Tamburi Ali Efendi (1836-1890)

Tamburi Ali Efendi    (1836-1890)

1836 yılında Midilli Adası 'ındaki Midilli, şehrinde dünyaya geldi. Hafız olan ailenin bireyi Hafız Bekir Efendi’nin oğludur. Ali Efendi 'de bu geleneğe uyarak çocuk yaşlarda hafızlığa başladı. Bestekâr Tamburi Aziz Bey 'in babasıdır. Midilli 'deki kısa tahsilinin ardından İstanbul 'a gelerek Medrese 'de okudu.

 

1862 yılında Sulatan Abdülaziz başa geçmesi ile sınavla saraya müezzin olarak başladı. Sınava giren Ali Efendi, sınavı kazanarak “Saray Müezzini” oldu. 1867 yılında padişahın ikinci imamı oldu.

 

1882 yılında henüz 18 yaşında olan Ömer Ferit Kam’ın götürdüğü besteyi anında Hicaz makamında okuması Abdülhalim Paşa’yı çok etkilemiş ve onun için özel bir tambur yaptırıp hediye etmiştir. 1885 yılında saraydaki 23 yıllık hizmetinden ayrılarak İzmir 'e yerleşti. Sadrazam Kamil Paşa 'nın kardeşi Udi Şakir Paşa tarafından Manisa 'ya davet edilerek himaye edildi.

 

1890 yılında İzmir’de öğrencileri Sofi-zade Hafız Mehmet ve Raşit Efendi ile meşk yaparken geçirdiği kalp krizi sonunda öldü. Karşıyaka Mezarlığı’na gömüldü.

 

Musikiye Latif Ağa ve Kanuni Rıza Efendi 'den makam ve usul dersleri alarak başladı. Tambur çalmasını ise; Tamburi Küçük Osman Bey 'den öğrendi.

Sesi ve icrası mükemmeldi. Bestelerinde içli bir samimiyet ve hüzünlü klasik yapı vardır. Suzidil makamında önemli çalışmalar yapmış ve bu çalışmalar kendisine şöhreti getirmiştir. Suzidil makamındaki eserlerini bir ay içinde bestelemesi dahi bir bestekâr olduğunun örneğidir. Suzidil eserlerinden örnek vermek istersek;

 

Her bakışında neşe buldum

Ben gözlerinin esîri oldum

Tîr-i nigehinle âh vuruldum

Ben gözlerinin esîri oldum.

Şarkısı klasik ve romantizmin en güzel örneklerindendir. Klasik değerler içinde kalması, hür bir romantizmi yaşatması ve coşkun bir lirizm göstermesi bestecilikteki ustalığının en güzel tarafıdır.

 

Ali Efendinin nota kullanmadığı tahmin ediliyor, eserlerini Manisalı Hafız Efendi ile oğlu Aziz Bey 'in notaya aldığı söylenir. Oğlu Tamburi Aziz Bey babasını bütün eserlerini bir araya toplamıştı; fakat bu eserler Aksaray yangınında yanmıştı. Yinede eserlerinin önemli bölümü günümüze kadar gelmiştir.(http://www.turksanatmuzigi.org /sanatcilarimiz/bestekarlarimiz/tanburi-ali-efendi - Dr. Nazmi Özalp , Büyük Türk Musikisi Ansiklopedisi,Cilt:1, S:273)

Elimizde 121 bestesi tespit edilebilmiştir. Nevres-i Cedid 'in güftesi olan Hüseyni makamındaki  "Senden bilirim yok bana bir fâide ey gül" Yürük Semai şarkısı birçok sanatçılar tarafından plaklara ve kasetlerdeki repertuarlarda yerini almıştır.

 

Senden bilirim yok bana bir faide ey gül

Gül yağını eller sürünür çatlasa bülbül

Etsem de abestir sitem-i  hare tehammül

Gül yağını eller sürünür çatlasa bülbül

Yine Segâh Makamındaki Endurini Vasıf 'ın sözlerini yazdığı

Bir başka sanat değeri taşıyan eseridir.

 

Dil-harâb-ı aşkınım sensin sebep berbâdıma

Bir teselli ver gelip bari dil-i naşadıma

Taş mıdır bağrın ki gelmezsin ben imdadıma

Dini ayrı kâfir olsa rahmeder feryadıma

Naşadıma: kederli ve mahzun olan

Bu eseri Zeki Müren, Safiye Ayla, Müzeyyen Senar, Hamiyet  Yüceses gibi değerler plakta seslendirirken günümüz sanatçıları da albümlerinde yer vermiştir.

