- Anasayfa
- Hakkımda
- Şarkı Sözleri
- Makaleler
- Bestekarlar
- Notalar
- Haberler
- Videolar
- Ziyaretçi Defteri
- Önemli Linkler
- Musikişinas Atatürk
- İletişim
Selanikli Ahmet Efendi (1868-1927)
Kalender Meşrepli, Gönül Ehli, Hoşsohbet İnsan
En verimli fasıl bestecilerinden biridir. Hacı Arif Bey'den sonraki şarkı formu bestekârlarının önde gelen isimlerinden olup klasik değerlerde şarkılar besteledi. Kürdili eserleri güzel okumadaki yeteneğinden dolayı "Kürdi'li Ahmet Efendi" ismi ile anılmıştır. Küçük kardeşi Ecz. Yusuf Bey'in oğlu ünlü tiyatro sanatçısı Aziz Basmacı'nın amcası olan Ahmet Efendi’nin kızı, Bahriye Eren'dir.
1868 yılında Selanik'te doğan Ahmet Efendi, fakir bir ailenin çocuğu idi. Tahsil görmedi ve dayısının yanında berber çıraklığı yaparak çocukluğunu geçirdi. Küçük yaşta sesinin güzelliği ile dikkat çekti. Birkaç şarkı öğrenerek hanendelik yapmaya başladı. Ud çalmayı kendi çabası ile öğrendi ve kısa zamanda udi olarak ün yaptı.
Selanik Mevlevihanesi’ne başladı ve fasıllara katıldı. Daha sonra fasıl heyeti kurdu.1909 yılında İstanbul'a geldi. Serbest olarak çalışmaya başladı. 700 kadar şarkı besteledi. Eserlerinin tamamı günümüze kadar gelmemiştir. Ölümünden sonra notaları ailesi tarafından İstanbul Konservatuar’ına verilmiştir. 1921 yılında geçirdiği felçlik yüzünden 1922 yılında piyasadan çekildi. 4. Aralık.1927 tarihinde İstanbul'da öldü. Üsküdar Bülbülderesi Mezarlığına gömüldü. (Yılmaz Öztuna, Büyük Türk Musikisi Ansiklopedisi Cilt1, S:33)
Bestekârlık alanında önce birkaç deneme yaptı. Okuma-yazma bilmediğinden eline geçen güfteleri birine okutur, edebi değerini kendi ölçülerine vurur, uygun görürse bestelerdi. Beğenmediği şiirleri asla bestelemezdi. Eserleri gözden geçirilirse şiir seçmekteki titizliği kolayca anlaşılır. İlk ciddi eseri Hüzzam makamından bestelediği “Görmedim uysun felek âmâlime” güfteli eseridir.
Görmedim uysun felek amalime
Ağla ey dil ağla durma hâlime
Ağlarım her dem bu kem ikbalime
Ağla ey dil ağla durma hâlime
Yolda giderken, kahve ve lokantada otururken beste yapardı. İzmir’de bulunduğu yıllarda bestelediği eserlerin çoğunu Kemeraltı’nda Ekmekçibaşı Kıraathanesi’nde nargile içerken, sohbet ederken bestelediği söylenir. Nota bilmediği için şarkılarının çoğunu Osman Kaylan ve Tahsin Baysal notaya almıştır.
Udi Ahmet’in ilk beste denemeleri şarkı formundaki eserlerle başlar. Sonraları murabba beste, ağır ve yürük semai gibi formlarda da eserler vücuda getirmiştir.
Ancak onun asıl muvaffakiyet ve şöhretinin sırrı umumiyetle muhtelif makam, şekil ve ritimleriyle, büyük formlardaki eserlerine nazaran daha geniş ve cazip bir tenevvü gösteren şarkılarındandır. Şarkı formundan bir örnek vermek istersek. Acemkürdi makamındaki musikimizde çok kullanılan eserlerinden biridir.
