Ali Şenozan hayatı ve eserleri

Ali Şenozan hayatı ve eserleri

Henüz 11 yaşındayken hocası Arif Nihat Aka’nın “Yaz bakalım” sözü ile ezberlettiği müzik tarifi ile çocuk yaşta musiki eğitimine başlamış oldu.

“Müzik: Kulağımıza gelen sesleri bir sanat öyküsü ile tanıtan, çalınıp söylendiği zaman, ruhumuz üzerinde zevkle coşkunluk seslerinin düzenini öğreten ilimdir.”

07.06.1939 yılında Adana’nın Sugediği Mahallesi 82 sokak 2 no’lu hanesinde doğan Ali Şenozan. İnkılâp İlkokulu, Tepebağ Ortaokulu ve Adana Erkek Lisesi’ni bitirdi.

Ortaokul sıralarında Arif Nihat Aka’dan nota, usul, feyiz ve makam dersleri aldı. Daha sonra Arif Nihat Aka'nın yardımcısı olarak hocalığa başlayan Şenozan,  Adana Erkek Lisesi Korosu'nu kurdu ve çalıştırdı.

 

Ali Kaptıkaçtı, Ali Şenozan oluyor

 

1958 yılında İstanbul Belediyesi Konservatuvarı'nda açılan ve 148 kişinin girdiği şan ve okuma tarzı sınavını birincilikle kazandı. O zaman ki sınavın komisyonunda Duri Turan, Münir Nurettin Selçuk , Refik Fersan, Faire Fersan ve Kemal Gürses bulunuyordu.

Komisyon üyeleri; “Adın, soyadın ne evladım?” deyince “Ali Kaptıkaçtı” dedi. Komisyon üyeleri önce kahkaha ile gülüp sonra özür dilediler.

Daha sonra bestelediği bir şarkıyı Gönül Akın’a verdi. Sanatçı bu şarkıyı okuyacağı üstada haber verdi. Radyo anons yapılırken bestekârı “Ali Bey” diye tanıtılınca soyadını değiştirmek istedi. Bir gün cümbüşle evde “Gözlerinden içti gönlüm neşeyi” şarkısını söylüyordu, arkadaşı Rifat Veziroğlu;

“Ali sen soyadı arıyordun değil mi? Bak sana göre soyadı Şenozan” dedi. Söylediği şarkı Şükrü Şenozan’ındı. Üstadın hoşuna gitmişti. Ertesi gün Laika Karabey’i arayarak durumu anlattı.

“Tam sana göre soyadı” deyince üstat “Ali Şenozan” olarak anılmaya başladı.

 

Laika Karabey İle Bir Anı

Laika Karabey, birgün Ali Şenozan'ı dinledikten sonra:

"Seni yetiştiren hocayı tanımak isterim. Ancak bu kadar güzel bir eğitim olabilir" diyor.

Arif Nihat Aka, İstanbul'da Ütadı ziyaret edince Üstat hemen Laika Hanım'ı arıyor:

"Hocam Adana'dan geldi. Neredeyseniz ziyaretinize gelmek istiyoruz" deyince Laika Hanım: 

"Neredeyseniz ben gelim. Bu kadar kıymetli sanatçıyı yetiştiren Hoca'ın ayağına ben gelmek isterim" diyor.

 

Sanatçılık Yolundaki Yokuşlar

İstanbul Belediyesi Konservatuvarı'nda Münir Nurettin Selçuk'dan istifade etti, Türk Müziği Derneği'nde  Çimuçen Tanrıkorur, Erdoğan Köroğlu, Teoman Apay, Şekip Ayhan Özışık, Tülin Yakarçelik gibi sanatçılarla birlikte oldu. Emin Ongan, Cevdet Çağla, Dr. Alaattin Yavaşça gibi üstatlarla yakın dostlukları oldu

1959 yılında Adana'ya dönen Şenozan, Adana Paksoy Fabrikasında çalışmaya başladı.

