- Anasayfa
- Hakkımda
- Şarkı Sözleri
- Makaleler
- Bestekarlar
- Notalar
- Haberler
- Videolar
- Ziyaretçi Defteri
- Önemli Linkler
- Musikişinas Atatürk
- İletişim
Ahmet Cevdet Çağla (1900-1988)
Ahmet Cevdet Çağla, 1900 yılında İstanbul Acıbadem'de dünyaya geldi. Babası Tophane İmalât-ı Harbiye Mektepleri müdürü topçu kaymakamı (Yarbay) Eşref beydir. Babası Eşref Bey ressamlık yapar, keman çalardı ve annesi Nazime hanımefendi de kıymetli bir piyanist idi.
Cevdet Çağla çok küçük yaştan itibaren bu amatör musikişinas aile topluluğu içinde büyümüş ve gerekli musiki zevk ve terbiyesini anne ve babasından almıştır. İlk musiki dersini komşuları olan Musullu Âmâ Osman'dan Türk musikisi dersi alarak başladı.
Cevdet Çağla, henüz yedi yaşlarında iken zamanın alafranga keman üstatlarından Antonyadis'den garp musikisi dersleri almaya başladı ve keman tekniğini ilerletti. Orta öğrenimini Bebek Frerler Okulunda yaparken okul orkestrasına girerek keman bilgisini ilerletti.
1916 yılında (16 yaşında) Maarif Nezareti tarafından musiki eğitimi yapması için Almanya'ya gönderildi. Lise tahsilini ve keman eğitimini tamamladıktan sonra yurda döndü ve İstanbul Yüksek İktisat ve Ticaret Mektebi'ne başladı. Yüksel okula devam ederken Dârültâlim-i Musiki Cemiyeti’ne dâhil oldu ve aralıksız 15 yıl devam etti.
Mısır'a ve Almanya'ya giderek başarılı konserler verdi. Cemiyetin başkanlığından Kemani Reşat Bey'in çekilmesiyle onun yerine geçti. 1927 yılında İstanbul Radyosu faaliyetlerine katıldı. 1938 yılında Ankara Radyosu'nun işletmeye açılması ile "Repetitör Artistliğine" tayin oldu, 1949 yılına kadar devam etti.
Ankara'da bulunduğu yıllarda Fehmi Tokay'ın Ankara' da faaliyette bulunduğu Ankara Musiki Cemiyeti'ndeki çalışmalara katıldı. 1950 yılında İstanbul Radyosu'nun müzik yayınları şefliğine atandı. 1956 yılında Türk ve Irak hükümetleri arasındaki kültür anlaşmaları sebebiyle Bağdat Konservatuarı Keman hocalığına tayin oldu.
1959 senesinde yurda dönerek, tekrar İstanbul Radyosu müzik yayınları şefliğine tekrar başladı. Cevdet Çağla, kıymetli bir keman üstadı ve icracısı olduğu kadar, aynı zamanda büyük bir bestekârdır. Temiz icrası, klâsik üslûbu, eşlik etmedeki ustalığı, yaptığı taksimlerdeki üstün geçki tekniği ile usta keman sanatkârlarındandı.
Şed yollarını iyi bildiğinden, alışılmamış perdeleri kullanarak yaptığı sürprizli geçkileri ile tanındı. Yirminci yüzyıl Türk musikisinin en dikkate değer bestekârlarındandır. Geleneğe bağlı şarkı bestekârları arasında kendisine sağlam bir yer edinmiş, ustalıklı, başarılı, ifadeli eserler besteledi.
Klasik geleneklere bağlı olmakla beraber, eserlerinde zevkli, yadırganmayan bazı yenilikler de uyguladı.
Yüz kadar eseri olduğu bilinen Cevdet Çağla, 22 Şubat 1988 tarihinde İstanbul'da hayata veda etti. Evli olan Cevdet Çağla'nın Ahmet Çağla adında oğlu ve Hülya (Yalım) adında bir kızı var.
