Şerif İçli (1899-1956)

Şerif İçli (1899-1956)

Eşref Kadri

20 Aralık 1899 tarihinde Beşiktaş'ta dünyaya geldi. Musikimizin fasıl icrası olarak tanınan ve klasik değerdeki eserleri fasıllarda kullanılan Şerif İçli aynı zamanda iyi bir Ud icracısıydı.

 

Musikiye çok küçük yaşlarında heves etti. İlk musiki çalışmalarına on sekiz yaşında iken Nakiye Hanım’dan ders alarak başladı. Yine aynı yıllarda Ud çalmaya uğraşıyordu. Neyzen İhsan Bey’in kurduğu Beşiktaş Musiki Kulübü’ne 1921 yılında girdi ve Hakkı Derman’la bu sıralarda tanıştı. Bir ömür boyu sürecek olan sanat arkadaşlığının temeli böylece atılmış oldu. İhsan Bey’in gayreti ile musikimizin pratik ve teorik yönlerine ait geniş bilgi elde etti. Musiki dünyasında ilerlemesi ve tanınması hızlı olmuştur.

 

Bestekârlığa 1924 yılında başladı. İlk eseri “Gelmeseydin âleme, görmeseydim ben seni” güfteli Uşşak şarkısıdır.  İkinci eserini Saba makamından besteledi. Sözleri “Pür zemzeme bir beste-i zîruh-i emelsin”olan bu şarkının sözlerini Dr. Ali Paşanın sözlerini yazdığı, “Neydin güzelim sen, güzelim dün gece neydin ?” olarak değiştirmiştir.

Esas olarak ününü temin eden eseri, 1927 yılında Süleyman Nazif’in:

 

Derdimi ummana döktüm, asumana inledim

Yâre de ağyara de hal-i derunum söyledim

Aşina yok derdime, ben söyledim ben dinledim

Gözlerim yollarda kaldı gelmedin çok bekledim

 

Şiirine yapmış olduğu Ağır Aksak usulündeki Hicaz şarkısıdır.

1938 yılında kurulan Ankara Radyosu'na girdi. O zamanki yasaların çıkardığı engeller dolayısıyla yayınlarda “Eşref Kadri” takma adını kullandı. 1946 yılında istifa ederek İstanbul'a döndü. Maksim Gazinosu’nda çalışmaya başladı. Sanat hayatını bundan sonra bestekârlık, plâk çalışmaları, gazino sanatkârı olarak sürdürdü, özel dersler verdi. İstanbul Radyosu’nun açılışından sonra orada da programlar yapmaya başladı.

 Şerif İçli, Sıdıka Hanım’la evliydi. Bu eşinin ölümünden sonra 1945 yılında ikinci kez evlendi; dört çocuğu dünyaya geldi. Kızı Sadiye İçli de ses sanatkârlığı yapmıştır. Günümüz bestekârlarından Dr. Selahattin İçli, Şerif İçli’nin yakın akrabasıdır.

Son yıllarında şeker hastalığı ve damar sertliğinden tedavi altındaydı. 1956 yılının Şubat ayının üçüncü günü, bir programa geç kaldığı için, radyoevinin yakınında bulunan evinden acele ile yürüyerek gelmiş ve provaya katılmıştı. Bu sırada fenalaşarak arkadaşlarının kolları arasında hayata gözlerini yumdu. Ertesi günü kalabalık bir cemaatle kaldırılan cenazesi Feriköy mezarlığında toprağa verildi. (Dr. Nazmi Özalp , Büyük Türk Musikisi Ansiklopedisi C:2 S: 127)

 Eserleri sanat açısından çok değerlidir. Sözlerini Mehmet Akif Ersoy’un yazdığı Hüseyni şarkısı fasıl şarkılarının vazgeçilmezlerindendir.