Bir vefasız yâre düştüm hiç beni yâd etmiyor
Badeler güller çemenler gönlümü şad etmiyor
Her ne yapsam nev-nihailim gamdan âzâd etmiyor
Badeler güller çemenler gönlümü şad etmiyor
”Öyle vefasız bir sevgiliye düştüm ki, beni hiç hatırlamıyor.
İçkiler, çiçekler, yemyeşil tabiat bile gönlümü sevindiremiyor.
Ne yapsam da o sevgili beni üzüntümden kurtarmıyor.
İçkiler, çiçekler, yemyeşil tabiat bile gönlümü sevindiremiyor.”
Onun en çok tutulan, sevilen şarkıları Kürdîlihicazkâr makamından olanlarıdır. Zaten arkadaşları, dostları ona (Baba) diye hitap ederlerken takdirkârları da (Kürdili Ahmet Efendi) diye anarlarmış. Hakikaten Hacı Arif Bey’le en güzel, en parlak mahsullerini vermiş olan bu makam, (Kürdili Ahmet Efendi)nin kudretli tasarrufunda melodik seyir ve hareket bakımından daha şuh, biraz daha orijinal bir karakter kazanmıştır.
Şakacı bir kimse olan Ahmet Efendi belirgin bir Selanik aksanı ile konuşur, ders sırasında nükteler yaparmış. Hicazkâr makamını sevmez “Sırf hicazkâr” dermiş. Dış görünüşü bakımından kendine mahsus daha bir takım hususiyetler taşıyan bu kalender meşrepli, gönül ehli, hoşsohbet insan geniş feyizli bir ilham ve istidadın türlü renklerini, coşkunluklarını taşıyan eserleriyle son devrin en şevkatli bestekârlarından biri, belki de birincisi olmuştur.
Fakat onun asıl kabiliyeti ve istidadı bestekârlık sahasında tecelli etmiştir. Bir halk çocuğu olan, daima halkla düşüp kalkan Selanikli Ahmet, bilhassa bestelediği şarkılarla kendi isteğiyle ve abartmadan kaçınan yeni bir üslûp, bir eda yaratmış ve bu suretle halkın zevk ve duygusuna hitap etmenin sırrına ermiştir. İşte onun en popüler bir bestekâr oluşundaki kuvvetli amil budur.( Dr.M.Nazmi Özalp-Türk Musikisi Tarihi Cilt2 S:54)
Fasıl müziğinin çok beğenilen icracılarından Ahmet Efendi Ağır Aksak usulünde şarkılardaki başarısı ile ilgi çekti. Kürdîlihicazkâr Ağır Aksak şarkısı en güzel örneğidir.
Kalb-i sevda-zedeler ah ile daim inler
Bir açık yâreye doktor vurulur mu neşter
Âşıkın zahm-ı derûnu ezeliden inler
Bir açık yâreye doktor vurulur mu neşter
Rast makamında Sengin Semai eseri bir başka güzelliktedir:
Bilmem ki nedendir bana sen hor bakıyorsun
Yapma güzelim böyle yürekler yakıyorsun
N'oldun niye gittin ne tarafta çakıyorsun
Yapma güzelim böyle yürekler yakıyorsun
Hazırlayan: Suat Yener
Lütfen kaynak göstermeden kullanmayın
Selanikli Ahmet Efendi Repetuarı
El-aman ey şûh-i âşık perverim | Acem Aşîran | Ağır Aksak | _ |
Hâlimi Mecnûn görse rahm eder ağlar bana | Acem Aşîran | Devr-i Hindî | _ |
