Neveser Kökdeş (1904-1974)

Neveser Kökdeş (1904-1974)

Çok Sesli Türk Müziğinin Öncüsü

 

 

1904 yılında bazı kaynaklara göre Üsküdar' da, bazılarına göre de babasının sürgünde olduğu bugün Yunanistan sınırları içinde olan Drama' da dünyaya gelmiştir. Babası Başmabeyinci Hurşit Bey'dir. Bir baba ve üç anneden 8 kardeşler. Kardeşlerinden biri de ünlü operet bestecisi Muhlis Sabahattin Ezgi'dir.                                  

 

Neveser Kökdeş, müzik zevkini, çeşitli klasik ve halk sazlarını çalabilen, amatör bir müzisyen olan babasından almıştır. Notre Dame de Sion'da piyano çalmasını da öğrenmiş, okuldaki bir yarışmada birincilik kazanmış. Besteciliğe henüz 12 yaşında polkalar besteleyerek adım atmıştır.

 

İstanbul Radyosu'nda bir süre tambur sanatçısı olarak da çalışmış, ama radyoda aradığı ortamı bir türlü bulamamış Ağabeyi Sabahattin Bey'in operet temsillerinde piyano çalmış ve ona ait operet şarkılarını taş plaklara okudu.                                       

 

Piyano, tambur ve gitar çalması, güftekârlığı yanında, hem kendine özgü bir tarz yaratmış olması ve hem de çok sayıda eser vermiş olması nedeniyle Neveser Kökdeş 'in ne kadar önemli bir üstat olduğunun kanıtıdır.                                                                                                                                                  

Varlıklı bir ailenin kızı ve döneminin şık hanımlarından biri olan Neveser Hanım, 16 yaşında topçu subayı Mehmet Ali Üsküdarlı ile evlenmiştir. Ancak, bu evlilik çok kısa sürmüş, henüz ikinci yılında eşinin Çanakkale Savaşı'nda şehit düşmesi neticesinde bir yaşındaki oğlu Adnan ile baş başa hayatını devam ettirmiştir.

 

Eşinin şehit olması ile ekonomik sıkıntılara girmiş, bu sıkıntı yüzünden içine kapanmış ve sinir hastası olmuş,  35 yaşlarında geçirdiği yüz felci nedeniyle yüzünün sağ tarafını kullanamaz olması da onu büsbütün üzmüştür.

 

Hayatının son yıllarını Moda' da Ahmet Sapmaz'ın himayelerinde yalnız başına geçirmiş, 1962 yılının 7 Temmuz günü Kadıköy'deki evinde geçirdiği kalp krizi sonucu vefat etmiştir. Cenazesi ertesi gün İstanbul Üsküdar'daki Karacaahmet Mezarlığı’ndaki aile mezarlığında toprağa verilmiştir.                                                                                                            

 

 

Çok Sesli Müziğin İlk Uygulayıcısı:

 

Aldığı eğitimin sayesinde batı tarzında eserler bestelemesi zamanında tenkit edilmesine:

 

''Fes-mes devri geçti, niçin Musikimizde inkılâbı hazmetmiyoruz. Dede'ler ve Rahmi Bey'lerin bile zaman zaman   Türk Musikisinde inkılâp yapmak üzere harekete geçtikleri görülmüş, fakat fes'in altındaki zihniyet karşısında daha fazla cesaret edememişlerdir. Yani herkes bilir ki Dede'nin valsleri vardır” cevabını vermiştir.                                                                   

 

Neveser Kökdeş'in bazı kaynaklara göre 500'den, bazılarına göre ise 1000' den fazla eser bestelediği ileri sürülmekle beraber, elimizde bunların 100 kadarının notası vardır. Eserleri, tango, vals, operet ve şarkı formlarındadır.

 

Şarkılarının çoğu semai (vals) usulündedir ve çoğu eserinin güftesini de kendisi yazmıştır. Bestelerini uzun süre saklamış ve ancak ağabeyi Muhlis Sabahattin' in ölümünden sonra ortaya çıkarmıştır.

 

Gülüyorsun güzeli:

 

Neveser Kökdeş in radyoda çalınan ilk eseri hazin bir rastlantı olarak ilk kez 13 Şubat 1947 de ağabeyi Muhlis Sabahattin Ezgi’nin cenazesinin kaldırıldığı gün yayınlanır. Neveser Kökdeş bu olayı şöyle anlatır:

 

Ağabeyim Muhlis Sebahattin beyin öldüğü gündü. Dünyam başıma bir kere daha çökmüş, perişan, bitkin mezarlıktan dönüyordum. Yol üzerindeki kahvelerden gelen bir şarkı sesi ile irkildim. Durdum, dinledim. Şu şarkı çalıyordu radyoda;

Gülüyorsun güzelim , gül , güle gülmek yaraşır ,

Bakamam gözlerine bakmaya , gözler kamaşır..

