- Anasayfa
- Hakkımda
- Şarkı Sözleri
- Makaleler
- Bestekarlar
- Notalar
- Haberler
- Videolar
- Ziyaretçi Defteri
- Önemli Linkler
- Musikişinas Atatürk
- İletişim
Hafız Post
|
|
İstanbul, Üsküdar’da doğan Hafız Post'un asıl adı Mehmet, mahlası Hafız, Post ise lâkabıdır. Doğum tarihi kesin |
olarak bilinmemekle beraber 1630 civarında bir tarih olduğu tahmin edilmektedir. "Post" lâkabı kendisine, vücudunun |
baştan ayağa kadar gür ve sık kıllarla örtülü olmasından dolayı verilmişti. Musiki tarihimizin bazı kaynaklarında |
adından Tamburi Mehmet yada Mehmet Çelebi olarak söz edilir. |
Çok iyi bir öğrenim gördüğü, genç yaşında Hafız ve Hacı olduğu biliniyor. Selim Giray Han'dan eğitim görmüş, |
Divan hocaları zümresine katılmış, daha sonra Bîrun Kâğıt Eminliği'ne getirilmişti. |
Türk güzel sanatlarının önemli bir kolu olan Hat sanatına da merak etmiş, çağının değerli hattatı Tophaneli Mehmet |
Efendi'den Taliyk, Sülüs, Nesih türü yazı meşk etti. |
|
Nihayet 1694 yılında vefat ederek Karacaahmet Mezarlığı'nda, Divan şairi Nabi'nin mezarının yanı başında toprağa |
verildi. Ölümüne o dönem şairlerinden Fennî, |
"Çergehte eyleyüb âhır karar |
Postu şîr-i ecel çâk eyledi" |
Itrî ise, "Dedi Itrî Hafız'a mevâ ola ya Rab cinan" demişlerdir.
|
"Şair tezkireleri Hafız Post'un güzel şiirleri, rağbet kazanmış sözleri ve tarih söylemekte hayli mahareti olduğunu yazar. Divan nazmının mühim simalarından biri olan meşhur Nailî'nin talebesinin bu güzel şiirlerinden , rağbet kazanmış sözlerinden ancak yedi mısra var. . . Şüphesiz bunlar onun edebî şahsiyeti hakkında bir hüküm vermemiz için yeterli değildir. Yalnız bu büyük bestekârdan bir hatıra olarak şu dört mısraı nakledelim: |
|
Leblerin yâdına dil âlemde rüsvâdır gider |
Kâkülün fikri kara başıma sevdadır gider |
Gül yüzün şevkiyle ol gonce dehanı her seher |
Hafız-ı şûride bülbül gibi şeydâdır gider" |
Görüldüğü gibi bu şiirin çağına göre oldukça duru bir dili vardır. |
||||||||||||||||||||||||
|
||||||||||||||||||||||||
Naili’nin edebî çevresinde yetişen sanatkâr, bu bilgilerin yanı sıra Arapça ve Farsça öğrendi. O da hocası gibi Halvetiyye tarikatına mensuptu. Çağdaşı olan bazı şairler gibi, halk şiirinden kaynaklanan bir ilhamla âşıkane şiirler de söylemiştir. Buna hece kalıpları ile söylenmiş şu güzel şiir bir örnektir: |
||||||||||||||||||||||||
|
||||||||||||||||||||||||
Sana dil vereli bir dem |
||||||||||||||||||||||||
Şad olmadı mahzun gönlüm |
||||||||||||||||||||||||
Hasretinle geçti ömrüm |
||||||||||||||||||||||||
Şad olmadı mahzun gönlüm |
||||||||||||||||||||||||
*** |
||||||||||||||||||||||||
Gussadan hatırım mahzun |
||||||||||||||||||||||||
Didelerim oldu pür hûn |
||||||||||||||||||||||||
Etti aşkın beni Mecnun |
||||||||||||||||||||||||
Şad olmadı mahzun gönlüm |
||||||||||||||||||||||||
*** |
||||||||||||||||||||||||
Açıldı lâleler, güller |
||||||||||||||||||||||||
Feryat eyledi bülbüller |
||||||||||||||||||||||||
Gûşade oldu hep diller |
||||||||||||||||||||||||
Şad olmadı mahzun gönlüm
|