- Anasayfa
- Hakkımda
- Şarkı Sözleri
- Makaleler
- Bestekarlar
- Notalar
- Haberler
- Videolar
- Ziyaretçi Defteri
- Önemli Linkler
- Musikişinas Atatürk
- İletişim
Zekai Tunca
Yenilikçi Dönemin Üstün Kabiliyetli Bestekârı
Zekai Tunca
1944 Yılında Ankara’nın Tatlar ilçesinde doğan Zekai Tunca, Endüstri Meslek Lisesi’nin Tesviye bölümünü ve 1967 yılında Gazi Üniversitesi Teknik Eğitim bölümünü bitirdi.
1967 Ağustos'unda Nurcan Tunca ile evlendi ve Ordu Endüstri Meslek Lisesi'ne öğretmen olarak atandı. Nucan Tunca ile evliliğinden 1971 yılında oğlu Mehmet Alper doğdu.
1998 yılında Kültür Bakanlığı'nca verilen Devlet Sanatçısı unvanını aldı.
1960 yılında Hikmet Taşan vasıtasıyla katıldığı Dr. Recai Özdil topluluğunda notalı çalışmanın başlangıcı oldu. Erol Sayan, Yıldırım Gürses, Yaşar Özel, Doğan Canku gibi üstatlarla çalışma şansını bulan Tunca , aynı yıllarda İsmail Baha Sürelsan topluluğunda , Ahmet Hatipoğlu, Ahmet Ayhan, Yılmaz Yüksel , Kenan Yomralı’dan dersler alarak musiki bilgisini olgunlaştırdı.
1964 yılında Ankara Radyosu'nun stajier sanatçı sınavı ve 1966 yılında açılan geniş kapsamlı sınavlardaki başarısı ile kazandı. 1965 yılında Birleşmiş Türk Müziği Sanatçıları derneğinin ses yarışmasında Ankara birincisi oldu.
1970' de Trabzon’dan katıldığı TRT Çok Sesli Koro sınavını kazandı ve 1971 yılında Ankara radyosuna geri döndü. 1975 yılında Ankara Radyosu TSM yetişmiş sanatçısı oldu.
1976 yılında Kültür Bakanlığı KTM solisti olarak atandı. TRT müzik dairesi uzmanlığı, Repertuar ve Denetleme Kurulları üyelikleri görevini yürüttü.
1978-1981 yılları arasında ODTÜ Türk Müziği topluluğunu çalıştırdı.
İlk bestesi "Alın Yazımsın" 1981 yılında Milliyet Gazetesi anketinde üçüncü seçildi.
1983 Yılında ikinci bestesi "Bunca Güzel İçinde Birisi Var Ki" eseri ile Milliyet Gazetesi anketinde ikincilik ödülü
1985 yılında "Bahar Çiçek Çiçek..." eser ile Milliyet Gazetesi anketinde dokuzunculuk ödülü.
1986 yılında "Leylakları Sünbülleri" eseri ile Milliyet Gazetesi anketinde üçüncülük ödülü
1987 yılında "Gözlerinle Konuş Benimle" eseri ile Milliyet Gazetesi anketinde üçüncülük ödülü
1988 yılında "Gözyaşımda Saklısın Ağlayamam Ben" eseri ile Milliyet Gazetesi anketinde ikincilik ve Altın kelebek ödülü , ayrıca TRT ödülü
1988 yılında yine "Sen İlk Değil Son Değilsin" Milliyet Gazetesi anketinde üçüncülük ödülü
1988 yılında yine "Yüreğime Kör Düğümler Atılmış" Milliyet Gazetesi anketinde yedincilik ödüllü
Rüyalarım Olmazsa
Cemal Safi, küçük bir çocukken bir avcının kucağında gördüğü ceylanın cansız bedeni ve donmuş bakışlarıyla yıllar sonra bir kez daha karşılaştı. Ama bu kez o ceylan bakışlar, genç ve narin bir kızın gözlerinde saklıydı. O gözler, rüyalarına girdiği Safi’ye ilham kaynağı oldu.