 Ezelden aşinanım ben ezelden hem zebanımsın

Beraber ahde bağlandık ne olsan yâr-i canımsın

Ne olsan zerrenim kalbimde hâlâ çarpar esrarın

Gel ey canan gel ey can kalmasın ferdaya didarın

Özellikle ağır usullerden örnekler vermiştir. Ağır Aksak, Devr-i Hindi, Türk Aksağı usullerine önem verdiği görünür. Hüzzam ve Uşşak makamında bestelediği eserlerle öne çıktığı görünür. Uşşak makamındaki Devr-i Hindi şarkısının sözleri Hikmet Münir Ebcioğlu’na ait:

Gözlerin hayran bakarmış görmeyip ısrarımı

Bilmiyor avare gönlün öldüren kalp ağrımı

İstemem bir aşk yeter ben şimdi buldum yarimi

Her sevişmek bir sefer yakmak demektir bağrımı

Sözlü eserlerinde çeşitli güftecilerin eserlerini bestelemiş. Sözleri Selim Aru imzası Hüzzam şarkısı dillerde nağme olmuştur:

Yine bir sızı var içimde akşam oldu diye

 Gözüm acıyor ağlarım hâlâ bilmem niye

 İstemem geceyi onda mehtâb gam oldu yine

 Gözüm acıyor ağlarım hâlâ bilmem niye

 

Bilinen eserleri Bayati makamından bir Saz Semaisi, Neva makamından bir Yürük semai ve 70 kadar şarkıdır.

Sözlü eserlerinin hemen hepsi klasik değerini korumuş fasıl repertuarda yerlerini almıştır.

Hazırlayan Suat Yener

Şerif İçli Repertuarı

 