1960 yılında Polatlı Topçu Okulundaki askerlik döneminden sonra, Çorlu 301. Topçu Alayı'na gitti, moral gecelerinde konserler verdi. Kapanan Kırklareli Müzik Cemiyeti’ni Ecz. Tevfik  Bey'le birlikte açtı.

1959 Yılında TRT 'nin açtığı " Stajyer Solistlik " sınavına girdi fakat sınav komiyonundaki anlaşmazlık sonucu sınav iptal edildi. Şenozan anısını şöyle anlatıyor;

" 1500 kişinin girdiği imtihanda herkes benim kazanacağıma garanti gözüyle bakıyordum. Sınav iptal edilince çok üzüldüm. Bu sırada Seyfettin Sığmaz yanıma gelerek elini omzuma attı ve ‘Hiç üzülme sen bu radyoya gireceksin’ dedi.

 05.09.1966 yılında bu defa TRT’nin açtığı "Doğrudan Sanatçı" sınavı vardı. Sınava girdim ve kazandım. Seyfettin Sığmaz'la yine karşılaştım. Aynı edayla elini omzuma koyarak ‘Dadaşsan demedim mi ben sana sen bu radyoya gireceksin diye ?’ dedi "

1966 yılında Ankara Radyosu'nda açılan sanatçı sınavını kazanarak ses sanatçısı olarak göreve başladı.

1979 yılında açılan sınav sonucu topluluk şefi oldu. Ankara Radyosu'nda, Topluluk Şefi ve Ses Sanatçılığı görev yaptı. SSK Türk Sanat Müziği Korosu'nu çalıştırdı. TRT 'de kurul üyeliği görevini yapan Şenozan, TRT Merkez Denetim Kuruluğu Üyeliği ve TRT Repertuar Kurulu Üyeliği görevlerinde bulunmuştur.

 07.06.2004 yılında yaş haddinden emekliye ayrıldı.

 

Adana'daki Sanat Hayatı

1962 yılında Hocası Arif Nihat Aka'nın yönettiği Adana Halk Eğitim Merkezi Müzik Kolu’na başladı. Hocasının isteği üzerine Ankara Radyosu'na başlayana kadar müzik kolunu çalıştırdı ve yönetti.

1986 yılında Adana Büyükşehir Belediyesi Konservatuvarı'na sanat yönetmeni olarak dört yıl çalıştı. Fakat belediyedeki görev değişikliğinden dolayı Konservatuvar dağılacak duruma geldi. Daha sonra 2004 yılında tekrar Konservatuvarın yönetimine gelen Şenozan, işlerinin yoğunluğu ve Ankara'da ikamet etmesinden dolayı 2008 yılında bırakmak zorunda kaldı. 2011 yılında üçüncü kez Adana Büyükşehir Belediyesi Konservatuvarı'na sanat yönetmeni olarak geldi ve bu dönemde Büyükşehir Belediyesi’nin meclis kararı ile konservatuvara adı verildi.

Ali Şenozan bugüne kadar TRT dışında birçok derneklerde de koro şefi hoca olarak görev yaptı. Hacettepe Üniversitesi Korosu, Otadoğu Üniversitesi Korosu, Ankara Öğretmen Okulu Korosu, Melodiler Müzik Derneği, TRT Memurlar Korosu, Yüksek İhtisas Hastanesi Müzik Topluluğu, Kayseri Melikgazi Belediyesi Konservatuvarı, Adana Büyükşehir Belediye Konservatuvarı'ında hocalık ve Konya Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak faaliyetlerde bulundu.

1956 yılında başladığı beste çalışmaları devam etmekte olan Şenozan, evli ve iki çocuk babasıdır. Üç torun sahibi olan bestekârımız, torunlarına sevgisini aşağıdaki üç beste ile ölümsüzleştirmiştir."Çağla su" Çağla için ,"Birden içime neşe doldu" Buğra için , "Bebeğim güzel Nehir ' im"  Nehir için bestelemiştir.

