Unutturamaz seni hiçbir şey unutulsam da ben -Hikâyesi-Notası

Makam: Nihavend

Bestekar: Ekrem Güyer

Sanatçı: Müzeyyen Senar

Güftekar: -

Usül: Düyek

Unutturamaz seni hiçbir şey unutulsam da ben -Hikâyesi-Notası

 1921 yılında Karaman'da doğan Ekrem Güyer, Şair ve sanatkâr babası Mehmet Adil Bey'in etkisinde kaldı. Daha beş yaşında olmasına rağmen gramofon plaklarda dinlediği şarkıları birinci dinleyişinden sonra evinin avlusunda oturur kendi kendine söylemeye başlarmış

Evde ud dersi alan ablasından etkilenerek, 12 yaşında Ud ve Bağlama çalmasını öğrendi. Ağabeyi Nevzat Güyer'le birlikte okuldaki etkinliklerde şarkı söyleyerek iyiden iyiye musikinin içine girmeye başlamış oldu.

1943 yılında Ankara Radyosu'nun açtığı stajyer solist sınavına girdi. Mesut Cemil Bey'in başkanlığındaki sınavı sadece Ekrem Güyer kazanarak radyo evinde çalışmaya başladı.

Aynı dönemlerde Ankara Radyosu'nda güzel, sakin ve kendi kadar sesi de güzel olan hanımefendi Müzeher Özerinç'te stajyer solistlik eğitimini alıyordu.

Ekrem ile Müzeher tanıştılar. Önceleri başlayan mesai arkadaşlığı kısa zamanda aşka dönüştü. Ve bu aşklarını nikâh masasındaki "EVET" kelimesi ile noktalandı. Tarih 1944…

Kendilerine göre dünyalarını kurdular. Mutluk kuşları onlar için şarkı söylüyordu. İki yıl sonra, ileride Türk Musikisinin kıymetli seslerinden biri olacak olan Metin Güyer dünyaya geldi. 

Ekrem Güyer, bir gün ud'unun tellerine vururken sadece sevdiği kadını düşünüyor ve onun için bir beste hazırlıyordu. “Unutturamaz seni hiçbir şey unutulsam da ben” şarkıyı bestesini yaptı ve eşi Müzehher Hanım’la birlikte söylediler.

Sonra bu Nihavent şarkı Zeki Müren, Hamiyet Yüceses, Müzeyyen Senar derken binlerce kişinin kulağında çınlıyor ve dilinde nağmeleşiyordu. Binlerce kişinin aşklarına tercüman oluyordu aşkları.

Unutturamaz seni hiçbir şey unutulsam da ben

Her yerde sen her şeyde sen bilmem ki nasıl söylesem

Bir sisli hazan kesilir ruhum eğer görmezsem

Her yerde sen her şeyde sen bilmem ki nasıl söylesem


Yıl 1954

Soğuk ve sisli günlerinden birini yaşıyordu Ankara.

Tarih 16. Şubat.

Ankara Numune Hastanesi'nin acilinde bu aşkın son şarkısının taksimi başlamıştı. Üç gün çalıştı doktorlar. Durduramadılar Ekrem'in midesindeki kanamayı. Ama esas kanayan yara Müzeher'in kalbindeydi.

Türk musikinin kalbindeydi.

Müzeher oğlu Metin ile yalnız kalmıştı. Ayaklarının üstünde durmaya çalışacaktı. Nasıl unutacaktı bu aşkı. Mümkün müydü?

Müzeher Hanım, Ekrem Güyer’in ölümünden sonra da ona olan aşkı hiç küllenmemişti. Eşinin kendisi için bestelediği “Unutturamaz seni” şarkısına cevap yazıp ona olan aşkını ölümsüzleştirecekti. Belli ki geri dönülmeyecek yerdeydi. Fakat her zaman kalbindeydi. "Unutmadım Seni Ben" şarkısının güftesini yaptı.

"Suat Yener; Şarkıların Gözyaşları S:156, Altın Koza Yayınları 0 322 503 04 77"

Hazırlayan: Suat Yener