Bir sabah bakacaksın ki bir tanem ben yokum

Makam: Kürdîlihicazkâr

Bestekar: Selahattin İçli

Sanatçı: İnci Çayırlı

Güftekar: Hüceste Aksavrın

Usül: Curcuna - Serbest

Bir sabah bakacaksın ki bir tanem ben yokum

1919 yılında İstanbulda doğan Hüceste Aksavrın, Tüberküloz hastalığı nedeniyle Heybeliada’da uzun süre tedavi görmüştü.

Hastanede kendini tedavi eden doktoru Ömer Münif ile evlenerek taburcu olmuştu..

Hüceste Hanım  iyi bir ailede yetişmişti,  Edebiyata  meraklı duygularını mısralara dökmeyi severmiş.   

Hayata son derece bağlı Hüceste Hanım, Münif Bey’le mutlu yaşamını sürdürürken Mehmet’in doğumuyla mutlulukları taçlanmış olmuştu.

Mehmet büyür ve aile onun geleceğini düşünmeye başlar. Her ana-baba gibi onlar da Mehmet’in iyi yetişmesini istemektedirler. İmkânları da vardır ve hasreti yüreklerinde saklamaya söz vererek, Mehmet’i Avrupa’ya gönderirler. 

Mehmet, Avrupa’ya gider gitmesine de, hasretin bitmesini, Mehmet’in dönmesini   bekleyen aile, hasretin yanına hayal kırıklığının da eklenmesiyle, derinden sarsılır. Mehmet okulu bitirir ama geri dönmez. İsviçre’ye yerleşir.  

Tüberkülozu yenen Hüceste Hanım, kadere yenilmişti. Ardından bir süre sonra eşini de kaybeder. Yalnız kalır ve hayatını bakım evinde geçirmeye başlamıştı. Zaman durmaz, akar. 87 yaşına gelince de bakım evinde vefat eder.  


Hasreti hala içinde besleyen Hüceste Hanım, o yürekte ümidi de beslemektedir. Mehmet’in hiç olmazsa cenazesine geleceğini umar. “Bunu cenazemde Mehmet’e verin,” diye bir mektup verir arkadaşlarına, ölmeden önce. Şöyle seslenmektedir Mehmet’e:

Bir sabah bakacaksın ki bir tanem ben yokum  

Dünyayı sana bırakıyorum bir tanem

Söz aldım saatlerden sana koşacaklar  

Söz aldım gecelerden seni uyutacaklar  

Şarkılardan söz aldım hatırlatacaklar

Gözlerindeki son yağmurlar pencerende  

Beni anlatır sana bir bir ilerde  

Buğday misali düştüğüm yerde  

Çaresiz kimbilir nerelerde

Selahattin İçli ölümsüzleştirmek ister Hüceste Hanımı. Alır o sözleri ve Kürdîlihicazkâr Makamında seslenir, kalpleri olanlara. İnci Çayırlı ile birlikte katılırlar cenazeye.  Bir ricası vardır, İnci Çayırlı’dan: ”Bunu, Hüceste’nin mezarı başında oku,” der. 

Defin işlemleri tamamlanır, herkes dağılır, İnci Çayırlı oturur mezarın başında ve o anaya seslenir:

“Bir sabah bakacaksın ki bir tanem ben yokum.”

Bir annenin son arzudur. Çocuğuna kavuşamadan hayata gözlerini yummasının hikâyesidir.

 

(Sami Dayangaç, https:www.kayserihaber.com.tr, 1.05.2021)

İnci Çayırlı anısını anlatıyor.

Hazırlayan Suat Yener