Gel ey denizin nazlı kızı nuş-i şarab et Hikâyesi-Notası

Makam: Acem Aşiran

Bestekar: Aleko Bacanos

Sanatçı: Mine Geçili

Güftekar: -

Usül: Semai

Gel ey denizin nazlı kızı nuş-i  şarab et  Hikâyesi-Notası

 Hikayesi

 

 

Darülelhan, bugünkü adıyla konservatuar adına plak dolduran ilk Rum sanatçıdır.1891 yılında İstanbul’da doğan Eftalya’nın babası musikişinas olan Jandarma yüzbaşısı Yorgaki Efendi'dir. Evine gelen konuklar için saz çalar, genç Eftalya da babasının sazı eşliğinde şarkı söylerdi.

 

Eftalya Hanım genç kızlığında sıcak yaz gecelerinde bazen babasıyla, bazen de tek başına, Büyükdere'den sandalla denize açılırdı. "Mehtabiye" denilen musikili Boğaz gecelerinin bu yüzyıldaki bir uzantısı sayabileceğimiz bu sandal sefalarında Eftalya gece boyunca şarkılar söylerdi.

Bir sandalla çıkılan bu mehtap turlarına çoğu zaman 20 sandal daha eşlik edermiş, Eftelya’nın büyüleyici sesiyle mest olmaya gelmiş insanları taşıyan 20 sandal... Kimse adını bilmezmiş bu güzel sesin sahibinin. Denizden geldiği için “Denizkızı” demişler Eftelya’ya. O söyleyince her şey susar, hayat dururmuş.

 

Bu güzelliklerin oluştuğu, sandal küreklerinin gecenin sesinde fon olduğu ve bülbüllerin bile sustuğu dinlediği bu güzel sesin adı: “Denizkızı Eftalya” olmuş. Eftalya Hanım'ın Galata kahvelerinde başlayan müzik yaşamı, Türk müziğinin önemli bestecilerinden Kemani Sadi Işılay ile evliliğinden sonra değişti. . İlk plaklarını 1923 - 1926 yılları arasında, eşiyle birlikte Fransa'da doldurdu.

15 Mart 1939 tarihinde henüz 48 yaşında hayata gözlerini yumdu.

 

Gel Ey Denizin Nazlı Kızı

1936 yılının 4 Ağustos’unda Şirket-i Hayriye, Eftelya Hanım’a şükranlarını ifade için bir mehtabiyye tertip etti. Eftelya Hanım için ışıklar ve çiçeklerle donatılmış özel bir sal hazırlandı. Deniz kokusu, mehtap ve denizin nazlı kızı Eftelya’nın billur sesini dinlemek için 37,5 lirayı veren herkes iştirak etmiş bu geceye. Talep o kadar fazlaymış ki Şirket-i Hayriyye  tam 14 vapur kaldırmış. (Şirket-i Hayriye 1854'ten 1945'e kadar Boğaziçi'nde yolcu taşımacılığı yapan vapurculuk anonim şirketi. Bir akşam 1851'de Reşit Paşa'nın desteği ve dönemin padişahı Abdülmecit'in onaylamasıyla kuruldu.)

Geceye bir birinden güzel şarkılarla başlamış Eftalya. Fakat bu özel geceden sonra ayrılık dayanmış kapıya. Eftelya Hanım o gece soğuk algınlığı geçirmiş. Boğaz havası çarpmış. Ve bir daha da toparlayamamış kendini.

 

Karşılaştıkları ilk günden itibaren Eftelya’dan bir an ayrılmayan Sadi Bey İçindeki yanan ateşle pişen gözyaşları yanaklarından süzülürken güneşinin guruba kaymasını izlemiş. Aynı gelişi gibi gidişi de derinden olmuş Eftelya Hanım’ın. Tarihin 15 Mart 1939'u gösterdiğinde “Denizin Nazlı Kızı Eftalya” göç etmiş sonsuzluğa.

 

Musikimizin kıymetli bestekârlarından olan Kemani Aleko Bacanos, Eftalya'nın kabrinin başına gitmiş. Günlerce kemanıyla Eftalya için bestelediği Acem Aşiran eseri çalmış söylemiş. O günden bugüne bu hazin hikâyenin şarkısı dillere destan olmuş.

Gel ey denizin nazlı kızı nuş-i  şarab et

Çık sahile gel sinede bir alem-i  ab et

Mestane bakışlarla beni mest-i  harab et

Çık sahile gel sinede bir alem-i  ab et

Ey nazlı denizkızı, şarap iç.

Sahile çık, gel, göğsüme yaslan, eğlen.

Baygın bakışlarınla beni zevkten dermansız bırak.

Sahile çık, gel, göğsüme yaslan, eğlen.”