 

Beni bırakıp burada gitme güzeller güzeli

 

Söz Yazarı Mehmet Ebrulan ile Şenozan’nın yakın dostlukları vardı. Mehmet Ebrulan bir gün yüzü solmuş ve bitkin vaziyette Ali Şenozan’nın yanına gelir. Elindeki kâğıtta. Şiiri yazıyordu ve Ali Şenozan’a uzattı:

“Al baba. Bu çocuğumun son hatırasıdır” dedi ve gitti.

Erbulan’nın oğlu 15 gündür hastanede komada yatıyordu. Şenozan, dondu kaldı ne yapacağını bilmiyordu. Herkesin bir kadın sevgisi olarak sandığı bu şarkı gerçekten çocuğundan umut bekleyen babanın çaresizliğini anlatıyordu. Sonrasında mutlulukla sonuçlandı ve Erbulan’nın yavrusu sağlığına kavuştu.

Üstat, bu anının eserini titizlikle inceledi ve Hüzzam makamında besteledi.Bu eser 1984 yılında Milliyet Gazetesi’nin düzenlediği " Yılın on şarkısı " yarışmasında ödüllerindi: 

Beni bırakıp burada gitme güzeller güzeli

Ermeden daha murada gitme güzeller güzeli

Garip gönlümün maralı göz yaşlı gönül karalı

Bırakıp beni yaralı gitme güzeller güzeli

Zeytin gözlüm melek yüzlüm

Tatlı dillim şirin sözlüm

Sürmelim sevgilim nazlım gitme güzeller güzeli

Gelmeden yolun ucuna ne dedim gitti gücüne

Dayanmam bu acına gitme güzeller güzeli

Üstat, Kırıkkale’ye gittiğinde çocukluk arkadaşı Erol İşisağ ile karşılaşır. Biraz sohbet ettikten sonra Erol Bey, üstadı fotoğrafçı ve şair olan Cengiz Altıntaş ile tanıştırdı. Bu tanışıklık ileride çok yakın dostluğa dönüştü.

Bir gün sohbetin derinleştiği sırada şarkılardan ve şiirlerden bahsedildi. O sıralarda bestekâr Mehmet Ilgın, Cengiz Altıntaş’ın “Ağlama değmez hayat” dizeli güftesini bestelemişti. Şarkı tutulmasına rağmen Coşkun Bey bu şarkıyı beğenmemişti. Bu şarkıyı çocuk şarkısına benzetmişti. Üstat, Cengiz Bey’den rica minnet bir şiirini aldı. O güzel sohbetin ve Cengiz Bey’e duyduğu yakınlığın etkisinden olacak.

Kırıkkale’den Ankara’ya gelene melodi güzelliklerini beyninden geçirdi. Öyle kendini kaptırmıştı ki melodilerle şarkı bütünleşti. Ankara’da otobüsten inerken şarkıyı bitirmiş ve notaya almıştı.

Aşk oduna yandı gönül    

Aşktan usandı gönül

Bende benlik kalmadı

Çok geç uslandı gönül

                                     

Ağlatırken güldürdü

Serüvenler sürdürdü

Zaman zaman öldürdü

Çok geç uslandı gönül

Geçti artık genç yıllar

Ne aşk kaldı ne bahar

Cengiz Altıntaş, şiiri kendine ait olan Rast makamındaki şarkısını dinledikten sonra Ali Şenozan’a; “Çok şükür gözümü kapamadan şiirimden birinin istediğim şekilde bestelendiğini gördüm” der.

Gittiğin Yolları, Yakın Sanarak

Austin Ali Bey’in çay bahçesinde Ali Şenozan ile sohbete dalmıştık. Yanımızda Kanuni Toktay Sökmen ve müessese sahibi Austin Ali Bey vardı. Konu musikiden açıldı. Ali Şenozan’nın “Gittiğin yolları yakın sanarak” isimli eserinin hikâyesini merak ediyordum. Her defasında anlatacak oluyor fakat bir türlü anlatmıyordu. Bu defa inatla üstüne gittim ve anlatmaya başladı. Hikâye şöyle:

Üstat askerdeyken Eşi Bedriye Hanım ile nişanlıydı. Bedriye Hanım bir gün dergide bulduğu şiiri Üstada gönderiyor. Üstat bu şiiri saklıyor. Askerden döndükten sonra Bestekâr Necip Mirkelamoğlu’nun işletmeciliğini yaptığı Gül Ağacı Gazinosu’da sahne alıyordu. Sabaha doğru evine geldi ve aklına nişanlısının askerde kendine gönderdiği şiir geldi. Okumaya başladı. Şiir üzerinde melodiler birden yerine oturmuştu. Kendi deyiminle:

“Beste yapmak bir şimşek çakması gibidir. Şimşeğin verdiği ışıkla ya hemen bestelersin veya tekrar için o ışığı belki aylarca beklersin”.

