- Anasayfa
- Hakkımda
- Şarkı Sözleri
- Makaleler
- Bestekarlar
- Notalar
- Haberler
- Videolar
- Ziyaretçi Defteri
- Önemli Linkler
- Musikişinas Atatürk
- İletişim
Lavtacı Hristo
Rum asıllı sanatkârın asıl adı Hristaki Kiryazis’tir; doğum tarihi bilinmiyor. Lavtacı Civan ve Andon kardeşlerin en küçüğüdür. Bu üçlü çalışma sistemi içinde yetişti. Kabasaz takımlarında çalar, aynı zamanda hanendelik yapardı.
Hristo Efendi bir bestekar olarak da başarılıdır; güzel eserler bestelemiş; Ahmet Mithat Efendi’nin “Zeybekler” adındaki eserini operet haline getirmiştir. Eserleri arasında bulunan “Çalıma bak efede”, “Bıçak düşmez elinden”, “Karşıyaka da İzmir’in gülü” gibi şarkıları bu operet için hazırlanmıştır. Fakat musikimizin fasıllarında yer almıştır.(http://www.eksd.org.tr/bestecilerimiz/lavtaci_hristo.php)
Karşıyaka'da İzmir'in gülü
Seyran ediyor elinde mülü
Beri yakada gönül bülbülü
Ne garip garip öter yuvada
Ne hazin hazin uçar havada
Bakın şu kızın elâ gözüne
Sabah güneşi vurmuş yüzüne
Sitem hançeri takmış sözüne
Ne garip garip öter yuvada
Ne hazin hazin uçar havada
Şarkı repertuarımızda otuz iki eseri bulunuyor. Şevkefza makamından “Cihan leyl ü nehar ağlar”, Segâh makamından
Sûy-i kağıthanede mecnûn misal
Bekledim rahın efendim bi-mecal
Anladım teşrifine yok ihtimal
Çağlayanlarla beraber çağladım
Tâli-i nâsaze küstüm ağladım
“Kâğıthane’de, Leylâ’sını bekleyen Mecnun gibi dermansız kalana kadar yolunu gözledim.
Sonunda anladım ki, gelmene ihtimal yok.
Üzüntümden, çağlayanlar gibi çağladım ve bana yâr olmayan talihime küsüp ağladım.”
Suzinak makamından “Ey nice dağlar başında böyle efgan edeyim”, Kürdîlihicazkâr makamından Yahya Kemal Bayatlı güfteli:
Gidelim Göksu'ya bir alem-i âb eyleyelim
Ol kadehkâr güzeli yâr olarak peyleyelim
Bize bu taliimiz olmadı yâr neyleyelim
Ol kadehkâr güzeli yâr olarak peyleyelim
Eserleri seçkin birer örnek teşkil eder.Yoksulluk içinde kalan Hristo, ailevi sebeplerin de eklenmesiyle 1914 yılında evinin penceresinden atlayarak intihar etti.
Lavta
İlk çağda Sümerler, Mısırlılar, Babilliler, Romalılar ve Yunanlarda bu sazın ilkel şekline rastlandı. Daha sonraları Araplar tarafından geliştirildi ve Endülüs Emevileri Dönemi'nde İspanyollara, oradan da batıya yerleşti. Türk müziğine 18. yüzyılda girdi. Tamburi Cemil Bey lavtayı bağa mızrapla çalarak yeni bir özellik getirdi. Bu dönemde incesaz gruplarına alındı ancak, 19. yüzyılda popülerliğini yitirdi. Bugün nadiren de olsa Barok müzikte ve klasik Türk müziğinde kullanılmaktadır.
Uda çok benzer. Farkları, gövdesinde uda göre daha az dilim bulunması ve perdeli olmasıdır. Udta perde yokken lavtada yirmi altı tane perde aralığı bulunmaktadır. Akdeniz lavtasının çifterli takılan sekiz tane teli vardır. Bazı lavta yapımcıları en üstteki teli kaldırarak yedi telli ve yedi burgulu lavta üretirler. Barok lavtanınsa yine çifterli takılan on bir teli vardır. Ahenk tellerinin de eklenmesiyle tel sayısı arttırılabilir. Sazın atası olarak nitelendirilmektedir. Akdeniz lavtası bağa mızrapla veya plastik mızrapla çalınır. Bağa mızrapla çalındığında tambura çok yakın bir ses elde edildiği için Türk müziğindeki gelişimi olumsuz etkilenmiştir. Barok lavta sağ elin baş ve işaret parmaklarıyla teller çekilerek çalınır. Ayrıca lavta çalan kişiye lavtavi ya da lavtacı denir. (tr.wikipedia.org/wiki/Lavta)
Hazırlayan: Suat Yener
Lütfen kaynak göstermeden kullanmayınız
Lavtacı Hristo Repertuarı
Mest olup süzdün diye çeşmânı | Hicaz | Düyek | _ |
Şevkinle hayâlinde olur neş'e bedîdâr | Hicaz | Sengin Semâî | Ahmet Râsim Bey |
Turra-i müşgü gam-ı çeşmânı sünbülden güzel | Hicaz | Aksak | _ |
Ah eyle gönül hacle-i dildâre dayansın | Hüseynî | Sengin Semâî | _ |
Düştün elem-i aşka gönül dağları aştın | Isfahan | Aksak | _ |
Hem-demiydi gülşeninde bülbülün | Isfahan | Aksak | Reşid Ş.Ahmet Paşa |
Çektim cefâsın hayli zamandır | Karcığar | Aksak | _ |
Elimdeyken senin gül-penbe destin | Karcığar | Curcuna | _ |
Feyz-bahş-i can iken âleme şirin sözlerin | Karcığar | Aksak | _ |
Hemîşe renc-i gamdan lezzet aldım | Karcığar | Devr-i Hindî | _ |
Gidelim Göksu'ya bir âlem-i âb eyleyelim | Kürdîli Hicazkâr | Aksak | Yahyâ Kemâl Beyatlı |
İ'tibârım şâhid-i şeh-nâze'dir | Kürdîli Hicazkâr | Aksak | _ |
Karşıyaka'da İzmir'in gülü | Kürdîli Hicazkâr | Evfer | _ |
Bakın şu kıza ne kadar bülend | Mâhûr | Aksak | _ |
Bahtiyârım son demimde âteş-i can olmasa | Rast | Aksak | _ |
Çalıma bak efe'de | Rast | Aksak | _ |
Bir tânesin şu âlemde ey güzel | Sabâ Zemzeme | Ağır Aksak | _ |
Sûy-i Kağıthâne'de mecnûn-misâl | Segâh | Aksak | _ |
Ey nice dağlar başında böyle efgan edeyim | Sûznâk | Aksak | _ |
Görünce gerdeninde çifte hâli | Sûznâk | Aksak | _ |
Cihan leyl ü nehâr ağlar benim'çün | Şevkefzâ | Aksak | _ |
Efe'm şimdi eller sözüne kandı | Tâhir | Aksak | _ |
Günden güne hâl olmada aşkınla diğer-gûn | Uşşâk | Yürük Semâî | _ |