Cevdet Çağla’nın kendisinden on iki yaş küçük olan kız kardeşi Mebruke Çağla da bestekârdır. 1912 yılında İstanbul’da doğdu; aynı aile çevresinde yetişerek ud çalmasını öğrendi. Sazındaki ustalığını Şamlı İskender ile Fahri Kopuz’dan aldığı derslerle ve ağabeyi ile çalışarak güçlendirdi. Ahmet Mithat Efendi’nin oğlu İsfendiyar Bey’le evlendi. Eşinin teşviki ile bestekârlığa yöneldi. Şarkılarının sözlerini kendisi yazmıştır. (Dr. Nazmi Özalp, Büyük Türk Musikisi Ansiklopedisi,Cilt:2, S:12, Yılmaz Öztuna, Müzik Ansiklopedik Sözlük C 1 S: 191, Rahmi Kalaycıoğlu, Türk Musikisi Bestekârları Külliyatı, www.musikiklavuzu.net/?/blog/bestekarlar/cevdet-cagla
Atatürk’ün dış politikada gerçekleştirdiği ve diplomatik yolla Hatay’ın Türkiye’ye katılmasından doğan duygularını Behçet Kemal Çağlar’ın Atatürk için yazdığı şiiri “Bak bahta da ikbale de nur indi Hatay'da” Cevdet Çağla, Acem Kürdi makamında Aksak şarkı olarak besteledi:
Sözlerini Hikmet Münir Ebcioğlu’nun yazdığı Hüzzam eseri şarkı formunun şaheserlerinden biridir:
Şu göğsüm yırtılıp baksan, dikenler aynı güldendir
Şikâyet bilmeyen kalbim kanar, hep aynı eldendir
Bu dertten kurtulan yok mu, dualar hangi dildendir
Şikâyet bilmeyen kalbim kanar, hep aynı eldendir
Hazırlayan: Suat Yener
Az fakat kayda değer eserler bestelemiştir.
Bak bahta da ikbâle de nûr indi Hatay'da | Acem Kürdî | Aksak | Behçet Kemâl Çağlar |
Rûhumda senden bir nâle vardır | Acem Kürdî | Yürük Semai | Mustafa Nâfiz Irmak |
Öğrenirsen sen de bir gün sevmek aldanmak nedir | Buselik | Devr-i Hindi | Hikmet Münir Ebcioğlu |
Sıyırıp kınından gümüş palanı | Buselik | Aksak | _ |
Akşam olsun şu perdeler insin | Ferahnâk | Curcuna | _ |
Hayat yolu uzundur ... | Gerdâniye | Curcuna | _ |
Elhan ile bir aşkı terennüm ediyorken | Hicaz | Curcuna | Mustafa Nâfiz Irmak |
Hicrân ü elem sîne-i pür-hûnumu dağlar | Hicaz | Aksak | Ali Şevket Bey |
İçimde bir yağmur sonbahardan çalınmış | Hicaz | Düyek | Sadri Alışık |
Bülbül uçmuş bahçe vîran bağlara çökmüş hüzün | Hicazkâr | Müsemmen | Dürdâne Altan |
Ol serv-i revân boş kodu gülzârını eyvâh | Hicazkâr | Aksak | Dürdâne Altan |
Serpil yağmur gibi düş bir akşam camlarıma | Hicazkâr | Düyek | Rüştü Şardağ |
Bildin mi canım sensin civanım | Hisâr Buselik | Türk Aksağı | Şevki Sevgin (Neyzen) |
Rûhum bir uzak hâtıranın uğruna yandı | Hüzzam | Curcuna | Bâki Süha Ediboğlu |
Şu göğsüm yırtılıp baksan dikenler aynı güldendir | Hüzzam | Düyek | Hikmet Münir Ebcioğlu |
Bana o kadar yakınsın ki seni ben sandım | Karcığar | Düyek | Erşet Ömerî |
Gül açar bülbül öter yaz geçer | Karcığar | Curcuna | Niyâzi Güler-B.Kemâl Çağlar |
Mersin Mersin güzel Mersin |
Karcığar | Aksak | Niyâzi Güler |
Ah eden kimdir bu saat kuytuda | Kürdîlihicazkâr | Devr-i Hindi | Fâruk Nâfiz Çamlıbel |