Üstat o ışıkla şiiri bestelemiş.

Gittiğin yolları, yakın sanarak,       

Hasretin zehriyle, her an yanarak. 

Gözlerim enginde, seni anarak,       

Günlerce yolunu, bekleyeceğim,      

Fakat bir türlü beste bitmiyor ve notalar yerine oturmuyordu. Sabah radyoya gidecekti yatması lazımdı. Yatağa uzandı ve uykuya hazırlanırken birden yataktan fırladı hemen udunu eline aldı ve “Ölünceye dek seni, unutmayacağım” şiirin sonuna sözlerini ekledi ve beste oluşmuştu. Ortaya güzel bir Rast şarkı çıkmıştı.

Emel Sayın ve Ziya Taşkent plağa okudu. Plaklar satış rekoru kırdı. Ali Şenozan şairi bilmediği için güfte bölümünü boş bırakmıştı.

Olanlar ondan sonra oldu. Şiire sahip çıkanların sayısı yirmi kişiyi geçti. Ve bir akşam vakti şiirin gerçek sahibi geldi. Elinde 1955 yılında Çınaraltı Mecmuası’nda kendi adıyla şiirin yayınlandığını gösterdi. Bu kişi şair Tevfik Bayraktar’dı. Üstat güfte hakkını sahibine verdi.

Askerlik yaparken nişanlısının bir dergiden kesip gönderdiği şiir yıllar sonra dillerden düşmeyen nağmelere dönüştü. 1993 yılı Milliyet gazetesi Yılın on şarkısı ödüllü şarkısı oldu.

Gittiğin yolları yakın sanarak

Hasretin zehrine her an yanarak

Gözlerim enginden seni anarak

Günlerce yolunu bekleyeceğim

Ölünceye dek seni unutmayacağım               

Mevsimler durmadan eriyip gitsin

Bahçemde bülbülün şarkısı dinsin

Ne çıkar bu gönül cefanı çeksin

Aylarca yolunu bekleyeceğim

Ölünceye dek seni unutmayacağım

Kırlarda çiçekler büsbütün solsa

Mehtaplı geceler karanlık olsa

Kalbime dünyanın hüzünü dolsa

Yıllarca yolunu bekleyeceğim

Ölünceye dek seni unutmayacağım

Milliyet Gazetesi beste ödülü

Sözlerini Ayten Uğuralp’ın yazdığı ve 1991 yılında Milliyet Gazetesi’nin düzenlediği beste yarışmasında ödül alan:

Hasreti yıllara sor ırağı yollara sor

Beni ellere sorma o mahsun kullara sor

Kınalı ellere sor incecik bellere sor

Dalında boynu bükük sararan güllere sor

O yanık türküne sor şu geçen ömrüme sor

Elde arama beni a canım kendine sor

Kınalı ellere sor incecik bellere sor

Dalında boynu bükük sararan güllere sor

 

Güfteyi Muhayyerkürdî makamında besteledi.

 

Kenan Evren İle

 

Ankara Üniversitesi Korosunun konserinden sonra 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren konserin başarılı geçmesinden dolayı Ali Şenozan ve korosunu tebrik ederken.

 

Ankara - 1984

 

Konuğu Rauf Denktaş

 

Uluslar arası düzeyde bir çok konser veren Şenozan, Kıbrıs Dom Oteli'ndeki konserine gelen Kuzey Kıbrıs Cumhuriyeti, Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş ve eşi ile birlikte.

