- Anasayfa
- Hakkımda
- Şarkı Sözleri
- Makaleler
- Bestekarlar
- Notalar
- Haberler
- Videolar
- Ziyaretçi Defteri
- Önemli Linkler
- Musikişinas Atatürk
- İletişim
Abdullah Yüce (1920-1995)
Sanat hayatına 18 yaşında başlayan Abdullah Yüce, 04 Aralık 1920 yılında İstanbul Eyüp Sultan'da doğdu.
Abdullah Yüce, aynı zamanda şair ve sinema oyuncusudur. Zor ve yoksul bir çocukluk döneminden dolayı eğitimini yarım bırakarak sanat hayatına erken yaşta kendi besteleriyle başladı. Profesyonel müzik kariyerindeki ilk çalışmalarını Ali Rıza Bey’le yapan Yüce,
Sanat hayatı boyunca 50'ye yakın taş plağa imza atan ve Sadettin Kaynak, Selahattin Pınar, Kemani Hacı Maksut, Kadri Şençalar, İsmail Şençalar, Edip Erten ve Ali Rıza Bey gibi ustalarla sanatını geliştiren Abdullah Yüce: çeşitli sinema filmlerinde de rol alarak adından sıkça söz ettirdi.
“Uzayıp giden tren yolları”, “ Söyle bana doktor”, “Hiç mi gülmeyecek benimde yüzüm” daha bir çok şarkıları taş plağa doldurarak ün yaptı.
Abdullah Yüce, sahneden çabuk inmeyi planladığı zaman, istek üzerine “Makber” şarkısını söylerdi. ‘Bis-bis’, yani ‘tekrar’ diyen seyircilere hemen yanıtını verirdi: “Yoook, Makber’in üzerine şarkı söylenmez” der ve sahneden inerdi.
27 Kasım 1995 tarihinde kalp krizi nedeniyle yaşamını yitirdi.
1946 yılında “Bu Ne Sevgi Ah, Bu Ne Izdırap” bestesi milyonların dilinde dolaştı. Sahne hayatına aynı yıl başlayan Abdullah Yüce, 1949 yılında ilk 45'lik plağı ile sevenlerine doyumsuz müzik ziyafeti yaşattı.
Şarkının güftecisi Hasan Bayrı, 1914 yılında Bartın’da doğdu.
İlkokulu burada bitirdi ve anılan tarihlerde ortaokul olmadığı için eğitimine devam edemedi. Hasan Bayrı, ilkokul son sınıfta iken öğretmeninin teşviki ile şiir yazmaya başladı ve o tarihten itibaren giderek şiir yazma bir tutkuya dönüştü.
Olayın kahramanı Hasan Bayrı, Şadiye adında bir kıza âşık olur. Bu aşk nişanlılıkla sonuçlanır. Maddi sebeplerden dolayı nişanlısından ayrılır.
Ayrılığa çok üzülen Hasan Bayrı, Bartın'nın ırmak kenarında bir çay bahçesinde otururken bu şiiri tasarlar.
Bu ne sevgi ah bu ne ızdırap
Zavallı kalbim ne kadar harap
Nasibim olsun bir yudum şarap
Sun da içelim yarin elinden
Al şu kadehi yaşla doldurma
Düşürme yeter gönlümü gama
Gurubun rengi vurmadan cama
Ver de sesini tatlı dilinden
Bahtım sarılmış simsiyah tüle
Nemli gözlerle yalvardım güle
Uzak kalırsan bana acele
Selamlar gönder seher yeliyle
Akşam eve gidince bir duble içkisini koyar ve duygularını kalemle anlatmaya başlar. Beklide bu bir umutsuz aşkın mısraları olacaktı. Sevgi ve ızdırabı birlikte yaşamanın hikâyesi olacaktı. Nemli gözleri ile baktı güle ve dokundu talihsiz yaşamına.
O yıl Bartın'da yapılacak olan bir etkinlikte bu bestenin okunması istenir. O yıllarda Bartın Ordu Evi'nde askerlik yapan Abdullah Yüce şiiri okur ve çok beğenir.
Askerlikten sonra İstanbul'da bu şarkıyı notaya alır ve ilk bestesi olarak tarihe geçer.
Hazırlayan: Suat Yener
Lütfen kaynak göstererek kullanın.
Abdullah Yüce Şarkıları
Bu ne sevgi ah bu ne ıstırab | Hüzzâm | Sofyan | Hasan Bayrı |
Yine bugün dertli gönlüm | Hüzzâm | Düyek | Hasan Bayrı |
Yanarım ömrüme seni sevdiğim için | Sûznâk | Curcuna | _ |
03.03.2020