Nikağos Ağa (1836-1885)

Nikağos Ağa     (1836-1885)

Sultan Aziz devrinin sayılı bestekârları arasında özel bir yeri olan Niko-ğos Ağa, aslen Ermeni ırkındandır. Ancak, kulaklarına kadar geçen Aziziye fesi, eski İstanbul efendilerinin giymeleri adet olan kıyafeti, iri vücudu, kırmızı ve güzel yüzü, aksakalı, ırkımıza has ağır tabiatıyla, gerçek bir Türk gibiydi. Yılmaz Öztuna’ın araştırmaları 1830 yılını işaret ederken bazı kaynaklarda 1836 yılında İstanbul’da doğduğu kaydı vardır. Nikoğos Ağa’nın  Sultan Aziz devrinde özel bir yeri vardı. Nikoğos Ağa, Hıristiyan olmakla beraber dini Türk musikisine büyük ilgi duymuş, meşk ettiği birçok ayin, naat ve diğer formdaki dini eserleri okuyabilmek için Mevlevîhanelere devam etmiştir. Sultan Abdülmecit’in arzu ve iradesiyle bir defa (Ezan-ı Muhammedi) okuduğu da söylenmektedir.

 

Yapı Kredi Yayınları’nın "Osmanlılar Ansiklopedisi"nde Nikoğos Ağa’nın “Hıristiyan olduğu halde Mevlevihanelerde mukabelelere” yani zikir ve sema ayinlerine katıldığı belirtilerek deniliyor ki: “Bir musiki hocası olarak Nikoğos Ağa’nın aralarında Yenikapı Mevlevihanesi şeyhi Mehmet Celalettin Dede’nin de bulunduğu birçok kişiye Türk musikisi öğretmiştir. Sultan Abdülmecit’in isteğiyle ezan okudu. Türk musikisine eserleriyle büyük bir katkıda bulundu, yaşadığı dönemde toplumsal unsurlar arasındaki kültürel alışverişin ve sanat sevgisinin herhangi bir din ve milliyet taassubu ile gölgelenmediğini göstermesi bakımından önemlidir.”

Ethem Paşa, eski eserlerin toplandığı musiki koleksiyonu hazırlatıyormuş; Nikoğos Ağa'yı da davet etmiş. Ethem Paşa, dairesine girerken Nikoğos Ağa, ihtiyarlığı sebebiyle ağır yürüyormuş. Orada bulunan, Ihtisab Ağası Hüseyin Bey'in oğlu bu vaziyeti üstadın kayıtsızlığına vererek:“Hızlı yürü be herif” diyerek Nikoğos'a bir tokat vurmuş. Bu ağır muamele bestekârı çok üzmüş, bu hadiseden sonra fazla yaşamamış, hissiz bir şahsın kurbanı olmuştur. 1885 yılında öldü ve Topkapı Ermeni mezarlığına gömüldü.

Eserleri müzik estetiği yönünden mükemmellik gösterirler. Geçmişten kendi zamanına kadar elde ve hafızada bulunan Türk musikisi eserlerim bir araya toplayarak büyük ve çok güzel bir nota koleksiyonu yapan Ethem Paşa, Nikoğos Ağa'yı korumuş, kollamıştır. Koleksiyonundaki pek çok eseri bu değerli müzisyenin okuyuşundan notaya aldırmıştır. Dede'den Dellalzade'ye, ondan da Nikoğos'a geçen eserlerin sağlamlığında şüphe yoktur. Ancak eserlerin notaları yazılırken ne derece doğru yazıldığı tartışma konusu olur.. (Yılmaz Öztuna, Müzik Ansiklopedik Sözlük C2 S: 101)

 

Özellikle sözleri Karacaoğlan’a ait olan Hicaz makamında Evsat usulünde bestelediği eseri onun musikideki başarısının en güzel örneklerinden biridir.

 

Niçin a sevdiğim niçin, seni sevdim budur suçum

Turrelenmiş sırma saçın, çözen benden beter olsun

Yeter olsun yeter olsun, çok ağlattın yeter olsun

Güzel geçersen elime, eni çekerim yemine

Benim şimdiki halime, gülen benden beter olsun

Yeter olsun yeter olsun, çok ağlattın yeter olsun

Nikağos Ağa, hayat felsefesini Hicazkâr şarkı ile özetlemiş. Kendisini üzüntü ile arkadaş eden ve hayattan bıktıran üç şeyi yazmış; “Bir gönlüm, bir talihim, bir de aşağılık zamanedir” demiş.

 

Bana hem-dem eyleyen ey gam seni

Bir gönül bir baht bir çerh-i denî

Bıktıran candan bu üç şeydir beni

Bir gönül bir baht bir çerh-i denî

 

Nikağos Ağa, 22makamda şarkı besteledi. Şarkılarında zengin melodi mozaiği vardı. Bestelerinin çoğunun sözleri kendine aittir. Acem Kürdi, Yürük Semai şarkısı en güzel örneklerinden biridir:

 

Bâri felek ben yüzüne söyleyim

Bu güftârı niceye dek söyleyim

Aman felek sohbetini neyleyim

Gayrı felek nasıl dilek etmeyim

Aman felek denen elde gitmeyim

Ey felek, bari söyleyeceklerimi yüzüne konuşayım. Bu sözü ne zamana kadar söyleyeyim?

Ben senin sohbetini ne yapayım? Gayrı nasıl dilemeyeyim ki ‘felek’ denen şehirden gitmeyeyim?