 

26. Nisan. 1980

 

 

 

Dostluklar

 

 

Uzun yıllar kurdukları dostlukla yaşayan Ali Şenozan, Bestekâr Hasan Özçivi ve Kanuni Zeki Torun Adana Halk Eğitim Merkezi yıllarında.


 

Hazırlayan: Suat Yener

Kaynak göstermeden kullanmayınız.

Ali Şenozan Şarkıları

 Ayrılsak ta kalbim sana küsmedi ki unutayım Acem Kürdî Sofyan Sâmi Derintuna
 O kadar yıldızlı gözlerin varki Acem Kürdî Sofyan İ.Behlül Pektaş
 Aşk bir yalan değil de ne sev bir kere sen de dene Bayâti Sofyan Halil İbrahim Taşkent
 Sâkîye sitem etme boşalmış diye câmın Bayâti Yürük Semâî Ercüment Berker
 Aşkın bilmecesini bir bakışta çözersin  Evcârâ Aksak Râfet Kurşunlu
 Karanlık bir yoldayım gidiyorum nereye Gerdâniye Düyek-Sofyan Sahra Gülyüz
 Anılar mâzide kaldılar artık Hicaz Sofyan-Değ. Turgut Yarkent
 Aşkından her akşam içerken üzgün Hicaz Düyek Aylâ Peken
 Ayrılığın kalbime bir ağ gibi örüldü Hicaz Düyek Uğur Gür
 Bir akşam oturmaya bize gel Hicaz Düyek Hasan Karakuş
 Bir el tuttu şu hummâlı başımı Hicaz Düyek Aydemir Doğan
 Bir hâlini sorarsan bilmecedir cevâbı Hicaz Düyek Yahyâ Akengin
 Can evimden yaralanmış  Hicaz Aksak Yalçın Benlican
 Dalgındı siyah gözlerin ilk gördüğüm akşam seni Hicaz Sofyan-Düyek Hüseyin Tansever
 El çek tabib el çek yaram üstünden Hicaz Sofyan Emrah
 Felekten kâm almazsan pişman olursun Hicaz Düyek Muallâ Anıl
 Gözünün rengine bağlansa da bahtım kaderim Hicaz Aksak Aydemir Doğan
 Güllerin açılsın ve hiç solmasın Hicaz Nim Sofyan Engin Çır 
 Güz yeli eser eser duman düşmüş dağlardan Hicaz Aksak Muallâ Anıl
 Her akşam hüzünle batarken güneş Hicaz Düyek Aylâ Peken
 Hicrân olacaksa bu aşkın sonu Hicaz Düyek Ferit Sıdal-Neclâ Gürer
 Maksadın aşkımdan kaçmaksa Hicaz Yürük Semâî Sait Yazıcıoğlu
 O sürerken sefâsını ben çekerim cefâsını Hicaz Sofyan-Düyek Ata Ünlü
 Pencerede bir gül açtı sen misin Hicaz Sofyan Yusuf Yıldırım
 Sevdayı seninle tanıdım kadın Hicaz Düyek-Değ. Eyüp Göksu
 Sevmemek elimde mi yüreğim vazgeçmiyor Hicaz Düyek Güzide Taranoğlu
 Şöyle bir gül gönülden duyulsun yine o haz Hicaz Düyek Hüseyin Tansever
 Böyle küsüp gidersen beni çok incitirsin Hicazkâr Sofyan-Düyek Nûrettin Baykal
 Sorma hâlimi çok perîşânım Hicazkâr Sofyan İsmet Dizer
 Akça tellerine gönül bağladım Hüseynî Düyek Yüksel Küpelioğlu
 Binbir cefa etsen binbir naz etsen  Hüseynî Düyek Mehmet Erbulan
 Bir güzel ki gözlerin denizin mâvisine yaprağın yeşiline.. Hüseynî Düyek Hüseyin Tansever
 Düştüm de tâlihin gurbet burcuna Hüseynî Evfer Yahyâ Akengin
 Hayat coşkun dalgaları göğe çıkan bir umman Hüseynî Düyek Güzide Taranoğlu
