- Anasayfa
- Hakkımda
- Şarkı Sözleri
- Makaleler
- Bestekarlar
- Notalar
- Haberler
- Videolar
- Ziyaretçi Defteri
- Önemli Linkler
- Musikişinas Atatürk
- İletişim
Zeki Arif Ataergin (1896-1964)
1896 yılında İstanbul'da doğan Zeki Arif Ataergin ' nin babası ünlü bestekâr Kanuni Hacı Arif Bey'dir. Zindankulesi civarında türbesi bulunan Sadat-ı Hüseyniye’den Baba Cafer soyundan geldiği söyleniliyor. İlköğrenimini Beşiktaş'taki Afitab-ı Maarif okulunda yaptı. Daha sonra Vefa İdadisi'ni bitirdi. İstanbul Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Babasının Yemen'e tayini çıkınca ailesi ile birlikte yemene gitti.
Musiki dışındaki yaşamı Adliye teşkilatında hâkimlik ve avukatlık yaparak geçti. Son olarak Fatih noterliği görevinde bulanan Ataergin, noterlikten emekli oldu.
Eski Başbakan Yardımcılarından olan Hüsamettin Özkan, Zeki Arif Ataergin'in çocuğu Betül Hanım'ın kızı Çiğdem Hanım'la evli bulunuyor; dolayısıyla bestekâr Arif Bey de Hüsamettin Bey'in büyük kayınpederi olur.
Kendisini tanıyan kişilerin ortak kanısı duygulu, alçak gönüllü, gösterişi sevmeyen, terbiyeli, nazik, çelebi mizaçlı, dini bütün, Tasavvuf kültürü zengin bir kişiliği olduğu söylenir.
Babası Kanuni Hacı Arif Bey 'in müzisyen ve bestekâr olmasından olacak ki daha çocuk yaşta musiki hayatına başlamış, Tanburi Cemil Bey, Kemençeci Vasilaki, Udi Nevres Bey, Hanende Hüsameddin Bey, Leon Hancıyan, Ahmet Irsoy, Bestenigar Ziya Bey, Hafız Osman gibi ünlü ustaları tanıyarak musiki zevkini geliştirdi. Babası Kanuni Hacı Arif Bey’le hemen her musiki meşkine gitmesi musiki zevkini geliştirmesi neden oldu.
Daha henüz altı yaşlarında iken az da olsa kanun çalmasını öğrenmiş ve meşk yapmaya başlamış. İlk olarak ta "Doğru söyle sever misin, Sevdiğimi bilir misin" kantosunu söylemeye ve kanunla çalmaya başlamıştı. Bu yıllarda babası en yakın dostu olan Rauf Yekta Bey'e götürmüş
"Kim bu biliyor musun ?" sorunca, Raûf Yektâ Bey:
" Tanıdım Tanburi Zeki Mehmet Ağa gibi olacak " demiş.
Ataergin’'nin , Sipihr makamından yapmış olduğu takımı yıllar sonra dinleyen Rauf Yekta Bey çok duygulanarak
"Tanburî Zeki Mehmed Ağa olmadı ama bestekâr Zeki Arif Bey oldu" demiş.
Uzun süre Hacı Kirami Efendi ile Lamekani Mustafa Efendi'den musiki dersleri aldı. Biraz ilerledikten sonra Tamburi Cemil Bey, Santuri Ethem Efendi, Kemani Aleksan Ağa, Hacı Kirami Efendi, Hafız İsmail ve Karcığar Mazhar Bey'in yaptığı fasıllara katılarak repertuarını oldukça genişletti.
Bu arada Babası Kanuni Hacı Arif Bey 'in ikinci defa tayini Yemen 'e çıktı. Yemen’de 50 yaşındayken koleraya yakalandı ve 1911 yılında Manaa'da vefat etti. O güne kadar babasını gösterdiği yolda giden Ataergin, şimdi ayaklarının üstünde durması gerektiğini biliyordu. Kemani Seyyid Abdülkadir Töre ile tanıştı ve bu tanışma onun sanat hayatında bir dönüm noktası oldu.