Bu benim aylar önce radyoya gönderdiğim ve artık çalınıp söylenmesinden zerrece ümidim kalmayan bir şarkıydı. O an! İşte, sevincim ve kederim birbirine karıştı ve ben o gün bu gün, birbirine sarmaş dolaş olmuş üzüntümü sevincimi, birbirinden asla ve asla ayıramadım gitti” diye ifade eder.

 

Ölümünden sonra da eserlerinin yakılmasını vasiyet etmiş ve bu nedenle de pek çok bestesi yakılmış ve böylece de kaybolup gitmiştir.  (Yılmaz Öztuna, Müzik Ansiklopedik Sözlük C:1 S: 461, Dr.Ahmet Rasim Küçükusta, www.gunes.com, http://www.musikiklavuzu.net/?/blog/makaleler/neveser-kokdes)

 

Eserleri:

 

Musiki hayatı daha 12 yaşında Kadıköy'deki Notre Dame de Sion'da okurken bir polka bestelemekle başlayan Neveser Kökdeş'in Musiki aşkı bir süre "alafranga" olarak sürmüş: Prelüdler, valsler, tangolar, fanteziler, marşlar, Çigan havaları ve operet müzikleri yapmış.

 

Sevmek seni bir suç ise affet günahımı ey sevgili

Diz çöküp yalvarayım bırak dizinde ağlayayım

Zalimsin, cazipsin, çok haşinsin sevgilim son eşimsin

 Rast makamında Vals türünde Semai olarak bestelemiştir. Aynı alandaki çalışmalarına Segâh makamında eserle devam etmiştir.

 

Kuş olup uçsam sevgilimin diyârına

Saçından bir tel alsam, ah koysam canıma

Söylesem sevgimi kalbimi açsam ona

Aşkımın çiçeğini taksam başına


Sözleri ah sitemkâr, kıskanır beni yakar

Nazlanır, yalvarır, ah bu güzel yâr, ah...

Söylesem sevgimi kalbimi açsam ona

Aşkımın çiçeğini taksam başına

>

Hicazkâr makamında bestelediği Düyek şarkısı batı etkisinde kaldığının en güzel örneklerden biridir:

 

Gül dalında öten bülbülün olsam

Ötsem yanık yanık gönlüne dolsam

Aşkını dilesem,kalbimi sunsam

Ne olur uğruna sararıp solsam

Baharım, çiçeğim, güzelim, sevgilim

Sar beni kollarında, canım diyeyim


Bir kuş olsam da pencerene konsam

Aşkın şarkısını sana okusam

Göğsünde yatsam da biraz uyusam

Elemi unutsam, neş'emi bulsam

Baharım, çiçeğim, güzelim, sevgilim

Sar beni kollarında, canım diyeyim

Hazırlayan: Suat Yener

Zeki Duygulu Şarkıları

 