Bir yaz gecesi Çamlıca mehtâbına geldin | Kürdîlihicazkâr | Curcuna | _ |
Cevretme sakın sevdiğim artar heyecanım | Kürdîlihicazkâr | Aksak-Semai | _ |
Gelmiyorsun yakıyor bağrımı hicrânın eli | Kürdîlihicazkâr | Aksak | Mustafa Nâfiz Irmak |
İhtiyarlık bahsi hiçtir ölse uslanmaz gönül | Kürdîlihicazkâr | Müsemmen | _ |
Ne zaman ki kalbim o yeşil gözlüm için vursa | Kürdîlihicazkâr | Aksak | Ferrûh Bora |
Nur salkımısın gül ki bahar bahtıma yansın | Kürdîlihicazkâr | Aksak | Rüştü Şardağ |
O yâr bezme geldi kalmadı gitti | Kürdîlihicazkâr | Aksak | Niyâzi Bey |
Sen başıma taç gönlüme sultan olacaksın | Kürdîlihicazkâr | Aksak | Vâhit Özaydın |
Seni coşkun suların koynuna mehtab alamaz | Kürdîlihicazkâr | Aksak | Atıf Yâr |
Şimdi hâtırda mıdır âşık-ı nâlân acaba | Kürdîlihicazkâr | Ağır Aksak | Rüştü Şardağ |
Yeşil sular çalkalandı | Kürdîlihicazkâr | Sofyan-Semai | İzzettin Çağpar |
Seni rüyâlarımda gördüğüm gün çok oldu | Neveser | Curcuna | _ |
Âşıkım dağlara kurulu tahtım | Nihavent | Aksak | Ömer Bedrettin Uşaklı |
Baharda bu yıl bir melâl var hüzün gibi | Nihavent | Curcuna | Selim Aru |
Bana bir zâlimi Leylâ diye sevdirdi felek | Nihavent | Aksak | Fâruk Şükrü Yersel |
Bir dert gibi akşam suların koynuna indi | Nihavent | Curcuna | Selim Aru |
Benim aşkım senin aşkın bütün bunlar birer hülyâ | Nikrîz | Düyek-Cur. | Osman Cemâl |
Karanlık rûhumu aydınlatacaksın sandım | Nikrîz | Sofyan-Serbest | Celâl Sâhir Erozan |
Manolyam desem sana güller hemen kıskanır | Nikrîz | Sofyan | Ziyâ Polat |
İftirâkınla efendim bende tâkat kalmadı | Nişâburek | Müsemmen | Sultan I.Ahmet |
Bir alevdir içimde sevgilinin özlemi | Rast | Nim Sofyan | Şâdi Kurtuluş |
Gezinirken rüzgâr saçlarının her telinde | Rast | Semai | Şâdi Kurtuluş |
Mecnûn koşar "Leylâ" diye efsâneden efsâneye | Rast | Semai | Hüseyin Mayadağ |
Bende hiç görmediğin başka bir âlem yaşıyor | Sabâ | Aksak | Hikmet Münir Ebcioğlu |
Süzdükçe güzel gözlerini kalbimi yaktın | Sabâ | Curcuna | Alâeddin Yavaşça |
Aşk cefâ tahtını gönlüme kurdu | Segâh | Düyek | Selâhattin Bey |
Kaçıncı fasl-ı bahar bu solar gider emelim | Sultânî Yegâh | Düyek | Hikmet Münir Ebcioğlu |
Bir gamlı hayâl kaldı da yıllarca emekten | Sûznâk | Türk Aksağı | Sâhire Diker |
Gönlüm kuru bir gül gibi titrerken adında (O SİYAH GÖZLÜ KADIN) | Sûznâk | Semai | Mustafa Nâfiz Irmak |
Sâzın gibi al sînene vur kalbimi inlet | Sûznâk | Aksak | Mustafa Nâfiz Irmak |
Gönlümü mest eyledin ettin beni mecnûn-ı zâr | Şedaraban | Müsemmen | Hüsniye Hanım |
Hicrân gibi âlemde elim derd-i ser olmaz | Şevkefzâ | Sengin Semai | Hasan Alî Yücel |
Dilberlerin en şûhu yine zevk u safâda | Şîvenümâ | Aksak | Mustafa Nâfiz Irmak |
Değirmenin suyunu kestiler mi dönmüyor | Tâhir | Düyek | _ |