1950 yılının bir Haziran gününde. Vezirköprü yakınlarındaki kır kahvesinin önüne park ettiği an, pencere kenarında oturan baba, şefkatle saçlarını okşadığı Cemal’e seslendi; “Cemal kalk oğlum, uyan! Mola veriyoruz, kahvaltı yapıp, kendimize gelelim!”
Babası kamyonun sahibiydi. Chevrolet marka kamyonu şoför kullanıyordu. Kır kahvesinin bahçesinde, kendileri gibi kamyoncu birkaç kişi daha vardı. Onlar da odun kömürü yapan ocaklara dağdan kütük çeken şoförlerdi.
Bir masaya oturdular, daha ilk çaylarını içiyorlardı ki, bahçeye yeni bir konuk girdi. Uzun boylu, başında bir kasket, sırtında ceket, omzunda namlusu aşağıya bakan ve kırma diye tabir edilen çifte tüfek olan bir adamdı.
Kahvedekiler ona dönmüştü, hem kendisine, hem de kucağında vurduğu ceylana bakıyorlardı. Cemal babasının yanından kalktı, sessizce adamın önüne geldi. Gözleri önce küçük ceylan yavrusuna gitti. Yaralıydı yavru, böğründe koskocaman bir kan lekesi ve barut yanığı vardı. Ölmüştü ama gözleri açık gitmişti.
Cemal şefkatle ceylan yavrusunun tüylerine dokundu. Henüz sıcaktı, sonra parmaklarını yüzüne sürdü, okşadı, gözlerine baktı, elinde olmadan. Ceylan, donmuş bakışlarıyla avcısının gözlerine kilitlenmişti adeta.
Aradan tam 28 yıl geçmişti. Takvimler 1978 yılının Nisan ayındaydı. Vezirköprü’deki çocuk, artık şair Cemal Safi olmuştu. Cemal Safi, ticaret yapmakta, galeri ve bilardo salonu işletmektedir.
Bilardo salonunda bir masanın kenarındaki sandalyede oturuyordu. Yanına genç, gerçekten çok güzel ve zarif bir kız geldi. Şiiri çok sevdiğini, şiirler yazdığını, şiir okumaktan büyük keyif aldığını söyledi. Cemal Safi kızı dalgın dalgın dinlerken, cebinden bir sigara çıkarttı ve yaktı. Kızın da sigara içtiğini tahmin ederek, ona da ikram etti. Tam ateşi yaktığı anda kızın gözlerine baktı birden! Ve kendini zaman tünelinde bulmuştu. Kızın bakışları kendini çocukluk yıllarına götürmüştü.
Hiç yabancı değildi sanki. İçinden kendi kendine konuştu; “Bu bakışlar, bu ağlayan gözler, bu ışıltılar, bana hiç yabancı değil. Yıllardan beri, çocukluğumdan beri hayallerimden gitmeyen sürmeli kirpiklerin çevrelediği gözlerden süzülen ceylan bakışlar, o ceylan yavrusunun bakışları değil mi” der, kendi kendine!
Bu iki anıdan etkilenen şairimiz, kızın o ceylan bakışlarından dolayı ‘Ceylan’ adını vermişti. Sonra kız birden kayboldu. Gelmiyordu, ortaya çıkmıyordu. Ceylan, Cemal Safi gözlerini kapattığında, uykulara daldığı an rüyalarında yerini alıyordu.
Konuşuyordu, dertleşiyordu, bazen sevgi, bazen sitem dolu sözler ediyordu. Bazen derdine ortak oluyor, derdimi paylaşıyordu. Hatta randevu veriyor, ama ümitle beklediği halde gerçek yaşamda randevularına gelmiyordu, şair gelecek sanıyordu, o gelmiyordu.