Sözlerini Nevresi Cedid’in yazdığı bir başka Nihavent şarkısı:

 

Bilmezdim özüm gamzene meftun imişim ben

Afet-zede, dil-hasta, ciğer-hun imişim ben

Sevda-zedesin sen dediler zülfüne söyle

Çeksin beni zincire ki mecnun imişim ben

Ben meğer kendimi bilmezmişim, oysaki farkında olmadan bakışlarına bağlanmışım.

Bir felâketin mağduru olmuşum, gönlüm hastalanmış, ciğerim kanla dolmuş.

Bana, "Sen sevdadan yaralısın" dediler.

Saçlarına, beni zincire vurmasını söyle; çünkü ben aklını yitirmiş bir âşık imişim.”

 

Nota bilmediği için eserlerini oğlu Tamburi Aziz Mahmut Bey notaya almışsa da, bu koleksiyon Aksaray yangınında yanmış, sonra yeniden derlenmiştir. Kayıp eseri azdır ve günümüze yüz on eseri gelmiştir. Çok seri beste yapabilen üretken bestekârdır. Meselâ Suzidil makamındaki takımını bir Ramazan ayı boyunca bestelediği söylenir. Murabba, ağır semai, yürük semai, şarkı ve dinî musiki formlarının her türünde eser bestelemiştir. Rast makamında bestelediği sözleri Mehmet Sadi Bey’e ait eseri bestelerindeki samimiyeti anlatır:

Anlatayım hâlimi dildâre ben

Derd-i firâka arayım çare ben

Sabredeyim nice bir azare ben

Yaş dökeyim yalvarayım yâre ben

Hazırlayan: Suat Yener

 

 

Lütfen kaynak göstererek kullanın.

