Yok başka yerin lütfü ne yazdan (KALAMIŞ)

Makam: Nihavend

Bestekar: Münir Nurettin Selçuk

Sanatçı: Zekai Tunca

Güftekar: Behçet Kemal Çağlar

Usül: Aksak

Kalamış 

Münir Nurettin Selçuk sağlıklı günlerinde, Kalamış’ta yalnız kendisinin şarkı söylediği bir kulüp açmış. İçeri girmek için önce kulüp’e üye olunuyormuş: Yemek servisi, meze yokmuş, yalnız viski servis ediliyormuş, müşteriler, önce kartlarını gösteriyorlar, sonra içerde içtiklerinin hesabını ödüyorlarmış.

Münir Nurettin Selçuk, dostu Behçet Kemal Çağlar’dan içinde Kalamış ismi geçen bir şiir yazmasını istemiş. Fakat bir türlü şiire başlayamayan Behçet Kemal Çağlar’ı heyecanlandırmak için:

“Bir akşamüstü gel de seni sandalla Kalamış’ta gezdireyim” der.

Ilık bir yaz akşamı, Münir Nurettin Selçuk’un daveti üzerine Kalamış’taki kulübe giden Behçet Kemal Çağlar kulübün kapalı olduğunu görür ama ısrarla kapıyı çalınca kapı açılır ve Münir Bey’in yanında bir afet var ki, kadın  karada, denizi gözlerinde gezdiriyor. Şair hayranlıkla seyrediyor kadını. 

Üçü sandalla denize açılıyorlar Münir Bey kürek çekiyor, Behçet Kemal Çağlar şiir yazıyor. Behçet Bey şiir yazıyor ama kadın aklını başından alıyordu. Kadın şuh hareketleri ve cilvesiyle adeta şairi çıldırtıyordu. Aslında Behçet Bey için iyi ilham kaynağı sandal, deniz ve kadın. Aheste çekiyordu kürekleri Münir Bey. 

Kısa bir sessizlikten sonra kadın Behçet Bey’e cilveli tavrıyla: Behçet Bey, şiir ilerliyor mu?” diye sorunca şair hemen sohbet etmek imkânı buluyor. 

 Fırsatı hemen kullanan Behçet Bey:  “İlerliyor Hanımefendi: son yazdığım satırları size okuyayım:

Gündüz koya sen gel, gece gelsin aya növbet,

Emret güzelim istediğin şarkıyı emret

Kadın ne dediğini anladım der gibi Behçet Bey’in yüzüne bakarken kahkahalar atıyordu ardından bir işveli eda ile:

Çok güzel madem iki satırını okudun, öteki satırları da dinleyemez miyiz?”  sorunca kadının yüzüne erkekçe bir ifadeyle bakarak kur yapmaya başlıyor.

 

 Şair kadının gözlerine bakarak:

Tamamlanmamış şiir okunmaz, ama madem şiiri sizin için yazıyorum, o zaman okuyorum.”

Bir sandal gezisinde kısa sürede şiiri ilham perisine okuyor. 

Yok, başka yerin lütfü ne yazdan ne kıştan

Bir tatlı huzur almaya geldik Kalamış’tan

Yok zerre teselli ne gülüşten, ne bakıştan

Bir tatlı huzur almaya geldik Kalamış’tan

 

Gündüz koya sen gel, gece gelsin aya növbet

Emret güzelim istediğin şarkıyı emret

 

İstanbul’u sevmezse gönül aşkı ne anlar

Düşsün suya yer yer erisin eski zamanlar

Sarsın bizi akşam rengi dumanlar

Bir tatlı huzur almaya geldik Kalamış’tan

Sandal gezisi bitmişti. Şairin aklında şuh ve güzel kadın, Kalamış Koyu ve İstanbul’un doyumsuz görünümünden geriye bu güzel şiir kalmıştı. 

 

Münir Bey şiiri çok beğenmişti.  Sandal sefası yapılan gecenin anısını hatırlatan bu güfteyi Münir Nurettin Selçuk Nihavent makamında besteledi. O gündür bu gündür dilden düşmeyen bir şarkı olmuştu Kalamış.

Sahibinin Sesinden - Münir Nurettin Selçuk

Zekai Tunca Yorumu

Senfonik Formu - Murat Karahan

Hazırlayan: Suat Yener