- Anasayfa
- Hakkımda
- Şarkı Sözleri
- Makaleler
- Bestekarlar
- Notalar
- Haberler
- Videolar
- Ziyaretçi Defteri
- Önemli Linkler
- Musikişinas Atatürk
- İletişim
Bolahenk Nuri Bey (1834-1911)
Çok titiz bir yaradılışta olan Nuri Bey musiki eserlerinin en doğrusunu öğrenmeye gayret ederdi ve hafızasında sakladığı eserlerin çokluğuyla ünlüydü. İyi bir hanende ve iyi derecede bir neyzen olduğu bilinir. Bolahenk kelimesinin karşılığının nısfiye de “mi bemol” sesi veya bir akort türü olduğunu düşünürsek, iyi derecede ney üflediğinden “Bolahenk Nuri Bey” diye anılmıştır.
Mehmet Nuri Bey 1834 yılında İstanbul’da doğdu. Moralı Bekir Paşa sülâlesinden Mehmet Ali Bey’in oğludur. İlk ve orta öğreniminden sonra çalışma hayatına atıldı. O zamanki geleneğe uyarak daha orta öğrenimini yaparken Bâb-ı Zaptiye İstinhak Dairesi’nde memuriyete başlamıştı. 1911 yılında öldü. Fatih Türbesi mezarlığına defnedildi.
Türk musikisi tarihinde bestekârlığı ve hocalığı açısından önemli bir musikişinastır. Öğrenmiş olduğu eserleri unutmamak için, Sarıgüzel Karagümrük’teki evinden işine giderken ve işinden evine gelirken herhangi bir araca binmez, yaya yürür, elleri cübbesinin ceplerinde usul vurarak her gün iki fasıl okurmuş. Eğrikapı yakınlarında açmış olduğu “Meşkhâne” sinde yıllarca süren öğretim hayatında sayısız öğrenci yetiştirdi. Bunların arasında Hacı Kirami Efendi, Hâfız Sami Efendi, Zâkir Hakkâk Mehmed Efendi, Hâfız Hayrettin Bilgen en tanınmışlarındandır. O hayatta olduğu sürece, yetişmiş ve üne kavuşmuş bütün musikişinaslar Nuri Bey’den ders almışlardır denebilir. Başkalarının eserlerini her heves edenlere öğretmekten bıkmayan Nuri Bey, kendi bestelerini kolay kolay kimseye öğretmez ve kıskanırdı. Zamanının musikişinasları, eserleri öğrenmenin yollarını ararlardı. Yegah makamındaki bestesini bestelediği ve kulaktan kulağa yayıldığı sıralarda şöyle bir yola başvurmuşlardı.
Kuvvetli bir notist olan Melekzet Efendi bir bahane ile üstadı ziyaret edecek, bestesini okuması için ricada bulunacak, bu sırada Hamparsum notasına alacaktı. Bunlardan habersiz olan Nuri Bey, eli öpüldükten ve ricalar tekrarlandıktan sonra eserini okumaya başlamıştı; Melekzet Efendi’nin bir kâğıda bir şeyler yazdığını görünce eserin sözlerini yazdığını sanmıştı. Eser bittikten sonra bittikten sonra bir kez daha okuması rica edilince, sözleri yanlış yazılmasın diye memnuniyetle tekrarlamıştı. Sonunda; “Eh! Şimdi oku bakalım, eksik bir şey kalmasın” demişti.
İlk okunuşta notaya alınan esere, ikinci okunuşta Ermeni harfleriyle sözlerini kaydedilmiş olduğundan, Melekzet Efendi beste ve güfteyi eksiksiz olarak okumaya başlayınca deliye dönen Üstat bastonu kaptığı gibi: “ Seni gidi çapkın! Benim bir ayda elde ettiğim eseri on dakikada cebine koyar da gider misin? Yağma mı var be herif!” diyerek üstüne yürümüş ve kapı dışarı etmişti. Bu eserin sözleri:
Eserlerinin çoğunu Neyzen Emin Yazıcı notaya almıştır. Eserleri klâsik musikimizin bir devamı olup, kaide ve geleneklere bağlı özellikte, sağlam ve sanatlıdır. Ayrıca belirgin bir duygu zenginliğine sahiptir. Rauf Yekta Bey’in kaydettiğine göre en çok, dügâh makamında bestelediği:
Bâis oldu çeşm-i mestin âşıkın berbadına
Vermesin fırsat felek ol gamze-i celladıma
Saplanır bi-çeraganın sine-i püladına
Vermesin fırsat felek ol gamze-i celladıma
“Mest eden gözlerin âşıkın berbat olmasına sebep oldu.
Felek gamzelerinin vurmasına fırsat vermesin..