Bezm-i vaslında civanım bilesin yok kederim | Acem Kürdî | Ağır Aksak | _ |
Bir taraftan feleğin kahrına dûçâr oldum | Acem Kürdî | Aksak | _ |
Bir vefâsız yâre düştüm hiç beni yâd etmiyor | Acem Kürdî | Devr-i Hindî | _ |
Bugün vâdinle rûhum pür-mesârım | Acem Kürdî | Türk Aksağı | _ |
Çekemez oldu gönül bu kadar cevr ü cefâyı | Acem Kürdî | Devr-i Hindî | _ |
Edeli atf-ı nazar hâlime çeşm-i dilber | Acem Kürdî | Ağır Aksak | _ |
Geceyi gündüze her dem katalım | Acem Kürdî | Curcuna | _ |
Gonca gülsün bülbül-âsâ özlerim | Acem Kürdî | Müsemmen | _ |
Gördüm yüzünü gözlerimin nûru karardı | Acem Kürdî | Aksak | _ |
Neden üşküftedir tarf-ı külâhın | Acem Kürdî | Düyek | _ |
O kadar hırsla bakma yüzüme hırslanırım | Acem Kürdî | Sengin Semâî | _ |
Pür-hande çiçekler dereler şevk ile çağlar | Acem Kürdî | Sengin Semâî | _ |
Saç saçlarını aman perîşân | Acem Kürdî | Yürük Semâî | _ |
Tiğ-i gamzenden gözüm kurtulmasın | Acem Kürdî | Aksak | _ |
Zülfünün zincirine bağlı dil-i dîvâneyim | Acem Kürdî | Çenber | _ |
Neden kalbim kırarsın bî-vefâsın | Bayâti Araban | Curcuna | _ |
Derd-i hicrânınla her an ağlarım | Dilkeşhâverân | Curcuna | _ |
Şöhret-i aşkın yayıldı nâm-dâr oldun gönül | Dilkeşhâverân | Ağır Aksak | _ |
Sevdim ammâ ol perî-peykeri eyvâh olsun | Ferahfezâ | Ağır Aksak | _ |
Söyletme beni hâlimi tafsîle girişmem | Ferahfezâ | Sengin Semâî | Ahmet Râsim Bey |
Yanayım o güzel gözlerine hayrân olayım | Ferahfezâ | Ağır Aksak | _ |
O güzel hüsnünü dünyâ seviyor cânânım | Ferahnâk | Evfer (Ağır) | _ |
Meşreb-i âvâremi sanma dönek | Hicaz | Curcuna | _ |
Nûr-i vechin ihtişâmı hüsnünün bürhânıdır | Hicaz | Ağır Aksak | _ |
Pek çâresizim baht-ı siyâhkârın elinden | Hicaz | Sengin Semâî | _ |
Recâ-yı vasl için ol gül-izâre | Hicaz | Aksak | _ |
Sevgilim olmakta eşkim dâimâ gözden revân | Hicaz | Ağır Aksak | Yusuf Kenan Bey |
Şu köylünün yosma (da) kızı geliyor | Hicaz | Aksak | _ |
Akıbet gitti elimden gönlümün bir tânesi | Hicazkâr | Ağır Aksak | _ |
Bir câm-ı emel içsem o dildârın elinden | Hicazkâr | Sengin Semâî | _ |
Bir kusurum varsa cânâ gönlümü verdim sana | Hicazkâr | Ağır Aksak | _ |
Dağ-ı hicrin bin elem kattı benim efganıma | Hicazkâr | Ağır Aksak | _ |
Ey rûh-i revânım ne yaman âfet-i cansın | Hicazkâr | Sengin Semâî | Neş'et Bey |
Hüzn ile çağlar sirişk-i çeşm-i giryânım benim | Hicazkâr | Ağır Aksak | _ |
Meclis-i meyde elinden nûş edip hep bâdeler | Hicazkâr | Ağır Aksak | Mekkî Molla |
Müzeyyen gül-sitandır meh-cemâlin | Hicazkâr | Curcuna | _ |
