Yesari Asım Arsoy (1900-1992)

Yesari Asım Arsoy (1900-1992)

Musikiden Nasip Alamayanlar Cidden Bedbahttırlar

1900 yılında Drama’da doğdu. Asıl adı Mustafa Asım’dır. Sol ellini kullandığı için “Yesari” sıfatını almış ve " Yesari Asım Arsoy " olarak tanınmıştır. Kendisine ‘Siz Yesarizadelerden misiniz?’ diye sorulduğunda, “Asımı biz zade değil zatız.” şeklinde cevap verirmiş.

 

Musiki çalışmalarında hocaları “Rehber-i Terakki” okulu öğretmenlerinden Recai Bey ile bando öğretmeni Hikmet Bey'dir.1905`de ilkokula başlayan Asım, 1908`de Beykonağı Rüştiyesi’ne, 1910`da da Yeni İdadi`ye girip mezun olur. Bu arada da sesi çok güzel olduğundan okulda müezzinlik yapma vazifesi genç Asım’a verilmiştir.

 

Türk-Yunan ilişkilerinin giderek bozulması üzerine Drama’da kalmak tehlikeli olmaya başlayınca Asım’ın ailesi göç hazırlıklarını hızlandırırlar. Mustafa Asım günlerde okulda bir bakıma veda gibi hüzünlü bir yatsı ezanı okuyunca, ciddiyetiyle maruf, yüzü hiç gülmeyen okul müdürü odasının penceresini açarak, “yaşa seksen iki” demekten kendini alamaz. Seksen iki, Asım`ın idadideki numarasıdır.

 

Yesari ailesi 1917’da Adapazarı’na yerleşir. Burada gündüzleri babasının yanında, geceleri de bir otelde çalışan Yesari, bir yandan da müzik öğretmenlerinden ders alarak müzik bilgisini her yönüyle geliştirmeye çalışır. Fakat babası Ömer Lütfi Bey, oğlunun müzikle uğraşmasını istemediği için onu müzikten soğutmaya çalışır. Hatta birkaç defa da udunu kırar.

1929 yılında ilk bestelerini notaya döken Asım, çok geçmeden Türkiye’yi sarsmaya başlayan eserlerini bestelemeye başlar. 1930, genç bestekârın Colombia Plâk Şirketi ile anlaşıp şarkılarını plâğa okunmaya başladığı yıldır. Güftelerinin çoğunu kendinin yazdığı zengin, değişik nağmelerle ördüğü bu bestelerini, o güne kadar eşine rastlanmadık tatlılıktaki pürüzsüz ve yumuşak sesiyle birbiri ardına okuyunca çok kısa zamanda yurdun her tarafına şöhreti yayılır. (www.gencdergisi.com/5783-yesari-asim-arsoy.htm)

 Yesari Asım, sesinin güzelliği ile de tanınan bir sanatçıydı.  Çoğu zaman turnelere çıkarak ud çalar ve konserler verirdi.  Hatta 1949 yılında evlendiği Zehra Hanım’dan 1954 yılında ayrılma sebebi olarak ta turneler olduğu söylenmektedir.  1954 yılında kısa bir süre için İstanbul Radyosu’nda da çalıştı.

 

1991 yılında " Devlet Sanatçısı " unvanınla ödüllendirildi. 18 Ocak 1992 tarihinde vefat etti.

 

Yesari Asım Bey, sanatında mükemmelci bir adamdı. Meselâ, İzmir’den bir davet alarak eserlerinden oluşan bir konserin son hazırlık provasına katıldığında kabullenişi pek kolay olmazdı.

 

İzmir dönüşü konserin nasıl geçtiğini sorulduğunda; “Maalesef olamadı.” demiş.   “Hayrola üstadım?’’ diye sorulduğunda; “Henüz pişmemişti. Bana işi yokuşa sürdüğümü söylüyorlar. Hâlbuki bizatihi (aslından) sanat yokuştur dedim.” şeklinde cevap vermiş.   Birisi Asım Bey’i fazla överse;

 

“Aman efendim sen çık aradan, kalsın Yaradan

Deliden, divaneden bile beklenmeyen bir şey çıkabilir

Kimseye tan etme ey dost irfan’ım.

Bir nice divan’a sığmaz söz gelir divaneden.

Ehli hünerin kadrini bilmekte hünerdir

Marifet iltifata tabiidir-müşterisiz meta zayidir” dermiş.