Bir akşam Ankara’da bir müzikholde Şair Halil Soyuer, Bestekâr Metin Everes, Bestekâr Bilge Özgen ve TRT ses sanatçısı ve Bestekâr Zekai Tunca vardı. Zekai Tunca, Şaire dönerek: “Cemal abi, bana özlemi anlatan bir şiir versene, hani özlediğini ancak rüyalarda gördüğün, ulaşamadığın bir sevgiliye yazılan dizeleri içeren bir şiir olsun” dedi.
Tunca’nın bu isteği Üstat Cemal Safi’yi yine zaman tüneline götürmüştü. Artık her şey Üstadın sihirli kalemine kalmıştı.
Ceylan adını verdiği o rüyalarını süsleyen tılsımlı ortaya çıkmıyordu. Onun üzerine kuruyordu yazacağı şaheseri. Kayboluyordu, ortaya çıkmıyordu ve gelmiyordu.
Lamartine’nin dediği gibi: “Şiir, büyük zekâların rüyalarıdır”.
Üstat, bir gün mucize ile uyandı. Ceylan adını verdiği o güzel kızla rüyasında buluşmuştu. Uyandığında duygu yoğunluğunu anlatmak ihtiyacı duydu. Zekai Tunca’nın Kürdîlihicazkâr makamında notalarla süsleyeceği “rüyalarım olmasa” eserini yazdı.
Bu güzel şarkının öyküsünü bestekârı Zekai Tunca ile yaptığı kısa söyleşi ile tamamladı. Şiiri aldıktan iki gün sonra besteyi tamamladı. Şarkı bittikten sonra TRT’ye gönderdi. Ama jüri yarışmadan ‘Rezil bir şarkıydı, reddettik’ diyerek, çıkardı.
Rezil diye adlandırılan şarkı halkın tüm kesimleriyle kucaklaştı. Hürriyet-Kelebek ve Milliyet gazetelerinin Altın Kelebek ve Yılın En Sevilen Şarkı ödülleri dâhil olmak üzere almadık birincilik bırakmadı. Kısacası halkın şarkısı oldu.
Yıldızlara baktırdım, fallarda çıkmıyorsun
Seni görmem imkânsız, rüyalarım olmasa
Pencereden bakmıyor, yollara çıkmıyorsun
Seni görmem imkânsız, rüyalarım olmasa
Yalvarırım mektup yaz beş dakika ayır da
Su serp yanan bağrıma sağlığını duyur da
Yaban gülü gibisin dağda, kırda, bayırda
Seni dermem imkânsız, rüyalarım olmasa
Seviyor özlüyorum seni can pahasına
Bir fırsat ver n'olursun beni bir daha sına
Bu aşkı söyleyemem senden bir başkasına
Seni sormam imkânsız, rüyalarım olmasa
1989 yılında "İmkansız" Milliyet Gazetesi anketinde birincilik ödülü, beste ve TV yıldızı ödülü, Altın kelebek ödülü, TRT ödülü ve ayrıca Milliyet Gazetesinin son 27 yılın şarkıları ve son 50 yılın şarkıları arasına girmiştir. Sözlerini Cemal Safi’nin yazdığı şarkı Kürdîlihicazkâr bestedir.
(Suat Yener; Şarkıların Gözyaşları S:228, Altın Koza Yayınları 0 322 503 04 77)
1991 yılında "Gözüm Kesmiyor" Milliyet Gazetesi anketinde altıncılık ödülü
1992 yılında "Üzme Beni" Milliyet Gazetesi anketinde birincilik ödülü
1995 yılında "Tanrım" Milliyet gazetesi anketinde ikincilik ödülü.
1996 yılında "Beni Sevmeye Devam Et " Milliyet Gazetesi anketinde ilk on şarkısı arasına girmiştir.