Hazırlayan: Suat Yener

 

 

Lütfen kaynak göstererek kullanın.

Nikagos Ağa Şarkıları

 Hem sevip hem yakadan attın beni Acem Aşiran Ağır Aksak _
 Sohbetimi gerçek sandın vah zavallı pek aldandın Acem Aşiran Ağır Aksak _
 Yandı dil aşkınla ey şuh-i şenim Acem Aşiran Ağır Aksak _
 Ey çeşm-i ahu mehlika cürmüm nedir söyle bana Acem Aşiran Semai _
 Ey şuh-i afet darıldım gayet Acem Aşiran Semai _
 Sevdi gönlüm ey melek-sima seni Acem Kürdi Ağır Aksak Ethem Pertev Paşa
 Bari felek ben yüzüne söyleyim Acem Kürdi Yürük Semai _
 Gülşene teşrifini ey gül-izar sakladın Arazbar Ağır Aksak _
 Gerçi milkim ettin amma reşk-i sur  Arazbar Buselik Ağır Aksak _
 Gidiyorum gözyaşımı dökerim Bayati Araban Aksak Yahya Sezai Efendi
 Bir tıfl-ı yosma-eda hem bi-menend Ferahnak Aksak _
 Çerha istiğna eder nem var  benim Ferahnak Devr-i Hindi _
 Dil verdim ol gül-gonce izare Ferahnak Türk Aksağı Cevdet Bey
 Düştü gönlüm bir dilbere Ferahnak Ağır Aksak _
 Ey mah-ı (şah-ı) melek-huy kadd-i bala-yı ferahnak Ferahnak Ağır Aksak Semai _
 Gel unuttuk sohbet-i meyhaneyi Ferahnak Düyek Ziya Paşa (Vezir)
 Hoş yaratmış bari ezel Ferahnak Semai _
 Sormadı hal-i dil-i gam-hareyi Gülizar Sengin Semai _
 Aşkınla sinem dağlarım Hicaz Düyek Enderuni Vasıf
 Ey aşıkım gel dermanını ara Hicaz Düyek _
 Niçin a sevdiğim niçin  Hicaz Evsat Karacaoğlan
 Akşam olur güneş gider şimdi buradan Hicazkar Aksak Abdülhamit Ziyaeddin Pş.
 aşıkları inandırır yalan vad ile kandırır Hicazkar Düyek Ziya Paşa (Vezir)
 Bana hem-dem eyleyen ey gam seni  Hicazkar Ağır Aksak _
 Beyhude aşkına yandım efendim  Hicazkar Düyek _
 Geldi safa can ü dile Hicazkar Düyek _
 Görmek müyesser olmadı mahım  Hicazkar Devr-i Hindi _
 İftiharımdır bilir Rabb-i gani Hicazkar Düyek Ziya Paşa (Vezir)
 Ol dökülen kumral saç canımı yaktı ey peri Hicazkar Düyek _
 Bir yana eğdir fes'in ey nev-civan Hüseyni Aksak _
 Ciğerim paresi goncem bizi teşrif edecek Hüseyni Sofyan _
 Döker kaküllerin sünbül Hüseyni Düyek _
 Gördüğüm gün ruyini ey mehlika Hüseyni Ağır Aksak _
 Meh-cemalin görmek için ağlarım Hüseyni Düyek _
 Mest-i zehr-i firkat-i hicranınım Hüseyni Ağır Aksak _
 Nev goncesin bu dil hezar  Hüseyni Aksak _
 Serde sevda dilde gam sinemde peykan-ı keder Hüseyni Ağır Aksak _
 Seyr ederken sebz-i sahn-ı gülşeni Hüseyni Aksak _
 Ey melek-hub hayal-i kemteri Hüzzam Ağır Aksak _
 Niçin nalendesin böyle gönül derdin nedir söyle Hüzzam Düyek A.Ziyaeddin Paşa
 Sen bana va'd-i visal ettin de zalim gelmedin Hüzzam Aksak _
 Sen mehi gördükde şeha yandı derunum Karcığar Sengin Semai _
 Nar-ı firkatle yanar canım benim Muhayyer Aksak Nevres Paşa
 Var mı hacet söyleyim ey gül-tenim Muhayyerkürdi Düyek _
 Şimdi demidir gülşen olup cay-i ferahın Nihavent Sofyan _
 Malakof'dan giyme meram Rast-ı Cedid Düyek _
 Ey saba esme nigarım uykuda Saba Ağır Aksak Ziya Paşa (Vezir)
 Gördüm seni oldum esir Saba Düyek _
 Yeter gayrı bunca cefa Saba Devr-i Hindi _
 Bir nigah ile beni ey dil-rüba Suzidil Ağır Aksak Mehmet Kamil Çelebi
 Bir güzele ben de gönül bağladım Suznak Aksak _
 Bülbüller eylesin feryad Suznak Aksak _
 Ey gonca-i gülzar-ı nevaziş Suznak Düyek _
 Hayalin didede ateşler bıraktı canıma Suznak Düyek _
 Suznak-i ateş-i aşkım yetiş imdada gel (feryada gel) Suznak Ağır Aksak _
 Şayestedir ey mehlika Şehnaz Buselik Düyek _
 Gel gezelim kolkola ey nev-civan Şevkefza Düyek _
 Bir şuh-i sitemkar beni saldı yine derde Uşşak Yürük Semai _