nun oğlu ve Kemençeci Anastas dayısıdır. Ud virtüözü ve besteci Yorgo Bacanos'un ağabeyidir. Kemençeci Todori ve Kemençeci Sotori kuzenleridir. Müziğe küçük yaşlarında keman çalarak başladı. Kemençe çalmaya daha sonra başladı. Çeşitli gazinolarda çalıştı, o yıllarda plak dolduran ses sanatçılarına eşlik etti. Paris, Berlin, Kahire gibi şehirlerde bulundu ve konserler verdi. Tipik bir piyasa kemençecisiydi. Bununla birlikte kemençeyi kendine özgü bir üslupla çalardı. 1915 yılında kanto ve şarkılardan meydana gelen Nevzad-ı Musiki adlı bir güfte dergisi yayımladı.

1950 yılında Türkuvaz Gazinosu'nda bir fasıl sırasında fenalaşarak öldü ve Kurtuluş'taki Aya Lefter Mezarlığı'na gömüldü. (Yılmaz Öztuna, Müzik Ansiklopedik Sözlük S: 138)

 

Çeşitli makamlarda 13’e yakın bestesi vardır. Memduh İmre’nin güftesini Hüseyni Sengin Semai olrak besteledi.

 

Zevkim hevesim hep sen ile pür-elem olsun

Aç sineni bir kere daha gönlüm hoş olsun

Sevmezse seni kalb-i harap hun ile dolsun

Aç sineni bir kere daha gönlüm hoş olsun

 

Deniz Kızı Eftalya Hanım için bestelediği “Gel ey denizin nazlı kızı nuş-i şarab et” adlı eseri en çok bilinenidir. 

Eftalya Hanım genç kızlığında sıcak yaz gecelerinde bazen babasıyla, bazen de tek başına, Büyükdere'den sandalla denize açılırdı. "Mehtabiye" denilen musikili Boğaz gecelerinin bu yüzyıldaki bir uzantısı sayabileceğimiz bu sandal sefalarında Eftalya gece boyunca şarkılar söylerdi.

Bir sandalla çıkılan bu mehtap turlarına çoğu zaman 20 sandal daha eşlik edermiş, Eftelya’nın büyüleyici sesiyle mest olmaya gelmiş insanları taşıyan 20 sandal... Kimse adını bilmezmiş bu güzel sesin sahibinin. Denizden geldiği için “Denizkızı” demişler Eftelya’ya. O söyleyince her şey susar, hayat dururmuş.

 

Bu güzelliklerin oluştuğu, sandal küreklerinin gecenin sesinde fon olduğu ve bülbüllerin bile sustuğu dinlediği bu güzel sesin adı: “Denizkızı Eftalya” olmuş. Eftalya Hanım'ın Galata kahvelerinde başlayan müzik yaşamı, Türk müziğinin önemli bestecilerinden Kemani Sadi Işılay ile evliliğinden sonra değişti. 

1936 yılının 4 Ağustos’unda Şirket-i Hayriye, Eftelya Hanım’a şükranlarını ifade için bir mehtabiyye tertip etti. Eftelya Hanım için ışıklar ve çiçeklerle donatılmış özel bir sal hazırlandı. Deniz kokusu, mehtap ve denizin nazlı kızı Eftelya’nın billur sesini dinlemek için 37,5 lirayı veren herkes iştirak etmiş bu geceye. Talep o kadar fazlaymış ki Şirket-i Hayriyye  tam 14 vapur kaldırmış. 

Geceye bir birinden güzel şarkılarla başlamış Eftalya. Fakat bu özel geceden sonra ayrılık dayanmış kapıya. Eftelya Hanım o gece soğuk algınlığı geçirmiş. Boğaz havası çarpmış. Ve bir daha da toparlayamamış kendini.

 

Karşılaştıkları ilk günden itibaren Eftelya’dan bir an ayrılmayan Sadi Bey İçindeki yanan ateşle pişen gözyaşları yanaklarından süzülürken güneşinin guruba kaymasını izlemiş. Aynı gelişi gibi gidişi de derinden olmuş Eftelya Hanım’ın. Tarihin 15 Mart 1939'u gösterdiğinde “Denizin Nazlı Kızı Eftalya” göç etmiş sonsuzluğa.

Musikimizin kıymetli bestekârlarından olan Kemani Aleko Bacanos, Eftalya'nın kabrinin başına gitmiş. Günlerce kemanıyla Eftalya için bestelediği Acem Aşiran eseri çalmış söylemiş. O günden bugüne bu hazin hikâyenin şarkısı dillere destan olmuş.

Gel ey denizin nazlı kızı nuş-i  şarab et

Çık sahile gel sinede bir alem-i  ab et

Mestane bakışlarla beni mest-i  harab et

Çık sahile gel sinede bir alem-i  ab et

Ey nazlı denizkızı, şarap iç.

Sahile çık, gel, göğsüme yaslan, eğlen.

Baygın bakışlarınla beni zevkten dermansız bırak.

Sahile çık, gel, göğsüme yaslan, eğlen.”

Hazırlayan: Suat Yener

Aleko Bacanos Repertuarı

 Gel ey denizin nazlı kızı nûş-i şarab et Acem Aşîran Semâî _
 Kûşe-i nisyâna attı sevdiğim yâd etmiyor Hicaz Devr-i Hindî _
 Çeşmeye giderdi sarışın bir kız Hüseynî Sofyan _
 Hasretin unutturdu beni bana Hüseynî Düyek _
 Zevkim hevesim hep sen ile pür-elem olsun Hüseynî Sengin Semâî Mahmut İmre
 Aşkın beni bak gülme ne müşküllere saldı Hüzzâm Sengin Semâî _
 Seni ancak seni rûhum düşünür sonsuz inan Hüzzâm Sofyan _
 Cânâ tercih eyler iken şîvekârım ben seni Rast Devr-i Hindî _
 Öyle bir âfet-i yektâ-yı emelsin meleğim Sabâ Devr-i Hindî _
 Aşk-ı mes'udumuzu Hâlik-i sevdâ korusun Segâh Devr-i Hindî _