Seni görmek seni sevmek emeliyle yaşarım | Hicazkâr | Ağır Aksak | _ |
Vaz geçti gönül aşk u muhabbet emelinden | Hicazkâr | Sengin Semâî | _ |
Pek cüdâ düştüm gülümden | Hüseynî | Ağır Aksak | _ |
Bağlandı gönül zülfüne bir yosma civânın | Hüzzâm | Türk Aksağı | _ |
Bana bakmakta yine gamze ile dîdelerin | Hüzzâm | Ağır Aksak | _ |
Bir rivâyet var ki gûyâ ben seni aldatmışım | Hüzzâm | Ağır Aksak | _ |
Görmedim uysun felek âmâlime | Hüzzâm | Ağır Aksak | _ |
Göster güzelim hücre-i ezvâk-ı visâli | Hüzzâm | Ağır Aksak | Hüseyin Avni Bey(Yenişehir'li) |
İnan inan ki ey güzel duyunca hoş kelâmını | Hüzzâm | Yürük Semâî | Cenap Bey |
İstemem âlemde sensiz rûzigâr | Hüzzâm | Müsemmen | _ |
İşte sînemde sıkıştırdım seni ey gül-beden | Hüzzâm | Ağır Aksak | _ |
Rahm eder mi sana sandın a gönül | Hüzzâm | Curcuna | _ |
Sînenin âşık-ı şûrîdesidir bûselerim | Hüzzâm | Ağır Aksak | Tevfik Sâmih Bey (Lâmî) |
Yanayım derd-i firâkınla perîşân olayım | Hüzzâm | Ağır Aksak | _ |
Yaşamam sensiz efendim bulurum dağ aşarım | Hüzzâm | Ağır Aksak | _ |
Çâresiz bir derde düştüm oldu aklım serseri | Karcığar | Sengin Semâî | _ |
Gönül beni usandırdı bana ağyârı andırdı | Karcığar | Aksak | _ |
Görünce ben seni ey mâh | Karcığar | Curcuna | _ |
Hiç ilişme meh-cemâlim dîde-i sevdâ-keş'e | Karcığar | Aksak | _ |
Nazîrin yok senin ey mâh yerde | Karcığar | Devr-i Hindî | _ |
Sana vardır bir sözüm meleğim | Karcığar | Aksak | _ |
Tîr-i çeşmânınla (müjgânınla) sayd ettin dil-i âvâreyi | Karcığar | Ağır Aksak | Bedri Ziyâ Aktuna |
Zahm-ı hicrânım gibi âlemde yâre var mıdır | Karcığar | Ağır Aksak | _ |
Ben esîr-i zülfünüm bî-iştibâh | Kürdîli Hicazkâr | Müsemmen | _ |
Bir nigâh et yeniden çeşmine hayrân olayım | Kürdîli Hicazkâr | Ağır Aksak | _ |
Dilerse şâdkâm olsun diler gönlüm hazîn olsun | Kürdîli Hicazkâr | Aksak | Mâide Hanım |
Diriğ-i iltifâtına nedir bâis olan ey mâh | Kürdîli Hicazkâr | Sengin Semâî | _ |
Diyelim sen yok iken ağlıyorum | Kürdîli Hicazkâr | Curcuna | _ |
Ey nazlı melek Hak seni bir tâne yaratmış | Kürdîli Hicazkâr | Aksak | _ |
Gerçi bilirim kurtulamam tîr-i kazadan | Kürdîli Hicazkâr | Aksak | _ |
Görünce vechini meftûnun oldum | Kürdîli Hicazkâr | Curcuna | _ |
Gülerken şevk-i âmâlim yüzünde | Kürdîli Hicazkâr | Aksak | _ |
Hasret ile ben şâm ü seher eylerim efgan | Kürdîli Hicazkâr | Aksak | _ |
Kalb-i sevdâ-zedeler âh ile dâim inler | Kürdîli Hicazkâr | Ağır Aksak | _ |
Leylâkların altında gülüm âh o dün akşam | Kürdîli Hicazkâr | Türk Aksağı | _ |
Mest iken âgûşa gelmez çırpınır hiddet eder | Kürdîli Hicazkâr | Ağır Aksak | _ |