 Bir teselli beklerim gönlümdeki bin yâreye Acem Aşîran Ağır Aksak Mustafa Nâfiz Irmak
 Bülbül-i şeydâya döndüm dehri görmez gözlerim  Bayati Ağır Aksak Mesut Kaçaralp
 Aşkınla harab kalbimi bir lâhza sevindir Bayâtî (Uşşak) Türk Aksağı Betül Erselik
 Dün gece bir bezm-i meyde âh edip anmış beni Buselik Ağır Aksak Ahmet Râsim Bey
 Gül sevdiceğim güller açılsın yanağında Dilkeşhâverân Aksak _
 Gezindi bir ses yine uzakta hâre gibi Ferahfezâ Düyek Selim Aru
 Avâre gönül lûtfunu bir gün görecek mi  Ferahnâk Curcuna Besim Bey
 Bir harâb-âbâd gamdı büsbütün oldu harâb Hicaz Ağır Aksak Zekâî Bey
 Derdimi ummana döktüm âsumâna inledim  Hicaz Ağır Aksak Süleyman Nazif
 Çok güzeller(yosmalar) kandırır güneşi kıskandırır Hicazkâr Oynak _
 Ezelden âşînanım ben ezelden hem-zebânımsın Hüseyni Aksak Mehmet Akif Ersoy
 Oldumsa eğer hasta gönül kahr-ı felekten Hüseyni Curcuna _
 Yine yol göründü sevdâ eline  Hüseyni Aksak _
 Hicrân yine hicrân mı bu aşkın sonu söyle  Hüzzam Aksak Selim Aru
 Sen de Leylâ'dan mı öğrendin cefâkâr olmayı Hüzzam Devr-i Hindi Hilmi Soykut
 Sensiz geçecek günleri âhımla eritsem Hüzzam Türk Aksağı Besim Tecer
 Türlü derde ben devâ buldum elimle çok zaman Hüzzam Müsemmen Rahmi Duman
 Uçtu tellendi bu saç esti gönüllerde bahar Hüzzam Ağır Aksak Besim Bey
 Yine bir sızı var içimde akşam oldu diye Hüzzam Aksak Selim Aru
 Ey bırakıp giden beni (Bırakıp giden..) Karcığar Sofyan _
 Güneş ruhsâreli cânân nikab-ender-nikab oldu Karcığar Aksak Semai Şerif İçli
 Hey kız nerelisin sen Karcığar Aksak Vecdi Bingöl
 Mest oldu gönül gözlerini gördüğüm akşam Karcığar Curcuna Rahmi Duman
 Ondördü ayın gel güzelim îd edelim gel Karcığar Yürük Semai Mesut Kaçaralp
 Zülfünün oldum esîri etme âzâd istemem Karcığar Müsemmen Hilmi Soykut
 Açsam sana bir gün şu kırık kalbimi Karcığar  Curcuna Zekâi Bey
 Aşkınla meğer aşkıma son dem vuracakmış Kürdîlihicazkâr Türk Aksağı Selim Aru
 Emeller aldatıp avutmuş beni  Kürdîlihicazkâr Curcuna Rızâ Tevfik Bölükbaşı
 İçtim o derin sevgini hicranlı sesinden Kürdîlihicazkâr Türk Aksağı Ayşe Emel
 Sarılıp kaldı o geysû-yi semen-bûy'e gönül Kürdîlihicazkâr Devr-i Hindi _
 Sen benim doymadığım sevgilerin en sonusun  Kürdîlihicazkâr Aksak-Curcuna Nûrettin Artam
 Alamam doğrusu dest-i emele  Mahur Aksak Hakkı Sühâ Gezgin
 Mâdem ki baharlarla coşup yaz gibi açtın Mahur Türk Aksağı Fâzıl Ahmet Aykaç
 Dil'de rast geldi de dildâre gönül Muhayyer Aksak _
 Birlikte bu akşam çıkalım seyre civânım Nevâ Yürük Semai Mesut Kaçaralp
 Gece sâhilden açıp sandalı enginlere biz Nihavent Aksak Mesut Kaçaralp
 Sensiz yaşamam bil ki bu söz bence yemindir Nihavent Türk Aksağı Muhittin Kutbay
 Bir uzun yıl sanki günler sensiz akşam olmuyor Nişâburek Müsemmen _
 Cevr olur imkân-ı vuslat vermeyen îmâların Rast Ağır Aksak Halil İbrahim Akçam
 Gittikçe güzel gözlerinin nûru süzüldü Rast Aksak _
 Gül de bülbül gibi ağlasın her yaz Rast Curcuna _
 Düş ben gibi aşka sadâkat ne imiş gör Sabâ Türk Aksağı Hüseyin Rifat Işıl
 Neydin güzelim sen güzelim dün gece neydin Sabâ Sengin Semai Ali Paşa (Doktor)
 Her nefes ömrümde binbir hasretin âhın tüter Segâh Ağır Aksak Hikmet Münir Ebcioğlu
 Nazlı ipek yumağım Segâh Sofyan Vecdi Bingöl
 Hasretin çok eskidir bir an değil bir gün değil Sûzidil Ağır Aksak Besim Bey
 Cevrin yetişir sanma aman ol ki sitemkâr  Sûznâk Türk Aksağı Behçet Kemâl Çağlar
 Feryâd ile coştukca şu çamlardaki bülbüller Sûznâk Aksak _
 Çektik süzülen sandalı mehtâba ulaştık Şehnaz Aksak Hüseyin Mayadağ
 Günlerce onun lûtfuna ihsânına düştüm Şevkefzâ Türk Aksağı Bâdî Nedîm Bey
 Bıkmış gibi gönlüm itiyor aşkı içinden  Uşşak Aksak Selim Aru
 Cevr-i yâre sabır buldum ömrüm ahzâna kaldı Uşşak Aksak Semai Selim Aru
 Değirmene un yolladım Uşşak Devr-i Hindi-Oynak Kemâl Tözem
 Gelmeseydim âleme hiç görmeseydim ben seni Uşşak Ağır Aksak _
 Gittin bu gidiş bence ölümden de beterdi  Uşşak Curcuna Mesut Kaçaralp
 Gözlerin hayran bakarmış görmeyip ısrârımı Uşşak Devr-i Hindi Hikmet Münir Ebcioğlu
 Hâlâ acıyor gözlerinin yaktığı yerler Uşşak Türk Aksağı Mustafa Nâfiz Irmak
 Hasret dolu âhım sana hüsrânımı söyler Uşşak Türk Aksağı Mesut Kaçaralp
 İçimden şu zâlim şüpheyi kaldır Uşşak Curcuna Necdet Atılgan
 Rûhum bir uzak hâtıranın uğruna yandı Uşşak Türk Aksağı Bâki Süha Ediboğlu
 Sevdâ ona yaklaşma yanarsın tutuşursun Uşşak Türk Aksağı Hüseyin Rifat Işıl