Zeki Duygulu (1903-1974)

Zeki Duygulu (1903-1974)

Uslu Dur Kadınım Çıldırtma Beni

 

 

 

 

Zeki Duygulu, 1903 yılında Beyrut’ta doğdu. Babası Trablusgarp ’ta İtalyanlara esir düşünce İzmir’e yerleştiler. Bu yüzden “İzmirli Zeki” diye ün yaptı.1928 yılında Atatürk tarafından “Mülazım” rütbesi ve kırmızı İstiklal Madalyası ile ödüllendirildi.

 

Sanat hayatına küçük yaşlarda Ud çalarak başladı. Daha sonraları Keman ve viyolonsel de çalmaya başladı. “Harmandalı Mustafa” ile bestekârlığa başladı. 11.03.1974’te İstanbul’da öldü. Zincirlikuyu Mezarlığına gömüldü. (Dr. Nazmi Özalp , Büyük Türk Musikisi Ansiklopedisi,Cilt:2, S:167 )

 

Sanatı:

 

Daha çok piyasa şarkıları yaptı. “ Bülbül güle konar öter”, “Mahmur bakışlı dilberim seni ben candan severim”,   ve “Karakolda ayna var” Hicaz şarkıları ile tanındı. Klasik formdaki en önemli eseri ise:

 

Hem cemalin gösterip çekmek olur mu kendini

Böyle aşkın ıstırabı öldürür her dem beni

Göster Allah aşkına bir kere olsun handeni

Kaçma gel ey şivekârım kalbim özler hep seni

 

Hüseyni makamındaki Müsemmen eseridir, ayrıca Nihavent makamında bestelediği yürük semai şarkısı:

 

Ayrıldı gönül şimdi yine bir tek eşinden

Bulmakta teselli batan akşam güneşinden

Cânım yel le lel lel lel lel lel lel, Ahım ye le lel li


Alnımdaki hattı yaşımın matemi sanma

Her çizgi açıldı acı hicrân ateşinden

Cânım yel le lel lel lel lel lel lel, Ahım ye le lel li

 

Uslu Dur Kadınım:

 

“Uslu Dur Kadınım” şarkısı sanatçının hayatında önemli bir yeri vardır:  

 

Bodrum Hâkimi Mefaret Tüzün,  1906 yılında Tavşanlı’da doğdu. Türkiye'nin ilk kadın hâkimlerinden olan Tüzün, 24 Eylül 1951 yılında Bodrum'da göreve başladı.

Keşiflere at sırtında gidip gelen hâkime hanım, cesurluğu ve girişimciliğiyle kısa zamanda yöre halkının sevgisini kazanmıştı.

 

Mefaret Hanım, Bodrum’da hiç mutlu olamadı, hep nişanlısını düşündü. İçine kapanıp derdine hiç kimseyi de ortak etmedi. Bir yaz gecesi, mesai arkadaşlarına bir jest yapıp, Milas’a konser veren Zeki Duygulu’nun konserine götürdü.

 

Konserin ortalarında sanatçı Zeki Duygulu, “Uslu dur kadınım çıldırtma beni” isimli fantezi bir şarkıyı söylüyordu. Şarkının bitiminde, Mefaret hanım birden ayağa kalkıp:

 

“Zeki Bey bu şarkıyı tekrar söyler misiniz” diye seslendi.

 

Zeki Duygulu bu isteği kırmayıp şarkıyı tekrar seslendirdi. O gece Bodrum’a dönüldü, sabah yine işbaşı yapıldı. Fakat Mefaret Hanım’ın gelmediğini fark eden arkadaşları evine giderler. Bodrum hâkimini ipe asılı olarak görürler.

 

Hemen ailesine ve nişanlısına haber yollandı. Tavşanlı’dan da acı bir haber geldi Bodrum’a. Nişanlısı için birkaç ay önce öldü dediler. Çok sevdiği ve ayrı düştüğü Tavşanlı’daki nişanlısının ölümüne dayanamayıp bu intiharı gerçekleştirdiği düşünüldü. Bu olaydan sonra Zeki Duygu bu şarkıyı başka yerde okumadı ve şarkı kaybolup gitti.

 

Uslu dur kadınım çıldırtma beni

Ben artık bildiğin o ten değilim

Bir başka yağmurla ıslak mendilim

Yeter artık ağlatma beni

Uslu dur kadınım çıldırtma beni


Dökülmüş yaprağım, sararmış güzüm

Çiğli kirpiklerle yaşlıdır gözüm

Bu gurbet ellerde ben bir öksüzüm

Yeter artık ağlatma beni

Uslu dur kadınım çıldırtma beni

İntihar eden Mefaret Hanım'ın öyküsü yarım asırdır filmlere konu oldu, türküsü Bodrum ve Milas yöresinin dilinden düşmedi ama kimse "gerçeği" bilemedi. (Suat Yener, Şarkıların gözyaşları S: 163)