Musa Süreyya Bey (1884-1932)

Musa Süreyya Bey (1884-1932)

Musa Süreyya Bey, Giriftzen Asım Bey’in oğludur.  1884 yılında Üsküdar’da doğdu. İlkokuldan sonra Üsküdar Rüştiye ve İdadisi’nde okudu. Altı yıla yakın bir süre içerisinde Berlin Kraliyet Akademisi ile Berlin Konservatuarı’nda Batı Musikisi öğrenimi yaptı. Türk Musikisi öğrenimine babasından ve orta derecede bir musikişinas olan ağabeyi Mustafa Sabir Bey’den ders alarak başladı. Girift ve Ud çalmayı öğrenmişti. Darülelhan’da çalıştığı yıllarda bu bilgilerini ilerletti. Her iki musiki türünde de iyi bilgisi vardı ve piyano da çalardı.

Hiç evlenmedi. 2 Aralık 1932’de kalp krizi sonucu İstanbul’da yaşamını yitirdi. Merkezefendi Mezarlığı’na defnedildi. (Yılmaz Öztuna, Müzik Ansiklopedik Sözlük C:2 S:70)

İstanbul Konservatuar Müdürlüğü görevinde bulundu. Az sayıda beste yapmıştır. Batı musikisi eğitimi aldığı için olacak ki Türk musikisini fazla kullanmamıştır. Öne çıkan en önemli bestesi Hüzzam makamındaki:

“Sen sanki baharın gülüsün, şen çiçeğimsin

Sen her gece rüyama giren göz bebeğimsin

Sen şimdi uzaklarda gülen bir meleğimsin

Sen her gece rüyama giren göz bebeğimsin” Sengin Semai eseridir.

Rast makamındaki Mülkiye Marşı’nı besteledi.

 

Başka bir aşk istemez, aşkınla çarpar kalbimiz,

Ey Vatan gözyaşların dinsin, yetiştik çünkü biz.

Gül ki sen, neşenle gülsün ay, güneş, toprak, deniz.

Ey Vatan gözyaşların dinsin, yetiştik çünkü biz.

Bir güneştin bir zamanlar, aya kadar kaldındı dün,

Dün bir ay'dın, sislenen boşlukta yıldızsın bu gün;

Benzin uçmuş bak, ne rüya'dır, bu akşam gördüğün?

Ey Vatan gözyaşların dinsin, yetiştik çünkü biz.

Beklesin Türkoğlu'nun azminde kuvvet bulmayan,

Sel durur, yangın söner elbette bir gün Ey Vatan

Süslenir, oynar yarın, dün ağlayıp matem tutan

Ey Vatan gözyaşların dinsin, yetiştik çünkü biz.

Mülkiye Marşı’nın güftecisi Cemal Edhem (Yeşil) Bey, 1921 mezunu 1918'de kaleme aldığı bu şiir için, o zamanki duygu ve düşüncelerini yıllar önce şöyle anlatmış:

"Mülkiye'nin 1918'de yeniden açılışı, Birinci Dünya Savaşı'ndan sonraki Mütareke Yılları'nın ilk günlerine rastlar. Okul'a girdiğimizin altıncı ayına doğru yazdığım bu şiire, o kara günlerin gittikçe artarak yüreklerimizde yer eden acısı ve acılığı ister istemez sinecekti. Güftenin o zaman için aşırı iyimser görünüşünü de delikanlılık çağını yenilgiye karşı direnme gücüne ve aydınlık bir geleceğe özlem duygusuna verebiliriz."

 

Kuşatılmış, hırpalayıcı, horlayıcı günlerin yarattığı öfkeyle, taş gibi sessizleşmek yerine duyarlılaşan gençliğin başka bir dünya kurmaya hazır olduğunu dile getiren, coşku ve soyluluk ifadesi bu şiir, daha sonra değerli besteci Musa Süreyya Bey tarafından bestelendi. Musa Süreyya Bey’in değerli kardeşi Sayın Nihal Erkutun, Mülkiye Marşı'nın bestelendiği geceyi şöyle anlatmakta:

"Gayet iyi hatırlıyorum. Mütareke yıllarında bir gece, bir dostumuzun evinde ailece toplandığımız sırada, Marş'ın güftesini getirdiler. Ağabeyim, güfteyi okuyunca, çok duygulandı. Hemen kalktı; orada bulunan piyanonun başına geçip bu Marş'ı o gece besteledi..."

(www.politics.ankara.edu.tr/?bil=bil_icerik&icerik_id=292&ens_birim=0)

 

 Hazırlayan: Suat Yener

Musa Süreyya Bey Repertuarı

Muzaffersin ey Türk genci

Çârgâh Sofyan _
 Aksedip reng-i izârın câme-i gül-fâmına Hicaz Aksak _
 Gönül giryân ü nâlândır senin derd-i firâkınla  Hicaz Aksak _
 Sen sanki baharın gülüsün şen çiçeğimsin Hüzzâm Sengin Semâî _
 Gün doğmayacak belli bu aşkın gecesinden Kürdîli Hicazkâr Aksak Şükûfe Nihâl Başar
 Harâb oldum bu yalnızlık değil hoş Kürdîli Hicazkâr Aksak _
 Ol dil-şikenin ateş-i sevdâsına Kürdîli Hicazkâr Sengin Semâî _
 Tâc-ı hüsnün hükmeder şâirlerin dîvânına Mâhûr Aksak _
 Bir gün o güzel şâd edecek rûhumu sandım  Nihâvend Sengin Semâî _
 Sûziş-i aşkınla ben nâlân iken Nihâvend Aksak _
 Başka bir aşk istemez sevginle çarpar kalbimiz(MÜLKİYE MARŞI) Rast Sofyan Cemâl Edhem Yeşil
 Kalbin ufk-ı siyehinde dolaşırken bir elem Rast Aksak _
 MÜLKİYE MARŞI (Başka bir aşk..) Rast Sofyan Cemâl Edhem Yeşil
 Sâkî şarabı sun elemin câna yetmesin Rast Ağır Aksak _
 Gönlümde müebbet yaşayan tatlı emelsin Sûznâk Aksak _
 Sensiz geceler geçti hayâlât ile bî-hâb Sûznâk Sengin Semâî _
 Gönlümde düğümlendi nişanlım yine yâdın Uşşâk Aksak _
 Meskenimiz (Meclisimiz) kûşe-i meyhânedir Bayâti Yürük Semâî _