 Her yağmurda ıslanırsın Hüseynî Düyek Eyüp Göksu
 Hüzünler gitsin artık Hüseynî Düyek Sâmi Derintuna
 Sevinçle bitmeli kadehimde mey Hüseynî Aksak Halil Soyuer
 Beni bırakıp burada gitme güzeller güzeli  Hüzzâm Sofyan Mehmet Erbulan
 Bir gün gelir de gidersen eğer Hüzzâm Düyek Saadet Özkeleş
 Cânân gibi gülerek şu kalbimi dinle Hüzzâm Düyek Muharrem Gerçeker
 Dallarda sarı rüzgâr ağar saçlarım ağar Hüzzâm Sofyan Hüseyin Çapkın
 Gözlerin karanlık geceler gibi Hüzzâm Sofyan Sâdık Atay
 Her lâhzada sevgin bana dünyaya bedel Hüzzâm Türk Aksağı Yılmaz Karakoyunlu
 Sanma şâhım herkesi sen sâdıkâne yâr olur  Hüzzâm Ağır Aksak Sultan Selim (Yavuz-Selîmî)
 Sen gideli dile düştüm Hüzzâm Sofyan Kani Soylu
 Sendin benim kadınım sendin benim meleğim Hüzzâm Düyek İsmail Hakkı Özbilgin
 Yıllar sonra saçlarında ak yüzünde geçmişin derin ... Hüzzâm Düyek İlkan San
 Bu çırpınış mutluluk mu melâl mi Karcığar Yürük Semâî Ayten Uğuralp
 Gönül derdim üçbeş değil yüz benim Karcığar Sofyan Hasan Karakuş
 İSTANBUL (Yedi tepe üstünde..) Karcığar Aksak Reşat Özpirinçci
 Sende son günlerde garip haller var Karcığar Düyek Yalçın Benlican
 Sürmeli gözünün kenarı yaştı Karcığar Düyek Âşık İhsânî
 Yedi tepe üstünde yedi cennet kurulu (İSTANBUL) Karcığar Aksak Reşat Özpirinçci
 Al yanakta handeler açtın güzel Kürdîli Hicazkâr Sofyan Azmi Aytaç
 Bakışından bilirim kalbimi incitmeye geldin  Kürdîli Hicazkâr Sofyan Aydemir Doğan
 Bir gün aklına gelip beni sorarsan eğer başka yerde arama Kürdîli Hicazkâr Düyek Uğur Gür
 Bir günün aşkı geçti senin yanında sensiz  Kürdîli Hicazkâr Düyek Mehmet Erbulan
 Bu yıl da devirdim yazı baharı Kürdîli Hicazkâr Düyek-Sofyan Sahra Gülyüz
 Mâdem sende vefâ yok çık kalbimden çık da git Kürdîli Hicazkâr Curcuna Mehmet Erbulan
 Mutluluk ne güzel şeymiş doğrusu Kürdîli Hicazkâr Düyek-Sofyan Mehmet Erbulan
 Ne çabuk geçiyor günler yanında Kürdîli Hicazkâr Sofyan Mehmet Erbulan
 O ipek saçlarını öpüp koklayamadım  Kürdîli Hicazkâr Aksak İsmail Hakkı Özbilgin
 Özlemler beste yapar ayrılık yollarında Kürdîli Hicazkâr Düyek Hayri Davaz
 Sen kalbimde bir ateş olarak yanacaksın Kürdîli Hicazkâr Aksak İsmail Hakkı Özbilgin
 Senelerce gözlerim karardı yolunda gel Kürdîli Hicazkâr Düyek Mehmet Erbulan
 Sevdiğin sevdânı unutmuş artık Kürdîli Hicazkâr Düyek Hârun Karadeniz
 Titrek bir damladır aksi sevincin Kürdîli Hicazkâr Düyek Ahmet Muhip Dıranas
 Yanıp duruyorum bitsin bu gurbet Kürdîli Hicazkâr Düyek-Semâî Şevki Dinçal
 Gönlümde garip hüzün Mâhûr Düyek Hüseyin Tansever