Başta Dilkeşhâveran makamı olmak üzere, özellikle eski ve unutulmağa yüz tutmuş makamlara eğildi. Sipihr ve Eviç-Mâye makamları üzerinde durdu ve bu makamlardan eser besteledi.
Darü'l-Musikinin icra heyetine ve sonra da Darüttalimi Musiki’ye girdi ve burada öğretmen olan İsmail Hakkı Bey ile tanıştı. Üsküdar 'a taşındı, Üsküdar'da ise; İsmail Efendi ile oğlu Sadi Işılay'la tanıştı. Sadi Işılay ile birlikte Şehzade Ziyaeddin Efendi'nin konağındaki Hoca Ziya Bey yönetimindeki fasıllara katıldı.
Hoca Ziya Bey, Zeki Arif 'in yeteneğini görünce, onu bestekarlığa teşvik etti. Daha sonra Abdülkadir Töre bestekârlık konusunda ısrar edince, Rauf Yekta Bey ve Ahmet Irsoy 'un yardımları ile bestekârlığa başladı. Nasuhi Şeyhi Kerameddin Efendi ile dostluk ve kurarak onun Tasavvuf kültüründen yararlandı. Pek çok eserinin sözlerini Kerameddin Efendi'nin söylemiş olduğu şiirlerden seçti.
Zeki Arif Ataergin peşrev, saz semaisi, Beste, Ağır ve Yürük Semai, Tevşih, İlâhi, Şarkı olmak üzere iki yüz'e yakın eser bestelemiştir. Güçlü nota bilgisi olduğu için eserlerini kendisi notaya almıştır.
5 Ocak 1964 günü vefat etti, Karacaahmet Mezarlığı'nda toprağa verildi.
(http://www.musikiklavuzu.net/?/blog/bestekarlar/zeki-arif-ataergin, Murat Bardakçı, arsiv.hurriyetim.com.tr, Tahir Aydoğdu, www.turkmusikisi.com/bestekarlar)
Özellikle unutulmaya yüz tutmuş Dilkeşhaveran makamındaki yaptığı besteyi kızı için yazmış. Zeki Arif Ataergin’in mutlu evliliğinden dört kız bir erkek evladı vardı. Özellikle en ufak kızı Gönül on yedi yaşına bastığın gün, onun serpilip büyüdüğünü etrafındaki, delikanlıların kendisine kur yaptıklarını görünce, baba Nasihatini, güzel bir güfte ile dile getirip, bu güfteyi de Dilkeşhaveran makamında bestelemiş.
Gönül sevda seline kapılma sakın
Aşk bir maceradır atılma sakın
Şarabı sunma mecnuna fusunkârım
Aşk bir maceradır atılma sakın
Zeki Arif, zamanın ünlü sesi Müzeyyen Senar’ı ilâhi aşkın dolup taştığı manzumede gönülden sevmiş. Bu sevdanın farkında olan Kemani Necati Tokyay hissiyatını bir dörtlükle dile getirmiş,
Beni ateşlere salan o kapkara siyah gözler
Beni çılgın gibi yakan o tatlı sözler gülen yüzler
Hayatımda san kanmak nasip olmaz ise eğer
Kapansın, perde çekilsin, cihan sensiz hiçe değer
Zeki Arif Ataergin kendilerine özgü, o şiiri Şehnaz makamında bestelemiş, Türk Musikisi Repertuarına güzel olan bu şarkıyı kazandırmıştır. Bu vesile ile 20. yy da yaşanmış olan ilâhi aşkı unutulmazlar arasına girmiş oldu. (Suat Yener, Şarkıların gözyaşları S: 241)
Hazırlayan: Suat Yener
Zeki Arif Ataergin şarkıları:
Kalacak sanma bu çağın bu güzellik solacak | Bayâti Araban | Aksak | Nâhit Hilmi Özeren |
Sarışın ay gibi tâbân o güzel çehrende | Bayâti Araban | Aksak | Nâzım Özgünay (Florina'lı) |