 Dertliyim derdimden anlamaz cânâ Acem Kürdî Curcuna _
 Gül mevsimi cânâ yine güllerle açıl gez Acem Kürdî Sengin Semai _
 Sanki ben gülecektim aşkından ölecektim(ELVEDA DOST..) Acem Kürdî Düyek _
 Yâr peşinden koşa koşa yoruldum Acem Kürdî Sofyan Hüseyin Aydınkaya
 Seni görmek emeliyle güzelim dağ aşarım Bayati Aksak _
 Sonu yok bir aşk için gece gündüz ağladım Bayati Düyek Şâdi Kurtuluş
 Ceylânımı uçurdular Gerdâniye Sofyan Zeki Duygulu
 Kervanım geçmiyor kardan Gerdâniye Sofyan _
 Mehtâb aks etmiş koy'a sanki yaslanmış suya Gerdâniye Türk Aksağı _
 İçmeli âşık olanlar yâr elinden Gülizâr Ağır Aksak Zeki Duygulu
 Ben bir güzel (sevmişim-görmüşüm) Hicaz Yürük Semai _
 Ben de Mecnû'num ezelden gönlümün Leylâ'sına Hicaz Ağır Aksak _
 Bir kahkaha attın yine en hızlı sesinle  Hicaz Sengin Semai Zihni Bey
 Bülbül güle konar öter Hicaz Nim Sofyan Zeki Duygulu
 Dağlar dağlar yüce dağlar firkat beni nice dağlar Hicaz Sofyan Reşat Özpirinçci
 Felek büktü belimi kimden imdat dileyim Hicaz Düyek Zeki Duygulu
 Geri dönse ah o gençlik bana bir kere daha Hicaz Aksak _
 Gönlüm sana bir gecede bağlandı güzel kız  Hicaz Türk Aksağı _
 Her bahçeden gül istersin Hicaz Semai _
 İstemem yakmasın güneşim seni Hicaz Aksak _
 Karakolda ayna var Hicaz Düyek Zeki Duygulu
 Mahmûr bakışlı dilberim seni ben candan severim Hicaz Sofyan _
 O yeşil gözlere Leylâ'm bakmağa doyamam Hicaz Sofyan Zeki Duygulu
 Rûhunda şafak sökmeyecek doğmayacak gün Hicaz Türk Aksağı Zeki Duygulu
 Yârimi eller aldı gönlümü derde saldı Hicaz Düyek _
 Ayrılık âh ayrılık  Hicazkâr Düyek Zeki Duygulu
 Emsâli nâdir ey şûh-i emel Hicazkâr Yürük Semai Zeki Duygulu
 Hem cemâlin gösterip çekmek olur mu kendini Hüseyni Müsemmen Sâdık Açar
 Od yanar duman olur Hüseyni Sofyan _
 Sevdiğim etsem ibâdet çok değildir hüsnüne Hüseyni Ağır Aksak Fâruk Şükrü Yersel
 Bir gönül avcısı avladı beni Hüzzam Yürük Semai Zeki Duygulu
 Canımı cânân diye verdim sana ey gül-dehen Hüzzam Düyek _
 Emine'm oturmuş kurna başına (EMİNE'M) Hüzzam Yürük Semai _
 Gül kokulu saçların menekşe bakışların  Hüzzam Düyek _
 Hayatta yalnızım arayanım yok Hüzzam Curcuna Zeki Duygulu
 Kumral saçının telleri sarmış beni gûyâ Hüzzam Türk Aksağı Mithat Bey (Kemânî)
 Mızrabı gezindir güzelim şen ud'u inlet Hüzzam Türk Aksağı Zeki Duygulu
 Parlak saçını bir gececik okşayabilsem Hüzzam Türk Aksağı Santûri Şükûfe Hanım
 Rahm eyle bakıp hâlime bir kerre a canım  Hüzzam Sengin Semai Zeki Duygulu
 Tâli'im olsaydı yârim olurdun Hüzzam Curcuna Zeki Duygulu
 Ferdâyı düşünmem seni sînemde uyutsam Isfahan Aksak Zeki Duygulu
 Gizli sevdâ çeken bilir âh bu aşkın tadını Karcığar Curcuna Zeki Duygulu
 Yıllarca peşinden ağlatan kadın Karcığar Semai Zeki Duygulu
 Beni bîzâr eden kimdir  Kürdîlihicazkâr Aksak _
 Bir avuç topraktan olmuşsa tenim Kürdîlihicazkâr Düyek Zeki Duygulu
 Bir demet çiçeğim ben mor  menekşeden güle Kürdîlihicazkâr Düyek Bengül Erdamar
 Bir yeşil gözlü dilbere gönül verdim neyleyim Kürdîlihicazkâr Semai Zeki Duygulu
 Bu gönül gözlerinin rengine hayran Kürdîlihicazkâr Curcuna Zeki Duygulu
 Derbeder bir âşıkım yurdum evim vîrânedir Kürdîlihicazkâr Devr-i Hindi _
 Eyvah ne yazık aldanarak aşka inandım Kürdîlihicazkâr Türk Aksağı _
 Kalbim dudağımda atıyor bûselerimle Kürdîlihicazkâr Aksak _
 Neden düştük biz bu hâle mâdem sonu hicrandı Kürdîlihicazkâr Curcuna Rifat Ayaydın
 Neydi o gece başbaşa kalmıştık o yerde Kürdîlihicazkâr Sengin Semai Zeki Duygulu
 Sana kalbım çok kırık bahsetme hiç sevgiden Kürdîlihicazkâr Düyek Atınç Emnalar
 Seni benden alamazlar çünki benim canım sensin  Kürdîlihicazkâr Düyek Şâdi Kurtuluş
