İbni Sina

İbni Sina

Tıp Bilim Adamı, Musiki Bilimci

İbni Sina ( 980-1037)

 

Türk Musikisi tarihinde ikinci büyük isim olan Farabi’nin ölümünden otuz yıl sonra, Samanî Devleti’nin hizmetinde çalışıp, kâtiplik ve maliyecilik yapan babasının bulunduğu Buhara’da 980 yılında doğmuştur.

 İbn-i Sina'nın tam adı Ebu Ali el-Hüseyin ibni Abdullah ibn-i Sina el-Belhi'dir. Samanoğulları sarayı maliye kâtiplerinden ve saygın bir bilim adamı Abdullah Bin Sina'nın oğlu olan İbn-i Sina, Batı'da "Avicenna" adıyla tanınır. Yalnız doğuda değil, ortaçağ Avrupa'sında da en büyük tıp bilgini sayılan İranlı Müslüman bir bilgin ve düşünürdür. Olağanüstü bir zekâ sahibi olduğu için daha 10 yaşındayken Kur'an-ı Kerim'i ezberledi. (http://www.sabah.com.tr/ibn-i-sina-kimdir)

 İbni Sina, musikiyi bir ilim, aynı zamanda sanat ve kültür dalı sayar. O da Farabi gibi El-Kindi’nin eserlerinden yararlanmıştır. Musiki ile Astroloji arasında bir ilişkiyi kabul etmez. Farabi’nin geliştirdiği bilimsel temele oturan musiki, onun “Cevâmi’l-İlmi’l-Musiki” adındaki eseri ile çağının en yüksek noktasına ulaşmıştır. İbni Sina musiki ilmini ikiye ayırarak inceler. Eserlerinin birinci bölümünde nağmelerin uyum ve uyumsuzluğunu açıkladıktan sonra “musikinin konusu nağmelerdir” der. İkinci bölümde usullerden söz ederek bunların nağmelerle ilişkisi üzerinde durur. Seslerin tizliğini ve pestliğini Farabi’nin görüşleri açısından açıklar. Yukarıda adı geçen eserinin bir bölümü ile “Kitabü’ş-Şifâ”nın “Riyazî” ilimler bölümünün XII. faslını musikiye ayırmıştır. Sonuncusunun musiki bölümü Baron d’Erlanger tarafından “Arap Musikisi” başlığı altında Fransızca’ya çevrilmiştir. “Kitabü’n-Necat” (Kurtuluş Kitabı) ile Dânişnâme’de de mûsıkî ile ilgili bölümler vardır. Bunlardan “Kurtuluş Kitabı” Almanca olarak yayınlanmıştır. Musikiyi matematik ve fizik ölçüleri içinde incelediğinden, ustası gibi Pitagoras’ın görüşlerini benimsemiş, fakat onun kadar derinlemesine inmemiş, musikinin ameli yönü ile uğraşmamıştır.

 

 

Hastenelerde ve Tıp Fakültelerinde İbni Sina’ın resim ve heykelleri ile karşılaşmak mümkündür. Marmara Üniversitesi kampusundaki heykeli bu eserlerden biridir. İbni Sina; 1037 yılında yüz elliden fazla eser bırakarak elli yedi yaşında Hemedan’da vefat etmiştir. (Ali Oktay; Yeni Asya Gazetesi 19 Nisan 2012 makale – Musiki İbni Sina Litare yayıncılık)