- Anasayfa
- Hakkımda
- Şarkı Sözleri
- Makaleler
- Bestekarlar
- Notalar
- Haberler
- Videolar
- Ziyaretçi Defteri
- Önemli Linkler
- Musikişinas Atatürk
- İletişim
Olmaz İlaç Sine-i Sad-Pareme Hikayesi -Notası
Makam: Segah
Bestekar: Hacı Arif Bey
Sanatçı: Hamiyet Yüceses
Güftekar: Namık Kemal
Usül: Curcuna
Hacı Arif Bey'i Çeşmi Dilber terk etmişti ve bir da da dönmedi.Zira kendisi tekrar saraya dönmek istiyordu. O sıralarda tahta Sultan Abdülmecit bulunuyordu. Abdülmecit, iyi tahsil yapmış, çok zeki, terbiyeli, merhamet ve şefkatli bir kimseydi. Tahta çıktığında 16 yasındaydı. Yeni gelişmeleri çok sıkı bir şekilde takip eder ve hemen Devlet-i Aliyyede tatbik edilmesini isterdi. Abdülmecit’in bu durumundan faydalanan Arif Bey, Sultan-ı Irak makamında bir beste yaparak gönderme yaptı.
Bana lutf-eyler iken sen
Neden meftunun oldum ben
Bu beste padişahın hoşuna gitti ve Sultan Abdülmecit onu af etti ve tekrar mabeyinci yaptı. (Osmanlı Devleti'nde padişahların dışarıyla olan ilişkilerine bakan, buyruklarını ilgililere bildiren, bazı kişilerin dileklerini kendisine ileten görevli) Harem-i Humayun’da kızlara müzik hocalığı yapmaya tayin etti.
Herkes Arif Bey’in saraya dönüşüne çok sevinmişti ki Arif Bey’in hassas gönlü daha birinci derste, cariyelerden Çerkes asıllı, Zülf-i Nigâr’e kapıldı. Uslanmamıştı Zülf-i Nigâr da Hacı Arif Bey’i çok seviyordu. Bu aşkta kısa zamanda duyuldu. Başkadınefendi bu durumu Abdülmecit’e duyurdu. Abdülmecit skandal büyümeden evlenmelerini emretti ve evlendiler.
Zülf-i Nigar, Çeşm-i Dilber kadar güzel değildi. Fakat Arif Bey’i sevdi. Saraydan ayrıldılar ve Taşlık’taki konaklarına yerleştiler. Bu evlilik her ikisi için de çok mutlu başlamıştı. Rabia adında kızı oldu. Fakat mutluluk uzun sürmedi. Çünkü Zülf-i Nigar Hanım, o devirlerde çaresi henüz bulunamamış vereme yakalanmıştı. Günden güne sararıp, soluyor; adeta bir mum gibi eriyordu.
Zülf-i Nigâr Hanım’ın çaresiz hastalığı ilerledikçe Hacı Arif Bey’i de çaresiz acılara sürüklüyordu. Sözleri Namık Kemal’e ait olan meşhur Segâh Şarkısı “Olmaz ilâç sine-i sad-pâreme” bu dönemde Zülf-i Nigar Hanım’ın anısına besteledi.
Olmaz ilaç sine-i sad-pâreme
Çare bulunmaz bilirim yâreme
Baksa tabîbân-ı cihan çareme
Çare bulunmaz bilirim yâreme
Kastediyor tîr-i müjen canıma
Gözleri en son girecek kanıma
Şerhedemem hâlimi cananıma
Çare bulunmaz bilirim yâreme
“Yüz parça olmuş kalbime ilâç yoktur.
Yarama çare bulunmayacağını bilirim.
Dünyanın bütün hekimleri yarama baksalar da,
Yarama çare bulunmayacağını bilirim.
Sevgilinin kirpiklerinin okları canıma kastediyor.
Sonunda o gözler kanıma girecek.
Hâlimi sevgilime açıklayamam.
Yarama çare bulunmayacağını bilirim.”
Hazırlayan: Suat Yener
Her hakkı www.musikiklavuzu.net sitesine aittir. İzin alınmadan yayınlanamaz.
Link verilerek ve kaynak belirnerek izinsiz yayınlanabilinir.
26.07.2014