Numan Ağa (1750-1834 )

Numan Ağa   (1750-1834 )

Bestekâr ve tamburi Numan Ağa, kesin bilinmemekle beraber, 1750 yılında İstanbul'da doğduğu sanılmaktadır. III. Selim ve II. Mahmut devirlerinin ünlü tamburi ve bestekârıdır. Hem saz eserleri ve hem de sözlü eserler bestelemiştir. Enderun'da yetişti. Tambur sazını öğrendi ve sonradan Enderun'da tambur öğretmenliği yaptı. Yetiştirdiği öğrencileri arasında en meşhuru, oğlu Zeki Mehmed Ağa'dır. Torunu Tamburi Büyük Osman Bey de çok değerli bir saz eserleri bestekârıdır. Enderun'da çavuş payesi alan Numan Ağa, daha sonra padişah musahibi olmuştur.  

 

Numan Ağa 84 yaşında 1834 yılında İstanbul’da öldü. Bugün elde bulunan eserleri (her tür eseri) 70'den fazladır. Bunların 6 adedi peşrev, 6 adedi saz semaîsi, l Beste, l Yürük Semaî ve gerisi şarkıdır. Rast-ı Cedîd faslını Dede Efendi ile ortaklaşa bestelemişlerdir. Hemen şunu da belirtelim ki, bestelendiklerinden bu yana, Numan Ağa'nın Şevkefza ve Bestenigâr peşrevlerinden daha üstün ve güzel her iki makamda da peşrev bestelenmemiştir. (www.kimkimdir.gen.tr/kimkimdir)

 

Numan Ağa tespit edilemeyen bir tarihte evlendi ve bu evlilikten altı çocuğu dünyaya geldi. Çocukları sırasıyla şunlardır; Hacı İzzet Efendi, Zehra Hanım, Nümane, Hacı Ali Bey, Zeki Mehmet Ağa, Ziynet Hanım. Numan Ağa’nın “Benim Ziynetim” dediği bu kızı çok küçükken ölmüş. Tamburi Büyük Osman Bey torunudur.

 

Bir saz ve söz eseri bestekârı olmakla birlikte daha çok saz eseri bestekârı olarak ünlüdür. Bunların içinde en tanınmış ve en güzellerinden olan Bestenigâr ve Şevkefza makamlarındaki peşrevleri birer şaheserdir. Buna rağmen bu eserler, birçok musiki eserlerinde olduğu gibi, ana melodilere bir takım melodiler eklenerek aslından çok uzaklaştırılmışlardır.

 

Çağdaşı ve sanat yoldaşı olan Kömürcü-zade Hafız Efendi, Dede Efendi, Hacı Sadullah Ağa, Küçük Mehmet Ağa, Sultan III. Selim gibi musiki ustalarının tertip ettiği fasıllar için hayli saz eseri bestelemiştir. Bunlardan Şevkefza peşrev ve saz semaisini Sultan III. Selim, Dede Efendi ve Kömürcü-zade’nin; Hüseyni-aşiran peşrev ve saz semaisini Sadullah Ağa’nın, Evç-buselik peşrev ve saz semaisini de Dede Efendi’nin fasıl ve takımları için bestelemiştir. Numan Ağa’nın günümüze altmışa yakın şarkı, bir beste, bir yürük semai, altı peşrev, altı saz semaisi gelebilmiştir. Şarkılarında Mustafa Çavuş’un etkisi açıkça görülür. Saz eserlerinde ise klasik musikimizin geleneklerinin dışına taşmadan, makam ve usullerin bütün gereklerini yerine getirerek duygulu, sağlam yapılı ve ölmez eserler bırakmıştır. (Dr.M.Nazmi Özalp-Türk Musikisi Tarihi C: 1 S:209, Yılmaz Öztuna, Müzik Ansiklopedik Sözlük C: 2 S: 146)

Bıraktığı eserler arasında Hicazkâr Sofyan usulündeki eseri;

 

Ben sözüne bağlamam bel, pek bî-vakit duyar engel

Hele sabret kırarsın tel, erken olmaz akşama gel

Ağyâr bizi elbet sorar, el âriftir çabuk duyar

Yolumuza tuzak kurar, erken olmaz akşama gel

Lirik şarkı olarak günümüze kadar sevilen şarkılarında biridir. Bazı eserleri ise;

 

“Akıbet viran edip gönlüm felek”                                     Nihavent                 Ağır Aksak

 “Dinle sözüm ey bi-bedel”                                                 Mahur,                    Sofyan

 “Gönül verdim o dildare”                                                 Araban,                   Ağır Düyek

 “Göz süzerek bezme geldin”                                             Isfahan,                   Ağır Aksak

 “Hased eyler bu bezme el”                                                 Bayati,                    Ağır Aksak

 

 

 

 “Niçin küstün a canım bana böyle”                                    Mahur Buselik,          Düyek

 

Hazırlayan: Suat Yener