Öpsem de o gül-ruhlerin rûhum solacaktır | Kürdîli Hicazkâr | Türk Aksağı | _ |
Tîr-i nigehin açtı ciğergâhıma yâre | Kürdîli Hicazkâr | Aksak | _ |
Va'dine aldandı gönül | Kürdîli Hicazkâr | Düyek | _ |
Zerrece rahm etmedin sen nâle vü feryâdıma | Kürdîli Hicazkâr | Ağır Aksak | _ |
Bâdeler döndükçe artar bezm-i ayşın neş'esi | Mâhûr | Ağır Aksak | Ahmet Refik Altınay |
Bir sararmış sâk'a döndüm hep görenler ağlasın | Mâhûr | Ağır Aksak | _ |
Derd-i aşkından sakın bahs etme pek | Mâhûr | Curcuna | _ |
Dökme şebnem gibi çeşmin yaşını ey gül-i ter | Mâhûr | Devr-i Hindî | _ |
Gel bir daha gül rûyini aç handeni göster | Mâhûr | Sengin Semâî | Fâik Ali Ozansoy |
Gel eğlenelim bu şeb berâber | Mâhûr | Sengin Semâî | _ |
İçtim şarâb-ı lâ'lini mestâneyim mestâneyim | Mâhûr | Türk Aksağı | _ |
Reh-i âmâle herkes buldu yol avare ben kaldım | Mâhûr | Şarkı Devr-i Revânı | Harput Folklorundan |
Ben sana takrîre imkân bulmadım ahvâlimi | Muhayyer | Ağır Aksak | _ |
Andelîb feryâdının hengâmı geldi sevgilim | Müstear | Ağır Aksak | _ |
Lâyık mı sana a nûr-i pâkim | Müstear | Düyek | _ |
Nev-nihâl-i hüsn-i ânsın her gören özler seni | Müstear | Devr-i Hindî | _ |
O güzel hüsnünü dünyâ seviyor cânânım | Müstear | Müsemmen | _ |
Saz ile ben ağlıyorken firkât-i cânânıma | Müstear | Ağır Aksak | _ |
Sevdâya düşmüş kâm almak ister her işvegerden | Müstear | Türk Aksağı | _ |
Sunma mey serv-i hırâmınla serhoşlanırım | Müstear | Ağır Aksak | _ |
Süzüldü dîde-i sevdâ-penâhın | Müstear | Aksak | _ |
Artık yetişir âh ü figân eyleme bülbül | Nihâvend | Sengin Semâî | _ |
Çeşm-i mestin arz olunsa hâlet-i mestânesi | Nihâvend | Devr-i Hindî | _ |
Gönlümü ömrümü rûhum sana vakf etmiş iken | Nihâvend | Ağır Aksak | _ |
Me'yûs-i aşkım sensin penâhım | Nihâvend | Semâî | _ |
Ömrümü gönlümü rûhum sana vakf etmiş iken | Nihâvend | Ağır Aksak | _ |
Sevdiğim lûtf eyleyip gelmez misin imdâdıma | Nihâvend | Ağır Aksak | _ |
Bilmem ki nedendir bana sen hor bakıyorsun | Rast | Sengin Semâî | _ |
Neden gönlüm kırarsın âh a zâlim | Sabâ | Curcuna | _ |
Severim cân ü gönülden seni ey gözbebeğim | Sabâ | Ağır Aksak | _ |
Gülzârı harab eyleme muhrik nagamınla | Sabâ | Aksak | _ |
Diyemem ben"Elem-i dehr ile dilgîr olsun" | Segâh | Ağır Aksak | _ |
Mest etmek için rûhumu ey şi'r-i mücessem | Segâh | Sengin Semâî | _ |
Yayılmış gülistâna ser-te-ser mehpâreler şimdi | Segâh | Şarkı Devr-i Revânı | _ |
Zevk olur giryelerim kalb-i safâ-mestinize | Segâh | Ağır Aksak | _ |
Bilmem ki tahammül mü çoğaldı ne bu hâlim | Sultânî Yegâh | Aksak Semâî | _ |