Bestekârımız beste çalışmalarına devam etmekte olan son zamanlarda "Gülü Susuz Seni Aşksız Bırakmam " isimli Kürdi şarkısı ile yine ön plana çıkarak musikimizi genç kuşaklara aşılamada önemli mesafe kaydetmiştir. (http://www.zekaitunca.com/, Rahmi Kalaycıoğlu, Türk Musiki Bestekârları Külliyattı Cilt: 4 Sayı:72, Türk Musiki Tarihi Ve Edebiyatı / Suat Yener Syf: 493)
Hazırlayan: Suat Yener
Zekai Tunca Şarkıları
Sevdâ savaşlarım bitiyor derken her türlü savaştan aşka sığındım | Bayâti | Düyek | Zekâi Tunca |
Yüce Canik dağı yüksekten bakar | Gerdâniye | Nim Sofyan | İbrahim Agâh Çubukçu |
Akşamları aklım ayırır bizi | Hicaz | Düyek | Zekâi Tunca |
ALIN YAZIMSIN (Kapıldım sana..) | Hicaz | Sofyan | İlkan San |
Ben bu sonu en başından nasıl oldu farketmedim | Hicaz | Sofyan | Aşkın Tuna-Zekâi Tunca |
Bilsem dönüp geleceksin gözyaşımı yol eylerim | Hicaz | Sofyan | Güngör Sarkın |
Gönül kazanılır zaptedilemez | Hicaz | Sofyan | Zekâi Tunca |
Gözlerinle konuşsan benimle | Hicaz | Nim Sofyan | İlham Behlül Pektaş |
Gözyaşımda saklısın ağlayamam ben | Hicaz | Düyek | Seyhan Girginer-Zekâi Tunca |
Kah kendimden kah kaderden mutluluk hep ... | Hicaz | Semai | Zekâi Tunca |
Kapıldım sana bir mecnûn gibi (ALIN YAZIMSIN) | Hicaz | Sofyan | İlkan San |
Sabahla üzerinde bir gonce güzelliği | Hicaz | Aksak | Aydın Yalkut |
Seni çok seviyorum desem de faydası yok | Hicaz | Düyek | Zekâi Tunca |
Sensizliği ben seçmedim ben seçmedim ayrılığı | Hicaz | Düyek | Zekâi Tunca |
Sevgilim yalan söylerse sana kurusun ve mahrum kalsın dilim | Hicaz | Düyek | Nazım Hikmet Ran |
İnan üzülmedim elvedâ derken | Hicazkâr | Sofyan | Şeydâ Temuçin |
Elim sensin kolum sen | Hüseynî | Curcuna | Nejat Sefercioğlu |
Aşkımın kıymetini bilmedi kader | Hüzzâm | Sofyan | Uğur Gür |
Bağrıma taş basmışken yine girdin dünyâma | Hüzzâm | Düyek | Zekâi Tunca |
Neden böylesine geç neden böyle umutsuz | Hüzzâm | Curcuna-N.Sofyan | Şinâsi Özdenoğlu |
Umutla beklerim seni gönlümce | Hüzzâm | Düyek | Asuman Erdemli |
Bu devirde bu dünyâda bir görüşte ne bu sevdâ | Karcığar | Düyek | Zekâi Tunca |
Sanma ki üzgünüm ayrıldık diye ne gelirse başa hayra yormalı | Karcığar | Aksak | Nûrettin Baykal |
Onun olmaya hakkım yok | Kürdî | Düyek | Zekâi Tunca |
Seninle tattım ben her mutluluğu | Kürdî | Düyek | Aşkın Tuna |
Aylardır kararsız karanlıktayım | Kürdîli Hicazkâr | Düyek | Zekâi Tunca |
Bahar çiçek çiçek gelince güzel | Kürdîli Hicazkâr | Aksak | Mehmet Erbulan |
Yıldızlara baktırdım fallarda çıkmıyorsun | Kürdîli Hicazkâr | Düyek | Cemâl Sâfi |
Aşk için ağlıyorsun daha neler aşk olsun | Mâhûr | Aksak | Zekâi Tunca |
