Ada sahillerinde bekliyorum - Hikayesi - Notası

Makam: Hicaz

Bestekar: Anonim

Sanatçı: Ayşe Ekiz

Güftekar:

Usül: Sofyan

Ada sahillerinde bekliyorum - Hikayesi - Notası

Şadiye Sultan, Abdülhamit’in, Emsalinur Hanım’dan 1886 yılında doğan kızıdır. 1977 yılında Cihangir'de öldü.

 

Sultan Abdülhamit’in kızı Şadiye Sultan’ın anlattığına göre, babası Abdülhamit, dört kez saray kâtipliğinden Sadrazamlığa, Sadrazamlıktan Saray Başkâtipliğine gidip gelmiş yaman Osmanlı Devlet adamı olan Sait Paşa’yı sevmezdi ama onsuz da yapamazdı. Çünkü Sait Paşa boyca küçük ama akılca büyükmüş. Abdülhamit,  kendisine pek yüz vermezmiş.

 

İşte bu Sait Paşa’nın oğlu Ali Namık, Şadiye Sultana aşık olmuş. Gönül ferman dinler mi? Babası Sait Paşa’ya direnip Şadiye Sultanı istemesi için diretmiş.

 

Sair Paşa oğlunun diretmesi üzerine bir gün Sultan Abdülhamit’in huzura çıkıp:

 

“Oğlum Ali  Namık iki dil bilen yaşıtları gençlerden farklı eğitim almış bir genç Kerimeniz Şadiye Sultana gönlünü  kaptırmış onsuz yaşayamam diye diretiyor” demiş.

 

Aynı gün akşam Abdülhamit kızı Şadiye’ye münasip bir dille konuyu açmış:

 

Sait Paşa’nın oğlu Ali Namık gönlünü sana kaptırmış seninle evlenmek istiyormuş ne düşünüyorsun?”.

 

Şadiye Sultan, Ali Namık’ı istiyor olacak ki babasına:

 

“Siz bilirsiniz” demiş.

 

Babası kızının bu kararına hiddetlenmiş: 

 

“Siz bilirsiniz ne demek Osmanlı Sultanları evlenecekleri kimseleri seçer, seçilmezler ama senin kararın önemli benim için” diyor.

 

Şadiye Sultan kibar bir dille babasına: 

 

“Siz uygun görürseniz ben itiraz etmem” demiş.

 

Böyle başlamış her şey. Sait Paşa memnun, Ali Namık havalarda uçuyor nişanlanılıyorlar ama evlenme konusunda Ali Namık o kadar acele ediyor ki Şadiye Sultanı’nın hoşuna gitmemiş ve Ali Namık’tan sıkılmaya başlamış. Ali Namık’tan  yavaş  yavaş uzaklaşmaya başlamış.

 

Bu durumu anlayan Ali Namık, Şadiye Sultan’ın daha da üzerime düşmeye başlamış. Derken “Ada sahillerinde bekliyorum” şarkısı ortaya çıkıyor. Bu şarkının güfte ve bestesinin, Ali Namık Bey’in olduğu bomba gibi patlamış.

 

Sultan Abdülhamit bu dedikodunun yayıldığını duyunca küplere binmiş ve Şadiye Sultan’ın ile Ali Namık Bey’le konuşmasını yasaklamış.

 

Ada sahillerinde bekliyorum                   

Her zaman yollarını gözlüyorum            

Seni senden güzelim istiyorum             

Beni şad et Şadiye başın için                

 

Her zaman sen yalancı ben kani            

Her zaman orta yerde bir mâni               

Her zaman sen uzakta ben müştâk       

Her telâki de bir hayâl-i firak                  

 

Nerede ıtrınla süslü leylaklar

Sararıp solmak üzere yapraklar    

Bana mesken olunca topraklar   

Beni yâd et o güzel başın için      

 

Sonuç olarak Şadiye Sultan ile Ali Namık evlenememiş. Şadiye Sultan, Bükreş elçiliği memurlarından Fahri Bey ile evlenmiş. İkinci eşi, Paris büyükelçilerinden Reşat Halis Bey olmuş.  

 

Şadiye Sultan’ın ifadesi böyle, ama araştırmalarımda, Ethem Ruhi Üngör’ün  Türk Musikisi Güfteler Antolojisi kitabında bu güfte aslında, Hicaz makamında bir Arap şarkısı olan “Eddek el meyyasü” isimli şarkıya giydirilerek adapte edilmiştir. TRT kayıtlarında ise güfte ve bestesi bilinmiyor diyor. Artık kararı siz verin.

 

Şadiye Sultan, babası öldükten sonra, hatıratında o zamanki siyasi oyunları, sürgün yıllarını ve yaptığı iki evlilik ile düşüncelerini bir kitap haline getirdi. Sürgün öncesi Osmanlı saray yaşantısındaki geleneksel hayatı “iç işleyişin” bir bölümünün ayrıntılarıyla anlatan Şadiye Sultan, 31 Mart Vakası olarak tarihe geçen ayaklanma sonrası dönemi, siyaset adamlarının davranışlarını, devlet protokolünün bir kısmını, sürgün olayının ayrıntılarını ve ülkelerini terk etmek zorunda kaldıkları günleri büyük bir samimiyetle yazdı.

Hazırlayan: Suat Yener