 

Birisi: “Affedersiniz kusura bakmayın” derse, Asım Beyin cevabı şöyle olurmuş:

“Ben kendi kusurlarımı bitirdiğim zaman sizin kusurlarınıza bakarım”

 

 Prof. Dr. Nevzat Atlığ’ın radyo müdürlüğü yaptığı dönemde, Yesari Asım Bey’i stajyerlere ders vermekle görevlendirmiş. O zamanlar devlet memurları aylıklarını peşin alıyormuş. Fakat Üstat iki haftada sıkılmış ve ders vermekten vazgeçip ayrıldıktan sonra tahakkuk eden ücretini hak etmediğini düşünerek geri iade etmek istemiş. Nevzat Bey hayret eder: “Ne kadar ilginç bir olay” der. Nevzat Bey’e verdiği cevap şöyledir:

 

“Küçük menfaatler insanları haysiyetsiz eder.

Ne olacak sen yedin güllaç. Ben yedim bulamaç.

Ertesi sabah kalktık sen de aç ben de aç”

 

Üstadın meşhur Hüseyni:

 “Fariğ olmam meşreb–i rindaneden çıkmam Allah etmesin meyhaneden” diye süren bestesi, çeşitli vesilelerle konuşulur. Bizzat kendisine bu şarkıyı nasıl bir atmosfer içinde yaptığını sorulduğunda;

 “Sabah namazı sonrası, Kabataş’ta set üstünde otururken yaptım” demiştir. Bir başka sohbetinde ise:

 “Dinin, müzik üzerinde bir tesiri var mıdır?” sorusuna:

 “İlham, Allah’ın verdiği bir his, bir duygu olduğuna göre, aşka dayanan her mevzuda dinin, bahusus imanın büyük tesiri vardır.” Meselâ Hüseyni makamında bestelediği:

 

 

Fariğ olmam meşrebi rindaneden

Yüz çevirmem nafile peymaneden

Bezmedikçe haleti mestaneden

Çıkmam Allah etmesin meyhaneden

 

Üstat:

 “Bu şiiri bir sabah namazından sonra bestelemiştim. Daha bunun gibi ilahi halet-i ruhiye içinde yazmış olduğum ve bestelediğim eserlerim vardır”

 Asım Bey, fırsat buldukça Cağaloğlu Hamamı'na gidermiş ve orada gelen ilhamla besteler bile yaparmış. Bir gün Cağaloğlu Hamamı'ndan çıktığında, alımlı bir genç kadınla karşılaşmış yolda. O hanım, bestekâra:

 “Yesari Asım Beyefendi, sizinle Sarıyer'de bir musiki toplantısında beraber olmuştuk” demiş.

 Güzel sözler söylemiş. Yesari Asım ise hatırlamamış bu güzel kadınla beraber oldukları toplantıyı. Sonra evine dönünce "Sarıyerli" diye bir şarkıyı yazıp, bestelemiş hemen. Yesari Asım daha sonra bu Sultan-ı Yegah şarkıyı Müzeyyen Senar' la düet yaparak " Taş Plak " a okumuşlar. Şarkı şöyle:

Şarkıya Müzeyyen Senar başlıyor:

Sarıyer'de tanıştığım bir hanım

Düşünme pek karşındayım a canım

Hasret kaldım tambur’unun sesine

Yine tenha bir akşam gel a canım

 

Yesari Asım Arsoy cevap veriyor:

 

Hele coşkun bir ay doğsun gelirim

Sazla söze pek âşıksın bilirim

Kaç zamandır hep gönlümden geçerdin

Sarıyer'lim sana ben can veririm

Günümüze ulaşan yaklaşık 250 bestesi bulunan Üstad’ın, unutulan ya da gün ışığına çıkmayan epeyce eserinin de olduğu tahmin edilmektedir.

 Hatıra defterindeki 24 Teşrinievvel (Ekim) 1957 tarihli notunda:

 “İlahî mefhumlarından biri de hiç şüphesiz musikidir. Musiki insanı kemalâta götürür. Musikiden bu manada nasip alamayanlar cidden bedbahttırlar.” diyen Üstadın birbirinden güzel bu besteleri içinde hele bir tanesi vardır ki onun yeri apayrıdır. Güftesi:

Ömrüm seni sevmekle nihayet bulacaktır

Yüreğim aşkının hasretiyle solacaktır

Sen uzaklarda yaşarken bensiz

Kalbime son darbe yine ismin olacaktır.

Şeklindeki bu Hüzzam eseri Üstat,  Peygamber Efendimiz için bestelemiştir.