 Küçük asker silah elde Mâhûr Sofyan Tevfik Fikret
 Tanımıyor gibisin Mâhûr Düyek Hâlit Çelikoğlu
 Ayrıldık boş yere uçtun yuvadan Muhayyer Düyek Ferhat Dikses
 Dört mevsim içinde aşk ikliminde Muhayyer Düyek Mukadder Taşçı
 Eski bir değirmen evimiz olsa Muhayyer Sofyan-Düyek Ümran Çetin
 Sen gittin gideli güldüm zannetme Muhayyer Sofyan-Değ. Berran Yalçın
 Sen gittin peşinden daldı gözlerim Muhayyer Düyek Mehmet Erbulan
 Bana bir gül vermiştin ya o gün bugün hiç solmadı Muhayyer  Sofyan Ali Akçakent
 Akşam olur yaram kanar sessizce Muhayyer Kürdî Sofyan Hüseyin Çapkın
 Âşıkları inandırır yalan vâd ile kandırır Muhayyer Kürdî Semâî Ziyâ Paşa (Vezir)
 Bir can koydu felek kuru bedende  Muhayyer Kürdî Sofyan Ayla Peken
 Bütün insanları sevdim gönülden Muhayyer Kürdî Düyek Mehmet Erbulan
 Çiğdemim çiçeğim gonca meleğim Muhayyer Kürdî Düyek Bayram İnce
 Gül dudağında bahar bakışlarında telâş  Muhayyer Kürdî Düyek Hüseyin Tansever
 Güldürmedin ey yâr beni Muhayyer Kürdî Sofyan-Düyek Reşat Özpirinçci
 Günâhımsın sevâbımsın hem kışım hem baharımsın Muhayyer Kürdî Düyek Yalçın Benlican
 Hasreti yıllara sor ırağı yollara sor ... Muhayyer Kürdî Sofyan Ayten Uğuralp
 Sevenler hasrete dayanmaz derdin Muhayyer Kürdî Nim Sofyan Ahmet Acarer
 Şarkılar sensiz kaldı sazlar sana ağladı Muhayyer Kürdî Düyek-Sofyan Şükrü Yetimoğlu
 Yağmuru bekleyen topraklar gibi Muhayyer Kürdî Düyek Hâlit Çelikoğlu
 Yeşile tutkunluğum gözlerinden geliyor Muhayyer Kürdî Düyek Önder Berk
 Her yerde arayıp buluyor beni Nevâ Düyek-Sofyan Nûrettin Baykal
 Ayrılığa yürüdüğüm yollarda izim ağlar Neveser Düyek-Sof. Şevki Dinçal
 Açmadan sararmış bir çiçeksin artık Nihâvend Semâî S.Nejat Armutçu
 Aşkın yaşı olmazmış yazı kışı olmazmış Nihâvend Sofyan Mehmet Erbulan
 Bir acı sözüme darılıp hemen gidecek ne vardı durup dururken Nihâvend Sofyan Nûrettin Baykal
 Birden içime güneş doğdu ışığı karanlığı boğdu Nihâvend Düyek Sofyan Ali Şenozan
 Bitti artık güzelim sana gelen o yollar Nihâvend Sofyan Mehmet Reşit Ayhan
 Bu yıl da geçip gitti baharıyla yazıyla Nihâvend Düyek Hüseyin Tansever
 Dost bildim kendime yüce dağları Nihâvend Sofyan Yahyâ Akengin
 Gökkuşağımsın benim yaz yağmuruyla gelen Nihâvend Düyek Nihat Baytan
 Her yolu denedim çârem kalmadı Nihâvend Düyek Yalçın Benlican
 İnan bana şu dünyada gönlüm senle huzur bulur Nihâvend Düyek-Sofyan Sâmi Derintuna
 Kalbinde bir başka kimse olmasın Nihâvend Sof.-Düy. Muharrem Gerçeker
 Mecnun gibi seviyorsan Nihâvend Nim Sofyan Ardan Okay
 Yoksan eğer şu çiçekler solsa da bir solmasa da  Nihâvend Düyek Oktay Tem