Saplanır etrafı karartan okların göğsüne.”
Güfteli eserini sever, her zaman icra ederdi. Yeni şarkıları sevmezdi, özellikle Şevki Bey’i beğenmezdi, onun eserleri için: “Harem ağaları gibi bir birine benziyor” dermiş. Bolahenk Nuri Bey 1873 yılında “Mecmua-yı Şarkiyat, Kârhâ ve Nakşhâ” adında, on sekiz makamdan birçok eserin sözlerinin yer aldığı bir mecmua yayınlamıştır. Saz eserleri de bestelemiştir. İki Mevlevi ayini, Buselik ve Karcığar makamlarından iki peşrev, Hisarbuselik makamından bir Sirto, üç kâr, on bir beste, ağır ve yürük semailer, şarkılar. (Yılmaz Öztuna, Müzik Ansiklopedik Sözlük C: 2 S: 148, http://www.eksd.org.tr /bestecilerimiz/bolahenk_nuri_bey.php)
Hazırlayan: Suat Yener
Lütfen kaynak göstererek kullanın.
Eserlerinden anlaşıldığı gibi fasıl şarkılarının üstadıydı. TRT repertuvarına kayıtlı olan 32 sözlü bestesinden 8’i Ağır Aksak bestelidir. Bunlar:
Misli yok bir şuha oldum müptela | Acem Aşiran | Ağır Aksak | _ |
Ey şehr-i nüzul-i sure bais oldun çok sürure | Acem Aşiran | Düyek | Abdülehad Nuri (Şeyh) |
Söylen ol afete dünyayı harab eylemesin | Bayati | Aksak Semai | _ |
Gülsitan-ı dehre geldik renk yok bu kalmamış | Bayati | Devr-i Kebir | Nabi |
Ahu zi tü amuht be-hengam-ı deviden | Bayati | Hafif | _ |
Bir kerre yüzün görmeyi dünyaya değişmem | Bayati | Remel | _ |
Sun sagarı saki bana mestane desinler | Bayati | Yürük Semai | Yahya Efendi (Şeyhülislam) |
aşık olan ciğerin ateşe dağlar ağlar | Dügah | Evsat | Hakkı |
Gel benim ey dilber-i şuh-i şenim | Dügah | Devr-i Hindi | _ |
Neyle zaptetsem dil-i divanemi | Dügah | Ağır Aksak | _ |
Bahar oldu açtı güller | Ferahnak | Aksak | _ |
Nevruze erdin ey gönül | Ferahnak | Ağır Aksak | _ |
Renc-i hatır vermesin hiç bir vakit Mevla sana | Ferahnak | Ağır Aksak | _ |
Azm-i dildar-ı tü daret cam-ı ber-ab amed | Hicaz | Hafif | _ |
Ey füruğ-ı mah-ı hüsn ez ruy-i rahşan-ı şuma | Hicaz | Hafif | _ |
Benim serv-i hıramanım benim sen nemden incindin | Hicazkar | Aksak Semai | _ |
Cana te'sir etti cana imtidad-ı hasretin | Hicazkar | Hafif | _ |
Mızrab-ı gam-ı (aşk ile/aşkınla) ey şuh-i sitemkar | Hicazkar | Yürük Semai | _ |
Gel beni vaslınla şad et kıl kerem | Hüseyni | Ağır Aksak | _ |
Kurretü'l ayn-i Habib-i Kibriya'sın ya Hüseyn | Hüseyni | Evsat | Arif Bey (Kahyazade) |
Müjgan-ı kalem kakül işler ruh-i yare | Hüseyni | Hafif | _ |
Yare açtı tiğ-i hicranın dile ey işvebaz | Mahur | Ağır Aksak | _ |
O şuhun ruhlerin gördüm gül-i ziba mıdır bilmem | Nihavent | Aksak Semai | _ |
Şimdi düştü gönlümüz bir afetin sevdasına | Nihavent | Çenber (Ağır) | _ |
Eyliyor daim beni ezvak-ı hüznüm neş'eyab | Nihavent | Devr-i Hindi | _ |
Bezme gel dök perçemin ruhsare şebbular gibi | Nihavent | Hafif | Enderuni Vasıf |
Gönlümdeki aşkın gibi bir hem-demimiz var | Nihavent | Yürük Semai | _ |
Mailim bir nazlı yare | Rast | Ağır Aksak | _ |
Bahar-ı hüsnünle bülbül gönül oldu figan eyler | Uşşak | Ağır Aksak | _ |
Nim-nigah eyle garib ü gam-keşe | Uşşak | Devr-i Hindi | _ |
Bais oldu çeşm-i mestin aşıkın berbadına | Yegah | Ağır Aksak | _ |