19 Ocak 1992 yılında hayata veda eden bestekârın, unutulan ya da gün ışığına çıkmayan çok sayıda eserinin olduğu tahmin edilmektedir. Karacaahmet Mezarlığı'na defnedildi. (Suat Yener, Şarkıların gözyaşları S: 110)  

 

Sanat değeri taşıyan şarkılarının yanı sıra piyasa şarkıları da yapmıştır. Şarkıların lirik yapı gözetlenir; “Yar saçları lüle lüle yar benziyor beyaz güle”, “Ada'lardan bir yar gelir bizlere” Hicaz, “Akasyalar açarken (Yar yolunu kolladım)” Hüzzam birkaç örneğidir. Şarkılarının güftesinin tamamına yakını kendisinindir. 

Hazırlayan: Suat Yener

Yesari Asım Arsoy Repertuarı

 

 O güzel Temmuz akşamlarında sen Acem Kürdî Düyek-Semai Yesârî Asım Arsoy
 Bahar olur yaz olur güzellerde naz olur Gerdâniye Nim Sofyan Yesârî Asım Arsoy
 Samsun gülü gonca iken koklanır Gerdâniye Sofyan-Düyek Yesârî Asım Arsoy
 Uşak'lı kız peri gibi duvaklı kız Gerdâniye Sofyan _
 Konya'lıya güzel derler gözlerini süzer derler Gülizâr Sofyan Yesârî Asım Arsoy
 Açmazsan eğer kalbime sen yâre-i hicran Hicaz Curcuna Fitnat Sağlık 
 Ada'lardan bir yâr gelir bizlere Hicaz Sofyan Yesârî Asım Arsoy
 Al goncayı deremedim  Hicaz Düyek Yesârî Asım Arsoy
 Bilmem niye bir bûseni sen çok görüyorsun Hicaz Sengin Semai İhsan Bey(Zühtü Paşa Damadı)
 Bir güzel rüyâ gibi sür'atle geçti vuslatın Hicaz Curcuna Mustafa Reşit Bey
 Bursa'lının gözlerine hayran oldum ben Hicaz Curcuna Yesârî Asım Arsoy
 Gamsız yaşarım eğlenirim zevk ederim ben Hicaz Türk Aksağı Yesârî Asım Arsoy
 Gülüm seni tanıyorum (Seni nerden tanı..) Hicaz Düyek Yesârî Asım Arsoy
 Kadıköy'lüyü öptüm gücendi Hicaz Aksak Yesârî Asım Arsoy
 Meleğim mâhitâb-ı rûhumsun Hicaz Semai İhsan Bey(Zühtü Paşa Dâmâdı)
 O güzel sanki güneş parçasıdır Hicaz Aksak Yesârî Asım Arsoy
 Sarmaşıklı sâhillere ay ışığı vuruyor Hicaz Sofyan Yesârî Asım Arsoy
 Sazlar çalınır Çamlıcanın bahçelerinde  Hicaz Aksak Yesârî Asım Arsoy
 Seni benden daha çok mu sevecekler Hicaz Sofyan Yesârî Asım Arsoy
 Seni nerden tanıyorum güzelim (Gülüm seni ta..) Hicaz Düyek Yesârî Asım Arsoy
 Seni tefhim ediyor hep bana dağlar dereler Hicaz Aksak İhsan Bey(Zühtü Paşa Dâmâdı)
 Ülfet demi vuslat demi bir gün gelir elbet Hicaz Sofyan Necdet Atılgan
 Yâr saçları lüle lüle yâr benziyor beyaz güle Hicaz Nim Sofyan Yesârî Asım Arsoy
 Yıllarca yazık boş yere hülyâlara kandım Hicaz Curcuna Celâdet Barbarosoğlu
 Yine dalgın bir hâlin var Hicaz Sofyan Sıtkı Angınbaş
 Fâriğ olmam meşreb-i rindâneden Hüseyni Ağır Aksak _
 Güller mi verir  kız yüzüne kırmızı rengi Hüseyni Semai Yesârî Asım Arsoy
 SARI ZAMBAK (Yeniköy'de bir kız gördüm) Hüseyni Düyek Yesârî Asım Arsoy
 Yeniköy'de bir kız gördüm (SARI ZAMBAK) Hüseyni Düyek Yesârî Asım Arsoy
 AKASYALAR AÇARKEN (Yâr yolunu kolladım) Hüzzam Düyek Yesârî Asım Arsoy