Sevdâlı çiçekler sararıp soldu seninle | Bayâti Araban | Aksak | _ |
Açıldı bahçede güller | Dilkeşhâverân | Aksak | _ |
Aşkının tahtını gönlüme kurdum | Dilkeşhâverân | Düyek | _ |
Bir kanatlanmış alevsin rûhumda her gün benim | Dilkeşhâverân | Aksak | Y.Sinan Ozan |
Gez dolaş ağyâr ile ben ağlarım sen durma gül | Dilkeşhâverân | Curcuna | Y.Sinan Ozan |
Gönül bir dem karar etmez hayâl-i yâre düştüm ben | Dilkeşhâverân | Lenk Fahte | Zeki Arif Ataergin |
Gönül sevdâ seline kapılma sakın | Dilkeşhâverân | Curcuna | Zeki Arif Ataergin |
Kalb-i mecrûha haber verme sakın yâresini | Dilkeşhâverân | Ağır Aksak | Mehmet Ali Haydar Paşa |
Karanlık ufuktan güneş doğmadı | Dilkeşhâverân | Curcuna | Ahmet Refik Altınay |
Kerem eyle budur sana dileğim | Dilkeşhâverân | Aksak | _ |
Kim görse seni aşkına hasr-ı emel eyler | Dilkeşhâverân | Sengin Semâî | Ahmet Refik Altınay |
Meyl eder bu hüsn ile kim görse ey gül-fem seni | Dilkeşhâverân | Ağır Aksak | _ |
Nerde kaldın gözlerim yollarda yıllardan beri | Dilkeşhâverân | Aksak | _ |
Rûhum seni sevdi sana yandı sana yârdır | Dilkeşhâverân | Aksak | Ahmet Refik Altınay |
Sana dildâdedir canım efendim | Dilkeşhâverân | Aksak | _ |
Beyazdır sîne-i sâfın a cânım | Evc Bûselik | Düyek | _ |
Kalbimde sızım acım kız sendedir ilacım | Evc Bûselik | Aksak | _ |
Eksilmez artar cevrin a zâlim | Evc-Mâye | Aksak | _ |
Bırakıp gittiğin akşam beni ey şûh-i şenim | Hicaz | Aksak | _ |
Hicrânla geçen günleri hasretle anarken | Hicaz | Türk Aksağı | _ |
Ne müşkilmiş güzel sevmek meğer (Vay ne müşkilmiş..) | Hicaz | Ağır Aksak | Mehmet Sâdi Bey |
Ne müşkülmüş güzel sevmek meğer | Hicaz | Ağır Aksak | Mehmet Sâdi Bey |
Güneşten yakıcı ay kadar dilber | Hicazkâr | Curcuna | Ömer Hayyam |
Neden sînemde mest olsan kaçarsın nâz için benden | Hicazkâr | Curcuna | Ahmet Refik Altınay |
Sanma derd-i hasretinle gözlerimdir ağlayan | Hicazkâr | Ağır Aksak | _ |
Aşka düştüm cân ü dil müft-i civânân oldu hep | Hüseynî | Curcuna | Nedîm |
Başladım feryâde ben bülbül gibi | Hüseynî Aşîran | Aksak | _ |
Bir çile ipeğimsin bir tek sevdiceğimsin | Hüzzâm | Türk Aksağı-Cur. | Enis Behiç Koryürek |
Mızrabı bırak zülfünü sînemde gezindir | Irak | Türk Aksağı | _ |
Neydin güzelim dün gece sen dün gece neydin | Irak | Semâî | Ali Paşa (Doktor) |
Zülfünü ruhsâra dök sünbül gibi | Irak | Müsemmen | _ |
Bir kıvılcım düştü baygın gözlerinden bağrıma | Isfahan | Aksak | _ |
Gönlümü cânâna verdim oldu cânânım gönül | Isfahan | Ağır Aksak | Kirâmeddin Efendi (Şeyh) |
Ey gönül niçin perîşânsın beyâz kâkül gibi | Karcığar | Ağır Aksak | _ |
Fecrin sönen ilk yıldızı yanmış gibi baştan | Karcığar | Curcuna | _ |