 Ben ki terkeylemişim canımı cananım için Arazbar Buselik Devr-i Kebir _
 Suz-i firkat sinemi dağlar benim Evc Ağır Aksak _
 Ben ağlar idim her gece ol yarim uyurdu Evc Aksak Semai _
 Ah eder inler gönül ol turra-i şeb-gun için Evc Çenber _
 Söylemem derdimi hem-derdim olan ah'a bile Evc Hafif Hızırağazade Said Bey
 Hicrinle gözümden acaba kan mı boşandı Evc Yürük Semai _
 Dilde şimdi var hezaran müşkilim Evcara Devr-i Hindi _
 Bir şuha gönül aşık olup derbeder oldu Evcara Sengin Semai _
 Nevruz-i bahar oldu yine ey gül-i handan Ferahfeza Curcuna Mehmet Sadi Bey
 Samur saçlım (kaşlım) nazik-edadır Hicaz Aksak _
 Hasret odu yaktı ciğerim ey ruh-i alim Hicaz Aksak Semai _
 Cemiyyet-i dil koymadı mestane nigahın  Hicaz Sengin Semai _
 Evvel görüşte ey şuh-i gülten Hicazkar Curcuna _
 Nakş-i la'li gitmez o şuhun derun-i sineden  Hicazkar Aksak Semai _
 İştiyakın hadden efzun oldu gel Hüseyni Devr-i Hindi (Ağır) _
 Nice bir hasret-i canana tahammül edeyim Hüseyni Aksak Semai _
 Senden bilirim yok bana bir faide ey gül  Hüseyni Yürük Semai Nevres-i Cedid
 Şimşir-i nigahınla vuruldum ciğerimden Hüseyni Ağır Aksak Semai _
 Bi-vefaya aldanmazdım Hüzzam Düyek _
 Oldu bu üftadenin her karı güç Hüzzam Ağır Aksak _
 Tersa güzeli gerdene zünnarını taktı Hüzzam Türk Aksağı _
 Bir taraftan aşıkı derd ü gam-ı yar ağlatır Karcığar Aksak Şadi Bey
 Şivene yok söz güzelsin Karcığar Aksak _
 Feryada ne hacet yürü bend eyle dehanın Muhayyer Sengin Semai _
 Bağlandı gönül zülfüne divaneliğinden Muhayyer Sünbüle Yürük Semai _
 Beni candan usandırdı cefadan yar usanmaz mı Muhayyer Sünbüle Aksak Semai Fuzuli
 Öyle sermestim ki idrak etmezem dünya nedir Muhayyer Sünbüle Çenber (Ağır) Fuzuli
 Tutuştu gam oduna şad gördüğün gönlüm Muhayyer Sünbüle Zincir Fuzuli
 Sayd eyledi bu gönlümü bir gözleri ahu Neveser Sengin Semai _
 Bilmem anı ben gelmedi misli bu diyare  Nihavent Ağır Aksak Semai _
 Ben aşık oldum bir güle Nihavent Aksak Semai _
 Gelin kızlar tiyatroda hora tepelim Nihavent Nim Sofyan _
 Eyledi meysiz bu şeb uşşak-ı zarı neşveyab Nihavent Semai _
 Bilmezdim özüm gamzene meftun imişim ben Nihavent Yürük Semai Nevres-i Cedid
 Sevdim yine bir şuh-i dil-ara pek ilerde Nihavent Yürük Semai _
 Ben değil meftun-ı hüsnün müptela alem sana Nişabur Ağır Aksak Semai Fuzuli
 Kan ağlamaz mı didesi şuride bülbülün Nişabur Firengifer Nevres-i Cedid
 Renc-i hatır vermesin feryad ü efganlar sana Nişabur Muhammes Ziyaeddin Paşa (Vezir)
 Yanar ol derd ile gönlüm ki yanar ah edemez Nişabur Yürük Semai Nevres-i Cedid
 Anlatayım halimi dildare ben Rast Curcuna Mehmet Sadi Bey
 Geldi eyyam-ı bahar oldu safalar aşikar Rast Türk Aksağı _
 Milk-i dil hükmeyle sultanım senin...  Rast Devr-i Hindi _
 Beni aşka salan yare gönül ister gücüm yetmez Saba Aksak _
 Sabah oldu gönüller oldu mesrur Saba Devr-i Hindi _
 Tir-i nigehin açtı ciğergahıma yare Saba Sengin Semai _
 Dil-harab-ı aşkınım sensin sebep berbadıma Segah Devr-i Hindi Enderuni Vasıf
 Suziş-i aşk eyledi bağrım kebab Segah  Yürük Semai _
 Açıl ey gonce-leb nur eylesin bezm-i tekellümler Sipihr Aksak Semai _
 Derman aramam derdime gözyaşımı silmem Sipihr Remel Nevres
 Kana kana içelim mey kanalım sahbadan Sipihr Yürük Semai _
 Kuşe-i gamda nişinim seni sevdim seveli  Sipihr Devr-i Kebir _
 Merdüm-i dideme bilmem ne füsun etti felek Sipihr Hafif Selimi (Yavuz Sultan)
 Mürg-i evc-i uzletim kevn ü mekan ağlar bana Sipihr Ağır Aksak Semai _
 Düştüm yine sevdasına bir taze civanın Sipihr  Yürük Semai _
 Yine bu gece çıkardım sipihre nalemi ben Sipihr  Zincir _
 Bilmedik yari ki bizden bu kadar gafil imiş Suzidil Devr-i Kebir Nevres Bey
 Ceyhun arayan dide-i giryanımı görsün Suzidil Yürük Semai Nevres Bey
 Her bir bakışında neş'e buldum Suzidil Aksak _
 Kani yad-ı lebinle hun-i dil-nuş ettiğim demler  Suzidil Aksak Semai Nevres Bey
 Yandıkca oldu suzan kalb-i şerer-feşanım Suzidil Evfer _
 Yıkıldı darb-ı sitemden harab olan gönlüm  Suzidil Zincir Nevres Bey
 aşık oldum sana ey gonce-dehen  Suznak Ağır Aksak Mehmet Sadi Bey
 Dil-i mahzunumu şad eyle bir gün Suznak Evfer _
 Ey hilal-ebru kamer-tal'at nigar-ı dilsitan Suznak Devr-i Hindi _
 Reva mı ey peri gülmek Suznak Düyek _
 Neş'esi hatıra geldi nigeh-i dilberinin Şevkefza Aksak _
 aşıktan etme cana hicabı  Uşşak Aksak _
 Benim yarim güzeller serveridir Uşşak Aksak _
 Aşk oduna yandı gönül hey Uşşak Curcuna _
 Pertev-i hüsnün salarken dehre tab Uşşak Müsemmen _
 Meyl etti gönlüm sen dil-rübaya  Uşşak Sofyan _
 Tıfl-ı nazım meclis-i rindane gel Uşşak  Yürük Semai İsmail Fenni Ertuğrul
 Yok dilde tahammül elem-i firkate artık Uşşak  Yürük Semai _
 İzhar edemem elbette sana aşkımı halim Yegah Aksak _
 Ruhlerin ey gonce-leb verd-i mutarra mıdır Yegah Curcuna _