 Bir gül bulamam kokladığım gül gibi koksun Hüzzam Düyek Yesârî Asım Arsoy
 Bir gün ne olurdu güzelim başbaşa kalsak Hüzzam Türk Aksağı İhsan Bey(Zühtü Paşa Damadı)
 Bir lâhza bile ayrılamam şen kucağından Hüzzam Türk Aksağı Fitnat Sağlık 
 Bu yaz sevdâyı tattım Hüzzam Düyek Yesârî Asım Arsoy
 Dün gece bir şûhun bezmine gittim  Hüzzam Düyek Yesârî Asım Arsoy
 Kalbimi yıllarca sevdâya bağladım Hüzzam Düyek Yesârî Asım Arsoy
 Ömrüm seni sevmekle nihâyet bulacaktır Hüzzam Curcuna Fitnat Sağlık 
 Sâhile pek yakın bir yuva kurdum Hüzzam Aksak Yesârî Asım Arsoy
 Sarsam kolumu boynuna bir bûseni alsam Hüzzam Sengin Semai Yesârî Asım Arsoy
 Sen olmasaydın eğer aşka inanmazdım  Hüzzam Düyek Yesârî Asım Arsoy
 Sensiz benim hâlim ne olacak Hüzzam Düyek Yesârî Asım Arsoy
 Umdum ki gelirsin diye hep yollara baktım Hüzzam Sengin Semai Yesârî Asım Arsoy
 Ümitlerim hep kırıldı yârim artık gelmeyecek Hüzzam Düyek Yesârî Asım Arsoy
 Yâr yolunu kolladım beyaz mendil salladım(Akasyalar açarken) Hüzzam Düyek Yesârî Asım Arsoy
 Yıllarca bütün gençliğimin zevkini tattın Hüzzam Düyek Yesârî Asım Arsoy
 Yine kalbim coşar ağlar bu gece Hüzzam Curcuna Yesârî Asım Arsoy
 Zamanla belki geçer bu aşk da hicran da Hüzzam Düyek Nâhit Hilmi Özeren
 Son ayrılışın sevdiceğim pek acı oldu Karcığar Curcuna Yesârî Asım Arsoy
 Akşamlar ufuktan süzülüp gittiğin andır Kürdîlihicazkâr Sofyan Şükûfe Nihâl Başar
 Aşkım Yeniköy sâhil-i deryâsını sardı Kürdîlihicazkâr Sofyan Yesârî Asım Arsoy
 Kedersiz hiç coşar ağlar taşar mı kalb-i nâ-şâdım  Kürdîlihicazkâr Düyek Yesârî Asım Arsoy
 Ömrümce o saf aşkını kalbimde yaşatsam  Kürdîlihicazkâr Sofyan Yesârî Asım Arsoy
 Sen gitgide bir âfet-i devrân olacaksın Kürdîlihicazkâr Aksak Ahmet Râsim Bey
 Uçsun Ada'dan gönlüme sînendeki gamlar Kürdîlihicazkâr Curcuna Ali Hâdi Okan (Alâiye'li)
 Yaz gecelerinde uykular kaçar Kürdîlihicazkâr Sofyan Yesârî Asım Arsoy
 Ankara'nın Yürük Kızı ellerinde kınası Muhayyer Sofyan Yesârî Asım Arsoy
 Bir ceylâna pusu kurdum yakınımdan geçmedi Muhayyer Düyek _
 Erzincan'ın dağlarını aşar giderim Muhayyer Curcuna Yesârî Asım Arsoy
 İpek şala bürünür lavantalar sürünür Muhayyer Düyek Yesârî Asım Arsoy
 Sivas'lı kız gelin olmuş Urfa'ya gider Muhayyer Sofyan Yesârî Asım Arsoy
 Zehra'm bana görünsün... Muhayyer Sofyan Yesârî Asım Arsoy
 O yâre açılmak isterim amma Muhayyer Kürdî Sofyan Yesârî Asım Arsoy
 Alsam Ada'nın dilberini çamlara gitsem Nihavent Aksak Yesârî Asım Arsoy
 Bekledim de gelmedin sevdiğimi bilmedin Nihavent Semai Yesârî Asım Arsoy
 Bir kış gecesi Şişli'de kaldım Nihavent Düyek Yesârî Asım Arsoy
 ÇALI KUŞU (Daldan dala konarım..) Nihavent Sofyan Yesârî Asım Arsoy
 Çamlarda şafak rengi gibi gönlüme aktın  Nihavent Türk Aksağı İhsan Bey(Zühtü Paşa Damadı)