Seni kim görse olur müptelâ | Karcığar | Curcuna | _ |
Bin yâre açıp geçti o dilber ciğerimden | Kürdîli Hicazkâr | Müsemmen | _ |
Dil uyur mest olarak yâr-ı dilârâ söyler | Kürdîli Hicazkâr | Ağır Aksak | Yahyâ Kemâl Beyatlı |
Dün kahkahalar yükseliyorken evinizden | Kürdîli Hicazkâr | Curcuna | Yahyâ Kemâl Beyatlı |
Gel bu akşam da beraber içelim gitme kadın | Kürdîli Hicazkâr | Aksak | _ |
Söyle neden ağladın neler geldi başına | Kürdîli Hicazkâr | Curcuna | Nâhit Hilmi Özeren |
Çiçekler lâleler güller senin vech-i lâtifinden | Mâye | Aksak Semâî | _ |
Derd-i aşkın ile zâlim perîşan olmada hâlim | Mâye | Curcuna | _ |
Gönül tâ evc'e i'lâ et enîn-i rikkat-efzânı | Mâye | Aksak Semâî | _ |
Mey ü müllerle gonceler güller | Mâye | Aksak Semâî | _ |
Senin ol dîde-i mahmûruna can mı dayanır | Mâye | Ağır Aksak | _ |
Yârin bu kadar cevri gelir miydi hayâle | Mâye | Sengin Semâî | _ |
Sâkî ki sen oldun su şarâb oldu demektir | Muhayyer | Aksak | Fuat Hulûsi Demirelli |
Yüzünde var bir beni | Nihâvend | Yürük Semâî | _ |
Ey rûh-i müşahhas ki bütün canlara cansın | Rast | Ağır Düyek | Mahmut Kemal (İbn'ül Emin) |
Bir nigah et kahr ile sen bakma Allah aşkına | Sabâ | Aksak | Fatine Talay |
Ey bâd-ı sabâ koş da o cânâna haber ver | Sabâ | Aksak | _ |
Fecr-i hilkatte gülen bir gülsün | Sabâ | Curcuna | _ |
Fitneler gizlemiş mahmûr gözüne | Sabâ | Curcuna | _ |
Gizli derdimden haber ver sen o yâre ey sabâ | Sabâ | Ağır Aksak | Mustafa Nâfiz Irmak |
Ağladım ümitlerim ağyâre kurban oldu hep | Segâh | Düyek | Y.Sinan Ozan |
Hâksâr ettin beni çok firkatinle nâzenin | Segâh | Ağır Aksak | Sâdık Açar |
Kendi gönlümdür tehiyye eyleyen berbâdımı | Segâh | Ağır Aksak | Kıymet Hanım |
Cûybâre döndü eşkim hasretinle çağlıyor | Sipihr | Ağır Aksak | Mahmut Kemal (İbn'ül Emin) |
Gönül âvâre kaldı yâr elinden | Sipihr | Curcuna | _ |
Hicrânımı söyler sana mehtâb da seher de | Sûznâk | Aksak | _ |
Hicrinle senin revnâk-ı çeşmim soluverdi | Sûznâk | Sengin Semâî | _ |
Nerdesin sînemde ateş ufku sardı mâh-tâb | Sûznâk | Ağır Düyek | Ahmet Refik Altınay |
Sevdim seveli sen güzeli gitti şuûrum | Sûznâk | Curcuna | Kirâmeddin Efendi (Şeyh) |
Ey gönül niçin perîşânsın beyâz kâkül gibi | Şedaraban | Durak Evferi | _ |
Beni âteşlere salan o kapkara siyah gözler | Şehnaz | Curcuna | Necâti Tokyay |
Can mısın cânân mısın sen söyle Allah aşkına | Şehnaz | Aksak | Mesut Kaçaralp |
Sen gül dalında gonca ben dağ yolunda yonca | Şehnaz Bûselik | Düyek | Orhan Seyfi Orhon |
Ben nâr-ı aşka hoş yâne geldim | Tâhir | Düyek | Kirâmeddin Efendi (Şeyh) |
Birdenbire kapımdan girdi o serhoş güzel | Tâhir Bûselik | Sofyan | _ |
Kız bir ince su gibi karşımdan akıp geçme | Tâhir Bûselik | Düyek | Orhan Seyfi Orhon |