Müjgân-ı çeşmin cânâna sâkî | Sultânî Yegâh | Yürük Semâî | _ |
Yaradan öyle yaratmış ki güzellikte seni | Sultânî Yegâh | Ağır Aksak | _ |
Bir günâh ettimse cânâ sûznâk oldum yeter | Sûznâk | Ağır Aksak | _ |
Etmiyor hiç merhamet cânan benim efganıma | Sûznâk | Ağır Aksak | _ |
Gördüğüm yerde seni büht ile ey gonce-dehen | Sûznâk | Ağır Aksak | _ |
Mehd içinde eşk-i mihnetle açılmış gözlerim | Sûznâk | Ağır Aksak | _ |
Soldum bu küçük yaşta yazık gül gibi soldum | Sûznâk | Aksak | Mehmet Sâdi Bey |
Takıldı kaldı gönlüm zülf-i yâre | Sûznâk | Curcuna | _ |
Yüzün gördüm bu dem hayrânın oldum | Sûznâk | Ağır Aksak | _ |
Bakamam gerdenine hiç | Şedaraban | Ağır Aksak | _ |
Bülbül ne için dâmen-i yâre el uzattın | Şedaraban | Sengin Semâî | _ |
Kanlı yaş döksem dem-â-dem dîdeden | Şedaraban | Ağır Aksak | _ |
Mahzûn durur her köşesi | Şedaraban | Yürük Semâî | _ |
Vâh esîr-i derd-i hicrânım bugün | Şedaraban | Aksak | _ |
Yayılmış gülistâna ser-te-ser mehpâreler şimdi | Şedaraban | Devr-i Hindî | _ |
Beni gurbetlere attı şebim rûzum bütün mâtem | Şevkefzâ | Aksak | _ |
Beni mahveyledin böyle | Şevkefzâ | Aksak | _ |
Derdimin bir fıkrasın açsam sana hicrân olur | Şevkefzâ | Aksak | _ |
Eylemem artık felekten iştikâ | Şevkefzâ | Ağır Aksak | _ |
Gülşen-i aşkın hazana ermiş artık gülleri | Şevkefzâ | Ağır Aksak | _ |
Ricâ etsem beni dâim üzersin | Şevkefzâ | Aksak | _ |
Cezbe-dâr eyler dil-i uşşâkı pür-fer gözlerin | Tâhir Bûselik | Ağır Aksak | _ |
Dem olur hicr ile handan olurum | Tâhir Bûselik | Aksak | _ |
Derd ü gamdan olmadım âzâde hiç | Tâhir Bûselik | Curcuna | _ |
Güzelim gülşene gel şevk-i bahar âlemidir | Tâhir Bûselik | Ağır Aksak | _ |
Heves etti gönül aşk u hevâya | Tâhir Bûselik | Düyek | _ |
Hiç muhabbet mi olur yârim fedâkâr olmasa | Tâhir Bûselik | Aksak | _ |
Hüsn-i reftâra bakın şanlı civanım geliyor | Tâhir Bûselik | Aksak Semâî | _ |
Âşık oldum ben sana ey gül-beden | Uşşâk | Düyek | _ |
Baktı bir gonceye bir hâre gönül | Uşşâk | Ağır Aksak-Cur. | _ |
Bezm-i Cem'de görmesem dil-bâzımı | Uşşâk | Curcuna | _ |
Bırak bana feryâdımı kalbin enîs-i yârıdır | Uşşâk | Müsemmen | _ |
Ey benim âhu misâlim nerdesin | Uşşâk | Curcuna | _ |
Fikr-i vaslın ile ağlar gece gündüz dîdelerim | Uşşâk | Ağır Aksak | _ |
Gözüm dâim güzel gözler | Uşşâk | Devr-i Revân | _ |
Nasıl çıksam başa zahm-ı kaderle | Uşşâk | Aksak | _ |
Var mıdır tetkîke hâcet dilberim ef'âlimi | Uşşâk | Ağır Aksak | _ |
Gözünün safvetine nûruna meftûn oldum | Yegâh | Aksak | _ |