Haydar Tatlıyay (1890-1963)

Haydar Tatlıyay (1890-1963)

 Bendeniz Hicran-ı Elem Haydar

Haydar Tatlıyay 1890 yılında Serez’de doğdu. Bestekâr Dramalı Hasan (Güler) ise amcasının torunudur. İlk keman derslerini annesi Ayşe Hanım’dan aldı. I.Dünya Savaşı yıllarında annesi ile babası öldü. Bu sıralarda Pire Limanında bulunan Hıdivlerin gemisi ile Türkiye’ye kaçtı. Bir süre Çanakkale’de yaşadı. Babası o yörelerin iyi klarnet çalanlarındandı; annesi de güzel Keman çalışı ile çevresinde tanınmıştı.

 

Haydar Tatlıyay doğumundan, delikanlılık yaşına kadar bu ortamda yetişti ve ilk keman derslerini annesinden aldı. Dramalı Hasan’la birlikte piyasada çalışmaya başladı. Bir ara Musikiyi bırakmış, Çanakkale’ye geldikten sonra bir kahvecinin yanına girmiş, duvarda asılı duran bir kemanı görmüş, tekrar keman çalmaya başlamıştır.

 

İzmir’de bulunduğu yıllarda özellikle Hacı Tetik’ten yararlanarak piyasanın iyi kemanileri arasına girdi. Askerlik hizmetinden sonra Mısır’a gitti. Çok maceralı bir hayat süren Tatlıyay, birçok evlilikten sonra 1948 yılında Makbule Hanım’la evlendi.

 

Bestekârlığa, ilk olarak “Niçin gördüm seni” sözleriyle başlayan Rast makamındaki kantoyu bestelemişti. Hicaz makamında bestelediği “Hicran ü elem açtı yine sinede yare” şarkısı ile meşhur oldu.

 

Çok iyi Keman icra ettiği için arkadaşları radyoya gitmesini tavsiye ettiler. Tatlıyay, radyonun yolunu tuttu.  Radyonun müdürü Mesut Cemil’e ulaştı kendini tanıttı:

 

Ben Haydar Talıyay”  Mesut Cemil:

 

“Kimsin oğlum seni tanımıyorum” Bu defa tanıyacağı şekilde:

 

Ben, Hicran ü elem Haydar. Efendim” deyince, Mesut Cemil:

 

“Şimdi tanıdım evladım buyur otur” dedi ve radyoda çalışmaya başladı.

 

Hicran-ü elem açtı yine sinede yâre

Ey hasta gönül bekleme sen derdine çare

Ümidin eğer kaldı ise feyz-i bahare

Ey hasta gönül bekleme sen derdine çare.

Bu güzel eserin bir başka anısını da Columbia Plak’ta karşılaştığı Refik Fersan ile yaşamış:

 1960'lı yıllardan bir gün Haydar Tatlıyay ile Refik Fersan karşılaşırlar. Haydar Tatlıyay Refik bey'e kendisini şöyle tanıtır:

 Bendeniz hicran-ı elem bestekârı Haydar" der. Refik bey'in ağır işitmiş olmasından mı olacak "hicran-ı elem" kelimelerini "hastalık" gibi bir şey anlayarak cevaben:

 "Ya! Efendim geçmiş olsun" diye cevap verir. Haydar Bey’in kendisini bir şarkısı ile takdimi şekli böyle imiş.

 Mesut Cemil, Kemandaki kabiliyetinden çok memnundu. Bestelerin saz semaileri, longa ve oyun havaları olmuştur. Sözlü eserlerinin en önemlisi Uşşak makamında bestelediği:

Ömrümün gülüsün gül ki güleyim

Sevmek günahsa söyle de bileyim

Sensiz yaşamaktansa ben öleyim

Sevmek günahsa söyle de bileyim.

1963 yılında İstanbul’da öldü ve Zincirlikuyu Asri Mezarlığı’nda toprağa verildi.

Haydar Tatlıyay sosyal hayatında da bir rekor sahibidir ki tam 14 evlilik yapmıştır. Son evliliğini de 1948 yılında Makbule Tatlıyay ile yapmıştır.

Eserlerini ve hayat hikâyesini bir araya toplayan Makbule Tatlıyay bunları 1965 yılında bastırdı. Ayrıca Haydar Tatlıyay'dan kalan üç değerli kemanlardan Atatürk'ün hediyesi olanını "Konya Atatürk Evi Müzesi"ne, diğer ikisini de "Konya Mevlana Müzesi"ne hediye etmiştir.

 Neyzen Burhanettin Ökte hakkında şöyle yazmıştır:

 "Haydar Tatlıyay yanlış bir ülkede dünyaya gelmiştir. Türkiye yerine İtalya’da doğsa ve sağlam bir konservatuvar tahsili görseydi hiç şüphesiz bütün dünyada Paganini tekrar dünyaya geldi- dedirtirdi."

Kemani Cevdet çağla da onu şöyle değerlendirmiştir:

 "Son devrin Türk musikisi alanında yetişmiş olan kudretli bir keman icracısı, aynı zamanda bestecilik sahasında da Türk musikisi repertuvarına kazandırdığı, zengin ve renkli saz eserleri ve şarkıları ile de haklı bir şöhretin mümessili olmuştur. Taksim ve bestelerinde arap çöllerinden balkan dağlarına kadar şark'ın sihirli ve hülyalı nağmelerini sanatkâr parmakları ve tatlı sohbetlerini unutmak mümkün mü?"

 

1963 yılında İstanbul’da öldü ve Zincirlikuyu Asri Mezarlığı’nda toprağa verildi.

(Dr. Nazmi Özalp, Büyük Türk Musikisi Ansiklopedisi,Cilt:2, S: , http://www.eksd.org.tr/ )

 

TRT repertuarındaki diğer şarkıları:

 

Son ümidim seni hülya gibi bir an sarmak  Hicaz                      Aksak

 Zalim felek ne felâket verdi başıma             Hicaz                      Düyek

 Gönlüm gözündeki mehtaba daldı                                Hüzzam                 Sengin Semai

 Mızrabını tamburuna vur kalbime vurma Hüzzam                 Aksak

 Kime açsam hicranımı tesellidir nasibim   Kürdîlihicazkâr  Curcuna

 Ben severken niçin kaçtın                                               Rast                        Düyek

 Mavi gözlerin tatlı şirin sözlerin                 Rast                        Nim Sofyan

 

 Sevda sardı kalbimi sensin onu sardıran   Uşşak                     Curcuna

Hazırlayan: Suat Yener