Udi Nevres Bey (1873-1937)

Udi Nevres Bey (1873-1937)

Nevres Bey 1873 yılında Malatya'da dünyaya geldi. Çok fakir bir ailenin çocuğudur. Türlü geçim sıkıntıları içinde bunalan babası yeni bir geçim yolu bulmak için, karısını ve oğlunu Malatya'da bırakarak İstanbul'un yolunu tuttu; oldukça varlıklı ve nüfuzlu bir devlet adamının hizmetine girdi. Aradan iki yıl geçmiş, karısı yoksulluk içinde zatürreeden ölmüş, oğlu Nevres ise yetim ve kimsesiz kalmıştı. Bu acı haberi alan Nevres Bey'in babası memleketine gelerek oğlunu aldı ve İstanbul'a geri döndü.

 

İstanbul’da öğrenimini yaparken kendi kendine ud çalmaya çalışıyordu. Musiki çevresine girmeye başladı ve Tamburi Cemil Bey'le tanışma fırsatı buldu. Cemil Bey'in tamburda yapmış olduğu reformu Nevres’in Ud'da yapmasıa sebep olmuştur. Böylece tanınmış musiki ustaları ile de konaklara devam ederek sanatını ilerletme fırsatını buldu.

 

Tanzimat'tan başlayarak gelenekleşen Batı Musikisi'ni inceleme ve tanıma merakı başladı. Bu sebeple 1914 yılında Almanya'ya giderek bu sanatı yerinde inceleme fırsatını buldu. Ayrıca gerek İstanbul çevresinde gerekse Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da yaptığı derleme çalışmaları sonucu çok sayıda Tuna ve Anadolu türkülerini. Yani ülkemizde ilk folklor çalışmalarını yapmış oldu.

 

Nevres Bey 22 Ocak 1937 tarihinde Cerrahpaşa Hastanesi'nde gırtlak kanserinden öldü. Vasiyeti gereğince yedi sekiz kişilik bir toplulukla Yakacık mezarlığına defnedildi. Hastanede yattığı günlerde pek arayanı, soranı olmamış, büyük bir yalnızlık içinde bir kez daha unutulmuşluğun sisleri içinde kaybolup gitmiştir. Hiç evlenmemiştir.

 

Yorulmak bilmeyen bir derleyici ve onarımcı oluşu sebebi ile yıllarca toplayarak biriktirdiği evrakı, ölümünden sonra İstanbul Belediye Konservatuvarı tarafından satın alındı. Bu koleksiyon saz ve söz eserleri repertuvarımızın en sağlam kaynaklarından biridir. Bunların arasında Türk Musikisi nazariyatı kitapları, çeşitli külliyatlar, sayısız klasik eserler, Anadolu ve Rumeli türküleri, Batı Musikisi ile ilgili çoksesli denemeleri ve çalışmaları ele geçmiştir.

 

Günümüze Evç, Gerdaniye, Hüseyni, Karcığar, Hüzzam v.b. makamlardan sekiz taksimi ile bizzat çalıp okuduğu bir kaç sözlü plağı gelmiştir. Hüzzam makamından çok güzel bir saz semaisi vardır. Değişik makam ve usullerden yedi sözlü eser bestelemiştir. Sözleri Fuzuli'ye ait olan "Aşiyan-i mürg-i dil zülf-i perişamndadir" Isfahan şarkısı ile "Yıllarca ben seni aradım durdum" güfteli Ferahfeza şarkısı en tanınmış olanlarıdır.

 

Hazırlayan: Suat Yener