 Daldan dala konarım kahkahalar atarım Nihavent Sofyan Yesârî Asım Arsoy
 Geliver bir gececik gönlümü şâd eyleyiver Nihavent Aksak Yesârî Asım Arsoy
 Hayâlimde yaşattığım sevgiliyi bulmadım  Nihavent Curcuna Yesârî Asım Arsoy
 HİSAR'LI KIZ (Sonbaharı bir genç kızla Hisar'larda ...) Nihavent Sofyan Yesârî Asım Arsoy
 Kaç senedir aşk çekerim yanarım (KADINLAR-ERKEKLER) Nihavent Nim Sofyan Yesârî Asım Arsoy
 Sâhilde o hoş bûseleri aldığım akşam Nihavent Sofyan Yesârî Asım Arsoy
 Sonbaharı bir genç kızla Hisar'larda geçirdim Nihavent Sofyan Yesârî Asım Arsoy
 Yaz geldi cicim eğlenelim zevk edelim Nihavent Sofyan Yesârî Asım Arsoy
 Yalova'nın şen kızını kandıralım alalım (kaçalım) Nikrîz Curcuna Yesârî Asım Arsoy
 Perîşan saçların aşkımın ağıdır Rast Semai Yesârî Asım Arsoy
 Dizimde ağlarken ben de ağlardım Sabâ Düyek Yesârî Asım Arsoy
 Hasretle anarken seni ben gurbet elinde Sabâ Sengin Semai Tahsin Banguoğlu
 Seni herkesten kıskanıyorum Sabâ Düyek Yesârî Asım Arsoy
 Üzdüğün yetmez mi ey işvebâzım Sabâ Aksak Yesârî Asım Arsoy
 Zavallı kalbimi dinle sana figan eylesin bak Sabâ Semai Yesârî Asım Arsoy
 Gülşen-i aşkın hazana ermiş artık gülleri (HAZAN) Segâh Semai _
 Sevdâ yaratan gözlerini her zaman öpsem Segâh Türk Aksağı Yesârî Asım Arsoy
 Şen gözlerinin nûrunu içtimdi o akşam Segâh Semai İhsan Bey(Zühtü Paşa Damadı)
 Biz Çamlıca'nın üç gülüyüz Sultânî Yegâh Sofyan Yesârî Asım Arsoy
 Biz Heybeli'de her gece mehtâba çıkardık Sultânî Yegâh Aksak Yesârî Asım Arsoy
 Hülyâya dalar sonra perîşan uyanırdım Sultânî Yegâh Semai Hamid Refik Bey
 Sandalla gezerken seni gördüm de beğendim Sultânî Yegâh Semai Yesârî Asım Arsoy
 Tanburunun hicran saçan iniltisi durmasın Sultânî Yegâh Türk Aksağı Yesârî Asım Arsoy
 Yüz yıl o güzel gözlere baksam yine kanmam Sûzidil Sofyan Yesârî Asım Arsoy
 Ayrı düştüm sevgilimden dünyâ bana dar oldu Sûznâk Curcuna Yesârî Asım Arsoy
 Ben her akşam üç beş kadeh çekerim Şedaraban Düyek Yesârî Asım Arsoy
 Bu yaz Hünkâr sularında yâr dizine yaslandım Şedaraban Sofyan Yesârî Asım Arsoy
 Canım diyerek kokladığım tatlı kadınsın Şedaraban Curcuna Yesârî Asım Arsoy
 Mehcûr-i cemâlin olalı bir sene oldu Şedaraban Sengin Semai İhsan Bey(Zühtü Paşa Dâmâdı)
 Su çiçeği su çiçeği suların nazlı çiçeği Şedaraban Semai Yesârî Asım Arsoy
 Bir akşam gelmedin insâf etmedin Uşşak Düyek Yesârî Asım Arsoy
 Bir çapkın elinde oyuncak oldum  Uşşak Sofyan Yesârî Asım Arsoy
 Bir hâtırâ-yı aşksın unutmam seni  Uşşak Sofyan Yesârî Asım Arsoy
 Bir ince fidansın eğilirsin bükülürsün Uşşak Sofyan Gıyas Akdeniz
 Bu yaz geçen günlerimiz hatırından çıkmasın Uşşak Curcuna Yesârî Asım Arsoy
 Geçer her gün bir şirin kız buradan Uşşak Düyek Yesârî Asım Arsoy
 Karşılardan yar gelir  Uşşak Sofyan Yesârî Asım Arsoy
 Menekşe gözler hülyâlı Uşşak Düyek Yesârî Asım Arsoy