 Ne güzeldir Boğaziçi gidenin açılır içi Nikrîz Sofyan Melek Han
 Yakışmıyor sana hüzün ceylanım Nikrîz Düyek Hüseyin Vasfi Taşyürek
 Aşk oduna yandı gönül Rast Düyek Cengizhan Altıntaş
 Aşktan yana yazdım yaprak da tükendi Rast Aksak Cengizhan Altıntaş
 Bir minik kuş gibi sevmek istedim Rast Düyek Ayten Uğuralp
 Bir yolcu gibiydin gönül bahçemde  Rast Düyek Ahmet Mertkanlı
 Bırak dalında kalsın bana güller getirme  Rast Sofyan Bekir Mutlu
 Deli ırmak durulsun saz meclisi kurulsun Rast Sofyan Tayfun Levent
 Doyulmaz asla aşka aşk dediğin bambaşka Rast Sofyan Aytaç Oy
 Gittiğin yolları yakın sanarak (BEKLEYECEĞİM) Rast Düyek Tevfik Baykara
 Hoşçakal deyipte ayrıldığım gün biliyorum nice düşlere daldın Rast Düyek Jâle Yıldırım
 Mutluluğa doğru hep emekledim kalkıp eller gibi koşmadım ki Rast Nim Sofyan Aynur Saydam
 Öyle derin bir yara ki şifâ bulmaz yıllar geçse Rast Düyek Râfet Kurşunlu
 Sakın inanma ele ben seninle bütünüm Rast Düyek Arslan Tunçata
 Sen ordasın ben burada Rast Düyek-Sofyan Yalçın Benlican
 Sevme beni sevme sakın yeşil gözlü meleğim Rast Düyek Cengizhan Altıntaş
 Vuslatın hicrinden elemli mi ki Rast Devr-i Hindî Sâmi Bozok
 Gittiğin günden beri buraların tadı yok Sabâ Zemzeme Düyek-Sofyan Engin Çır
 Geceler uykusuz gözlerim yorgun Segâh Düyek Nedim Uçar
 Gidip de dönmeyen bir yolcu gibi Segâh Yürük Semâî Ayla Peken
 Gözlerin her yerde onu arıyorsa Segâh Düyek Ayla Peken
 Uslamaz gönlüm sevmekten yorulmaz Segâh Sofyan Faika Sarp
 Yaşamaktan zevk alırdım Segâh Düyek İlkan San
 Hasretin gönlümü yakar her zaman ufuktan doğacak günü beklerim Sûznâk Sofyan-Düyek Yıldız Batırbaygil
 Hazan erdi gönlü derde sal şimdi Şedaraban Aksak Aydemir Doğan
 Ne yâsemen ne ıtır gözlerimde nergis var Şehnaz Düyek Mehmet Erbulan
 Sevgi denen yalanı gözlerinden öğrendim Şevkefzâ Sofyan Hüseyin Tansever
 Sayfa sayfa aşkı yazdım kalbine Tâhir Sofyan Hâlit Çelikoğlu
 ANAM  Sılaya dön diye) Uşşâk Sofyan Ali Şenozan
 Bu aşkın sonunda ayrılık varsa Uşşâk Düyek Tuncer Önal
 Fâni olan bu dünyâda âdem isen sözle konuş Uşşâk Düyek Arif Nihat Aka
 Günüm gecem ayrı özlem alev alev yanıyorum Uşşâk Sofyan-Düyek Ümran Çetin
 Güzelim kara gözlüm ne çok özledim bilsen Uşşâk Sofyan Hasan Oral Şen
 Hiç gelip sordun mu halin ne diye Uşşâk Sofyan Halil Soyuer
 Kaç yıldır hasretiz birbirimize Uşşâk Sofyan Süleyman Başuğul
 Ömrünün baharında bir tomurcuk gibisin Uşşâk Düyek Cengizhan Altıntaş
 Sılaya dön diye mektubun geldi (ANAM) Uşşâk Sofyan Ali Şenozan
 Sen bir pınar olsan ben kuru toprak Zâvil Sofyan Sami Derintuna