Ha gayret sevgilim ha gayret | Mâhûr | Nim Sofyan | Zekâi Tunca |
Bunca güzel içinde birisi var ki | Muhayyer Kürdî | Düyek | İlkan San |
Bütün acıları bende dünyânın duman çökmüş dağ başları gibiyim | Muhayyer Kürdî | Sofyan | Ayhan İnal |
Daha şimdiden özledim | Muhayyer Kürdî | Düyek | Zekâi Tunca |
Her şeyi unutup yeniden sevmene ihtimal yok mu | Muhayyer Kürdî | Düyek | Zekâi Tunca |
Kar yağdırsan saçıma gönlüme hep yaz gelir | Muhayyer Kürdî | Nim Sofyan | Zekâi Tunca |
Sabahını akşam ettim | Muhayyer Kürdî | Düyek | Ü.Mustafa Erdoğan |
Bilmem hatırlar mısın ikimizde çocuktuk | Nihâvend | Düyek | Bekir Mutlu |
Bin dereden sular getirme | Nihâvend | Sofyan | Mehmet Erbulan |
Bir bardakta bin fırtına benim için ölene bak | Nihâvend | Düyek | Zekâi Tunca |
Bir düzen ver gel bu aşka tahamülüm son bulmadan | Nihâvend | Aksak | Arzu Bahar |
Bir senede dört mevsim var | Nihâvend | Sofyan | Yusuf Ziyâ Ortaç |
Çöllerde nergisler açarsa eğer | Nihâvend | Curcuna | Metin Pütmek |
Leylâkları sümbülleri soldurdun gonca gülleri | Nihâvend | Düyek | Metin Pütmek |
Ne kadar çok sevdiğini kim dinler kime söylersin | Nihâvend | Sofyan | Zekâi Tunca |
Ne olur üzülme başa gelene | Nihâvend | Nim Sofyan | Halil Soyuer |
Sevginle hayat bulurum | Nihâvend | Aksak | Zekâi Tunca |
Yüreğime kör düğümler atılmış (KÖRDÜĞÜM) | Nihâvend | Aksak | Dilâver Cebeci |
Ele kartalken şahinken bir tek sana güvercinim | Rast | Semai | Zekâi Tunca |
Seviyorsan canını vücûduna iyi bak | Rast | Aksak | Vehbi Cem Aşkın |
Birazcık umudum var da umarım ölene kadar | Sabâ | Sofyan | Zekâi Tunca |
Sabredenler murâdına ermişler | Sabâ | Aksak | Cemâl Sâfi |
Her seferinde hep böyle koştum sevgiye | Saba | Nim Sofyan | Kayhan Açar |
Nice aşklar gördüm nefrete dönmüş | Segâh | Aksak | Zekâi Tunca |
Yıllar kanatlanmış aylar uçuyor | Segâh | Düyek | Hamdi Tuncer |
Yıllar yağdı saçlarıma mevsimleri sayamadım | Segâh | Düyek | Yalçın Benlican |
Bilmem ki hangimiz daha yorgunuz | Şevkefzâ | Aksak | Yalçın Benlican |
Haklısın ne kadar üzsen de beni | Uşşâk | Sofyan | Cemâl Sâfi |
İçtiğim aşk şarabından | Uşşâk | Sofyan | Kâmil Gök |
Kaşın hilal gözün ela bakışların derde deva | Uşşâk | Nim Sofyan | Zekâi Tunca |
Senin yanında iken mevsim bahar mı yaz mı | Uşşâk | Düyek | Zeki Müren |
Yüzüne bakınca canım tutuşur | Uşşâk | Düyek | Cemâl Sâfi |
Zamansız çıktın karşıma amansız sevdim seni | Hicaz | Sofyan-Düyek | Zekâi Tunca |
Bundan daha güzel müjde mi olur | Hüzzâm | Nim Sofyan | Cemâl Sâfi |
Gitmeden hasretin çöktü içime sonsuz bir boşlukta yürür gibiyim | Hüzzâm | Düyek | Altay Altınok |
Daha dün beraberdik saatten bîhaberdik | Uşşâk | Sofyan | Zekâi Tunca |