 Seni bîzar eden kimdir çekinme gel bana söyle Kürdîlihicazkâr Aksak Semai _
 Söyle cânânım nedendir bu kadar nazın bana Kürdîlihicazkâr Müsemmen Zeki Duygulu
 Vefasızsın güzelim durmuyorsun sözünde Kürdîlihicazkâr Düyek _
 Niye gelmezsin efendim niye insâfa sen âh Mahur Aksak Kemâl Kaya Kayalı
 Yaz gelince sarı beyaz kırmızı mor lâleler açılır Mahur Düyek _
 Sana çok güzel derler Muhayyer Sofyan Zeki Duygulu
 Yörük Ali İzmir'in yaman efe'si Muhayyer Aksak Zeki Duygulu
 Muhabbet denilen belaya çattım Muhayyer Kürdî Düyek _
 Gözü siyah kaşı keman Müstear Curcuna _
 Ayrıldı gönül şimdi yine bir tek eşinden Nihavent Yürük Semai Badî Nedim
 Bir dünyâ istiyorum mâzîmi aratmasın  Nihavent Semai Bengül Erdamar
 Boğaz'ın incisi Rumelihisar Nihavent Düyek _
 Desem ki aşk yalandır belki yâre dokunur Nihavent Düyek _
 Kalbin gibi hüsnünde güzellikle bezenmiş Nihavent Sengin Semai Zeki Duygulu
 Sabah yıllardan beri ilk defa oldu bence Nihavent Curcuna Behçet Kemâl Çağlar
 Yıllar o yeşil gözlere bakmakla tükendi Nihavent Aksak Hakkı Özkan
 Ben yaralı ceylânım yaralı ceylân Rast Yürük Semai Zeki Duygulu
 Hayâli cihandır sevilen yârin Rast Aksak Kâmil Bozdağ
 Aşkınla süründüm yanarak izlerimizde Ruhnevâz Yürük Semai Zeki Duygulu
 Ben bu sevdâdan ölürsem yâre müjde götürün Ruhnevâz Ağır Aksak Zeki Duygulu
 Kimsesizlik bak ne zormuş hep kınardın sen beni Ruhnevâz Müsemmen Zeki Duygulu
 Sevdim seveli görmedim hiç sende sadâkat Ruhnevâz Aksak Zeki Duygulu
 Sînemi açsam görürsün kendini canımda sen Ruhnevâz Düyek Zeki Duygulu
 Terketme beni gel güzelim gitme sakın sen Ruhnevâz Aksak Zeki Duygulu
 Yok yere aldanmışım ben sen gibi bir zâlime Ruhnevâz Ağır Aksak Zeki Duygulu
 Yattım o güzel sînede ben bir gece erken Segâh Sengin Semai _
 Şen bir gönül aradım günlerce senelerce Sultânî Yegâh Aksak Nuşin Kavukçuoğlu
 Aldatma beni gayri bu sevdâlara kanmam Surûrefzâ Aksak Zeki Duygulu
 Âşık-ı hayranına lûtfeyledikçe nazı yâr Surûrefzâ Ağır Düyek Zeki Duygulu
 Bekledim kaç gece gurbette uzak yollarını Surûrefzâ Ağır Aksak Zeki Duygulu
 Ey nev-bahar-ı ömrü hazan naz etme gel açıl heman Surûrefzâ Yürük Semai Zeki Duygulu
 Mest ü bî-tab olmam içsem her gece meyhanede Surûrefzâ Ağır Aksak Zeki Duygulu
 Mey süzülse olsa aşkın neşesi gönlüm olur hep gönüller bahçesi Surûrefzâ Düyek Zeki Duygulu
 Seni her kim görse aşka tutulur Surûrefzâ Çifte Sofyan Zeki Duygulu
 Sevdiğim hiç görmez oldun hâl-i pür-melâlimi Surûrefzâ Ağır Aksak Zeki Duygulu
 Surûrefza oldu bu dil bu makamdan Surûrefzâ Devr-i Kebîr Zeki Duygulu
 Şarabı n'eyleyeyim aşkınla mestim bugün Surûrefzâ Curcuna Zeki Duygulu
 Yalnız bırakıp gitme uzak yerlere bensiz Surûrefzâ Türk Aksağı Zeki Duygulu
 Yüz sürerken pâyine ey gülsitan Surûrefzâ Müsemmen Zeki Duygulu
 Seni ufkumda doğan her gece mehtâb sanırım Şedaraban Aksak _
 Şu dağlardan ne turnalar geçmiştir Tâhir Curcuna _
 Başımda siyâhım var güzellerde âhım var Uşşak Sofyan _
 Bir gün geleceksin diye bekler deli gönlüm  Uşşak Curcuna Zeki Duygulu
 Bir türbe gibi rûhuna göm aşkımı söndür Uşşak Türk Aksağı _
 Dereler çağlar oldu gözlerim ağlar oldu Uşşak Sofyan _
 Gönlümde hazan bülbülü var dinle gönülden Uşşak Türk Aksağı _
 Gücendim artık sana ... Uşşak Düyek _
 Hastayım hâlimden hiç kimse haberdar olmuyor Uşşak Müsemmen _
 Hazan bahçelerinde dertli bülbül sesi var Uşşak Düyek _
 Kalbimde bir sızısın Uşşak Aksak _
 Selâm vermeden gelip geçersin Uşşak Düyek _
 Sevdâ öyle müşkil ki onu çekenler bilir Uşşak Sofyan _
 Yâsemenler dile geldi Uşşak Düyek Zeki Duygulu