Hicranı açmıştır sinede yare (SABRET GÖNÜL)

Makam: Mahur

Bestekar: Sadi Hoşses

Sanatçı: Mustafa Sağyaşar

Güftekar: Karacaoğlan

Usül: Düyek

Duyguların kaleme döküldüğü ve güfte olduğu, güftelerin notalarla süslenip nağmelere döküldüğü musikimizde onlara hayat veren sanatçılarımız vardır. Bu sanatçılarımızdan en önemlilerinden biri de Mustafa Sağyaşar’dır. 

Besteleriyle tanıdığımız Sadi Hoşses çok titiz bir müzik adamıydı. Senede birkaç konser verirdi. “Gönül Telimizi Titretenler” programı için Üstat ile bir araya gelmişlerdi. Sohbet anında Sadi Hoşses , Sağyaşar’a dönerek:

“Mustafacığım çalıştırdığım koroda <Sabret Gönül> şarkısını okudum. Öğrencilerim bana<Çok güzel bir eser ama Mustafa Sağyaşar daha güzel okuyor> dediler” 

Üstat, alçak gönüllüğünü bir kez daha göstererek Sadi Hoşses’e:

“Ya olur mu Hocam bu eseri yaşayarak bestelediniz. Siz daha güzel okursunuz” dedi. Hemen Sadi Hoşses’ten cevap geldi: 

“Sen bu şarkıya özel bir yorum veriyorsun. Ben de dinlerken haz duyuyorum” diyor.

Gerçekten şarkının serbest bölümlerinde yorum çok önemliydi. Mahur makamındaki şarkının besteleniş şekli Düyek usulü olup geçkiler olması her sanatçının okumaya cesaret edeceği eser değildir. Karacaoğlan’a ait olan şarkının sözleri de aynı güzelliktedir.

Hicranı açmıştır sînede yara
Zavallı gönlümün neş'esi kara
Talihin zulmeti yol vermez yâra
Bahtım kara, gül kara, sümbül kara

Sabret gönül birgün olur bu hasret biter
Çekilen acılar canım gün olur geçer

Bir gül için bülbül giymiş karalar
Sînem üzre göz göz olmuş yaralar
Bu dert beni iflah etmez paralar
Benim derdim dermanın bilen yok

Sabret gönül birgün olur bu hasret biter
Çekilen acılar canım gün olur geçer
 

Şarkı serbest başlıyor. Dördüncü satırda yayaş yavaş hareketleniyor ve nakarat bölümünde ise doruklara çıkıyor. Ve eser de Mustafa Sağyaşar ile doruklara ulaşıyor.