Gelse o şuh meclise nazü tegafül eylese

Makam: Rast

Bestekar: Hafız Post

Sanatçı: Ayşen Birgör

Güftekar: -

Usül: Yürük semai

Asıl adı Mehmet olan Hafız Post İstanbul’da doğdu. "Post" lâkabı kendisine vücudunun baştan ayağa kadar gür ve sık kıllarla örtülü olmasından dolayı verilmişti. Sultan Dördüncü Mehmet döneminin bu büyük ustası klâsik Türk musikisinin en dikkate değer simalarındandı.

 Saray'da yapılan fasıllara sazı ve sesi ile katıldı, bütün çağdaşları gibi Selim Giray Han'dan yardım ve ilgi gördü. Bu sanatsever devlet adamının tertip ettiği edebiyat ve musiki toplantılarına katılarak sanatkâr kişiliğinin gelişmesini sağladı. Gençliğinde resmi görev almamış, son zamanlarına Divan hocaları zümresine katılmış, daha sonra Bîrun Kâğıt Eminliği'ne getirildi.

Musikiye genç yaşında başlayarak kabiliyeti ve yeteneği musiki, şiir, hattatlık gibi muhtelif güzel sanat alanlarında kendini gösteren Hafız Post'un asırlar arasından süzülüp gelen şöhretini, onun musikişinaslığı, bestekârlığı temin etti. Kasımpaşalı Osman Efendi'den sadece musiki dersi almakla kalmadı; hocasının engin kültüründen her yönü ile yararlandı. Tamburi ve hanendeydi. (Türk Musikisi Tarihi/Dr. Nazmi Özalp Cilt: 1 S: 149)

Hafız Post dinî ve lâdini mahiyette yüzlerce eser bestelemiştir. İlahilerinden başka yalnız Murabba Beste, Semai, Nakış, Şarkı şeklinde besteledikleri bin'e yaklaşır. Fakat elimizde bulunanlar sekiz-on parçayı geçmez, Klâsik musiki repertuarımızın en güzellerinden olan bu eserler, onun bestekârlıktaki maharet ve ince duygusunun en parlak delilidir. Bu eserler Rast makamındaki, günümüze gelen en önemli eseri Rast, Yürük semai olan:

Gelse o şûh meclise nâz ü tegâfül eylese

Reng-i hicâbı gülşen-i meclisi gülgûn eylese
Ta'n-ger-i riyâz-ı huld olur idi vücuh ile
Âşık-ı zâr-ı gülşen-i vaslına bülbül eylese
Tir ye le lel le le le le le le le le le le lel li

Canım ye le lel lel lel le le lel le le le lel li

“O şen sevgili toplantımıza gelse ve bizi görmez gibi davranıp naz etse...

Utangaçlıkla kızaran yanağının rengi, meclisimizin gül bahçesini güllerle donatsa

 Onu ilk kınayan ve azarlamak isteyen, cennet bahçeleri olacaktır;

Eğer ki o sevgili âşıkını kavuşma bahçesinde ağlatıp inleterek bir bülbüle döndürürse.” 

 

 

Hazırlayan: Suat Yener